Geçmişi şöyle bir hatırlayalım,
Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş’a karşı en acımasız ve en çirkin saldırılar “örtülü ödenek” üzerinden yapılıyordu.
Dönemin CTP ve muhalefet partilerinin yöneticileri, öylesine yalan ve öylesine çirkin iftiralarda bulunuyorlardı ki, şaşırmamak elde değildi.
Bunlara göre “örtülü ödeneği istediği gibi kullanan Denktaş, örtülü ödeneğin paralarıyla Londra’da evler, oteller satın almıştı, örtülü ödenekteki paraları yakınlarına dağıtıyordu.”
Tabii ki bu söylenenlerin bir teki bile gerçek değildi.
Ama CTP ve diğer muhalefet partileri “örtülü ödeneği” kara bir propaganda unsuru olarak kullanmayı çok iyi biliyorlardı.
CTP ve diğer muhalefet partileri her Cumhurbaşkanlığı seçiminde “örtülü ödenek” üzerinden seçim kampanyalarını yürütmeyi de marifet biliyordu.
Mehmet Ali Talat, CTP’den Cumhurbaşkanı adayı olduğunda da seçim meydanlarında yaptığı konuşmalarda, gerçek dışı iddialarda bulunurken, “örtülü ödeneği kullanmayacağını” söylüyordu.
Ama, Cumhurbaşkanı seçildiğinde , şu açıklamayı yapmıştı;
“Örtülü ödeneği casusluk ve istihbarat faaliyetlerinde kullanacağım.”
Talat geçen gün yaptığı açıklamada da “örtülü ödenek gereklidir” dedi.
***
Mustafa Akıncı da Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde aynı şeyleri söylüyor ve “örtülü ödeneğin üzerindeki örtüyü kaldıracağım” diyordu.
Yani, örtülü ödenekten kimlere para verdiğini açıklayacaktı. .
TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit de örtülü ödeneği “demokrasinin en büyük düşmanlarından biri olarak” tanımlarken, şunu söylüyordu;
“Örtülü ödeneğin kaldırılması için Meclis’e yasa tasarısı sunacağız.”
Ve, özetle belirtmek gerekirse, örtülü ödeneği bugüne kadar tartışmaya açan CTP, TDP ve diğerleri oldu.
Örtülü ödenek üzerinden tartışma bugün de devam ediyor.
UBP ve YDP örtülü ödeneği ve örtülü ödenekteki paraların nasıl harcandığını sorguluyor. CTP ile TDP bu konuda geçmişte söylediklerini unutup, yanıt vermekten kaçınıyor. .
Doğrudur, casusluk ve istihbarat faaliyetlerinde kullanılan Cumhurbaşkanlığı ödeneği tartışılmamalı. Çünkü, Cumhurbaşkanı ortaya çıkıp da “casusluk ve istihbarat faaliyetleri için kimlere para verdiğini” açıklayamaz.
Ama ortada bazı iddialar var;
Bu iddialara göre de örtülü ödenekten bazı gazetecilere para verilmiş. Acaba bu gazeteciler de casusluk faaliyetlerinde mi kullanıldı yoksa başka faaliyetlerde mi?
***
Bu tartışmayı yıllardan beri gündeme getirenler biliniyor. “Örtülü ödeneğin üzerindeki örtüyü kaldıracağım” diyen de, “örtülü ödenek demokrasinin düşmanıdır” diyen de ortada.
İşte buradaki mesele, CTP, TDP ve diğerlerinin örtülü ödenek konusunda sergiledikleri ilkesizlik ve iki yüzlülük.
Seçimden önce “örtülü ödeneği kaldıracağız” sözünü vereceksin, seçimden sonra da örtülü ödeneği savunup, aslan payını alacaksın.
Bir de şu var;
Daha önce Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlığın ve Dışişleri Bakanlığının örtülü ödenekleri vardı. Dörtlü Koalisyon Hükümeti döneminde bunlara Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı da eklendi.
Peki, Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı hangi casusluk ve hangi istihbarat faaliyetinde bulunacaktı?
Ve, Dörtlü Koalisyon Hükümeti döneminde örtülü ödenek gerçek amacından uzaklaştırılarak, yağma Hasan’ın böreği haline getirildi.
Durum bu olunca da, bu tartışma devam edecektir…
GÜNDEM
20 Kasım 2024SPOR
20 Kasım 2024GÜNDEM
20 Kasım 2024SPOR
20 Kasım 2024SPOR
20 Kasım 2024GÜNDEM
20 Kasım 2024GÜNDEM
20 Kasım 2024