Bir süreden beri, Besim Tibuk’un Yönetim Kurulu Başkanı olduğu NET holding ile ilgili olarak belgelere dayanan yayınlarda bulunuyoruz.
Bu haberleri de yaparken herhangi bir düşmanlığımız olmadığı gibi, kimseyi de karalama niyetimiz yok.
Biz, ülkemizde yaşanmakta olan koronovirüs felaketinin getirdiği ekonomik yıkıma dikkat çekerken, kim olursa olsun herkesin devlete olan yükümlülüklerini yerine getirmesini savunuyoruz.
Net Holding ile ilgili haberlerimiz de, kumarhane sahiplerinin devlete kumarhanelerinin imtiyaz izni ücretlerini ödemeyecekleri açıklamasıyla başladı. KKTC’de 7 kumarhane çalıştıran Net Holding de bunların arasındaydı.
Bunu, kumarhane sahiplerinin yaptığı resmi açıklamasıyla haber yaptık. “Kumarhane sahipleri devlete olan yükümlülüklerini yerine getirmek zorundadır” dedik.
Bunu haber yaptığımız için de sosyal medyada çok çirkin ve seviyesiz saldırılara uğradık. “Bu haberlerimizin yalan olduğunu, iftira attığımızı” ileri sürdüler.
Haberlerimiz sonucunda oluşan kamuoyu baskısı nedeniyle de, kumarhane sahipleri Başbakanlığa giderek imtiyaz izni ücretlerini ödeyeceklerini söylediler. Şimdi de bu ödemelerin hesaplamaları yapılıyor.
Yani, haberlerimiz doğru, gerçek ve kamu yararınaydı.
Daha sonra da, bazı kumarhane ve otel sahiplerinin, devletten kiraladıkları yüzlerce dönümlük arazilere çok düşük kiralar ödedikleri gündeme geldi. Bu haberler de günlerce medyada yayınlandı.
Biz de bu gündeme ilişkin , yine kamu yararına yönelik olarak araştırmalarımızı sürdürürken , Mare Monte otel ile arazilerinin 2007 yılında 49 yıllığına NET Holding’e kiralandığını ve 2012 yılından bu yana da kira ödenmediğini gördük. Konu ile ilgili olarak Sayıştay Başkanlığı’nın 2015 tarihli raporu ile Vakıflar İdaresi genel Müdürü Prof. Dr. İbrahim Benter’in açıklamaların haberimizde kullandık. Bunlarla da yetinmedik. Haberimizden iki gün önce Vakıflar İdaresi yöneticilerini aradık ve NET Holding’in hala daha kira ödemediğini teyit ettik.
Bu haberimizi verirken Vakıflar İdaresi ile NET Holding’in karşılıklı davalar açtığına da işaret ettik. Devam etmekte olan davayla ilgili olarak da herhangi bir yorumda ve yargısal süreci etkileyici bir yayında bulunmadık. Zaten, söz konusu Sayıştay Raporu da hala daha Sayıştay Başkanlığı’nın sayfasında yer almakta olup kamuoyuna açıktır.
NET Holding ise kendisini adeta Yargıç ve Mahkeme yerine koyarak bazı TV kanallarına gönderdiği yazıda “gazetemizin haberlerinin yalan olduğunu” ve “gazetemizin suç işlediğini” öne sürdü. Ve, yine söz konusu yazıda TV kanallarına “Bu haberleri okumakla suç işlediniz, suç işleyenler hakkında da yasal yollara başvuracağız” denilerek, haberlerimizin okunmaması istedi.
Her şeyden önce şunu belirteyim; bir haberin yalan olup olmadığına, zem ve kadih içerip içermediğini ve “suç” olup olmadığına ancak Mahkeme karar verebilir.
Kimse kendisini, Yargıç ve Mahkeme yerine oyamaz. Kimse bir diğeri için “suç işledi” diyemez.
Ama, NET Holding’in yapmak istediği, haberlerimizin duyulmasını engellemektir.
Bu da basın özgürlüğüne açık bir saldırıdır.
Buna da seyirci kalacak değiliz.
Kendilerini Yargıç ve Mahkeme yerine koyup, bizi “suçlu” gösterenlere karşı da yasal haklarımızı kullanacağız.
Aydın AKKURT; NET Holding Hakkında Dava Açıyoruz
