Advertisement

MUSTAFA ÖZBEK’İN ARDINDAN…

Türk dünyasının ve Türkiye sendikal hareketinin önemli isimlerinden Mustafa Özbek’i Cumhurbaşkanlığı’nda göreve başladığım yıllarda tanımıştım.

Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş’ın  yakın bir dava arkadaşı ve  Kıbrıs davamızın kararlı neferlerinden biriydi.

KKTC sendikal hareketine de destek verirken,  KKTC’de önemli yatırımlarda da bulunmuştu. Kıbrıs Türk halkının sesini dünyaya duyurabilmek için de  Avrasya  TV’yi  kurmuştu.

Ankara’ya her gittiğimde Türk Metal Sendikası’nın genel merkez binasını ziyaret eder,  Kıbrıs  konusunda değerlendirmelerde bulunurduk.  KKTC’ye geldiği günlerde de görüşürdük.

Ve biz  halkımızın davası yönünde mücadele ederken,  “Ergenekon” kumpası gündeme geldi.

CIA ve FETÖ tarafından organize edilen  bu kumpasa göre,  KKTC’de Ergenekon’un  başı  Kurucu Cumhurbaşkanımız  Rauf R. Denktaş,  “Ergenekon’un tetikçisi” ben,  finansörü ise  Mustafa Özbek’di.

“Bunları tutuklayın, Silivri’ye gönderin” çağrıları yapılırken,  öylesine yalan ve iftiralar gündeme getiriliyordu ki, şaşırmamak  elde değildi.

Bu yalan ve iftiralara  göre,  Mustafa Özbek,  KKTC’ye içerisinde dinleme cihazları bulunan araçlar getirmiş,  sendikanın parasını  harcamış, KKTC’de hanlar, saraylar satın almıştı.

Bu yalan ve iftiralar devam ederken  bu kez gündeme “KKTC’de Ergenekon Yapılanması”  adlı düzmece bir rapor  getirildi.  Bu düzmece raporda neler yoktu ki?  Ve, yine bu yalanlara göre bu “belgeler” Mustafa Özbek’in evinde bulunmuştu.

Sonuçta, Mustafa Özbek tutuklandı, Silivri’ye gönderildi ve yargılandı.

Ve, başına her ne geldiyse vatan sevgisinden, Kıbrıs davasından geldi.

Yerinde otursa, vatanını sevmese ve Kıbrıs davasının  bir neferi olmasaydı, bunlar başına gelmeyecekti.

Ve, Mustafa Özbek, vatan ve Kıbrıs sevdasının bedelini çok ağır ödedi.

Ama asla pişman olmadı ve bir adım gerilemedi.

Ve, bugün Mustafa Özbek aramızda yok.

Geride ise  mücadelesi kaldı.

Allah rahmet eylesin ve nurlar içinde uyusun.

Ama,  şunu belirteyim;

Ergenekon kumpası günlerinde yalan ve iftiralarla en çirkin saldırılarda bulunanların Özbek’e  özür borcu var.

Bunu da beklemek hakkımızdır…