86 metre boyunda 23 metre genişliğinde olan geminin ekonomik ömrünün  30 yıl olduğu belirtiliyor. Geminin deplasman kapasitesi 5 bin 178 ton seviyesinde. Geminin %90 yerlilik oranına sahip olduğu belirtiliyor. Oruç Reis 55 kişilik mürettebata sahip. Mürettebatın 25’i geminin kendi personelinden oluşurken, geri kalan 30’u bilim insanlarından oluşuyor.

Oruç Reis Sismik Araştırma Gemimiz modern sevk ve manevra sistemleriyle birlikte, jeofizik (2B/3B derin sismik, gravite, manyetik) sistemler ve deniz tabanı ayrıntılı görüntüleme/haritalama sistemleri, uzaktan kumandalı sualtı aracının (ROV) yanı sıra, su kolonu ve deniz tabanından jeolojik örnekleme yapabilecek ekipmanla donatılmış olup, gemide alınan verilerin işlenmesi, analizi ve değerlendirmesine yönelik jeoloji, jeofizik, hidrografi, oşinografi ve biyoloji araştırma laboratuvarları yer almaktadır. Açık denizlerde iki ve üç boyutlu derin sismik araştırmalar yapabilecek kapasitede modern sevk ve manevra sistemleriyle donatılan Oruç Reis  gemisi deniz tabanından itibaren 15.000 m derinlikteki jeolojik yapılar görüntülenebileceği gibi, modern uzaktan kumandalı su altı aracı (ROV) ile 1.500 m su derinliğindeki deniz tabanı ayrıntılı olarak izlenebilir, deniz suyundan ve tabanından numune alınarak ölçüm ve analizler anında yapılabilir.

DENİZLERDE SİSMİK ARAMA

Denizlerde sismik aramalarda gemiler 8 Flamalı aramalarda genisçe ve çok uzun mesafeli manevralarla ileri gidiş ve dönüşlerle veriler toplanır. Sismik araştırmalar, yeraltı oluşumlarını görüntülemek için yüzey kaynaklı sismik darbeler kullanır. Temel olarak, dünya yüzeyinin altında bir sismik dalga üretilir ve daha sonra dalgalar yeraltı oluşumlarından (yani yüzeyin altındaki kaya katmanları) sıçradıkça “jeofonlar” adı verilen sensörler tarafından toplanır. Dünyanın yüzeyiyle jeofonlar arasında yüzlerce veya binlerce fit su olduğunda bu işlem daha karmaşık hale gelir.

Deniz sismik gemileri, sismik okumalar için gereken nabzı oluşturmak için hava tabancaları, su tabancaları ve diğer akustik kaynakların bir kombinasyonunu kullanır.

Su tabancası (veya birkaç kaynaktan oluşan bir kombinasyon dizisi) hava tabancasına tercih edilir, çünkü hava tabancası başlangıçta ateşlendikten sonra istenmeyen bir ikincil darbe oluşturur, bu da verilerin doğru yorumlanmasını bozabilecek dalga formunu gizler. Su tabancası, basınçlı havanın neden olduğu sorunu gidererek çevredeki suya su enjekte eder. Mesele jeofonlar tarafından okunabilen ve deniz tabanının altındaki jeolojik özellikleri ortaya çıkarmak için yorumlanabilen akustik bir titreşim üretmektir.

Bir cıvıltı veya “süpürülmüş” frekans üreten bir kaynak da dahil olmak üzere başka yöntemler de vardır. Bu yöntem, yansıyan nabzı sağlamak için “chirp radar”ı temel alan bir dizi frekans kullanır. Çeşitli kaynaklar, yeraltı arazilerinin daha doğru okunmasını sağlamak için çeşitli frekanslar yayar.

Akustik kaynak ne olursa olsun, amaç, ses dalgasının farklı tepki göstermesine neden olacak çeşitli kaya katmanları arasındaki sınırları yansıtan sismik darbeler üretmektir. Damar, ritmik tekrarlamada, geminin ayrıntılı haritalama uzunluğu oluşturmak için hareket ederken yayılması önemlidir.