Koronavirüs salgınına karşı, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çeşitli tedbirler alındı.
Hükümetin, 13 Mart’ta uygulamaya koyduğu tedbirler de , genişletilerek devam ediyor. 17 Nisan’dan sonra da tedbirlerin ne olacağını da hep birlikte göreceğiz. Ortaya çıkacak olan vaka sayılarına göre de hareket edilecek.
Koronavirüs salgınıyla ilgili tedbirlerin yürürlüğe konulduğu günden bu yana ülkemizde ekonomi çok büyük darbe aldı. Ekonomik sıkıntılar da her sektörü etkilemiş durumda. Büyük sektörler “geleceğimiz ne olacak” endişesi yaşarken, dar gelirli vatandaş ise bir sokum ekmek derdinde.
Yani, belirtmek gerekirse herkes üzgün, herkes perişan, herkes mutsuz. Bunlara bir de gelecek endişesi eklenince toplumsal bünyede çeşitli bunalımlar görülmeye başladı.
Kolay değil.
İnsanlar yaklaşık bir ay var evlerinde kapalı. Sosyal ve ekonomik yaşamları alt üst olmuş durumda. Günler ilerledikçe de tepkiler ve bunalımlar da artıyor.
Sosyal yaşam kısıtlanınca , herkes evinde bilgisayar ve cep telefonu başında. Sosyal medyadan gelişmeler izleniyor.
Ama, bu da sağlıklı değil. Çünkü sosyal medyada yer alan haberlerin çoğu yalana dayalı. Yalan da, gerginliği ve endişeyi daha da artırıyor.
Ve görüyoruz ki, sosyal medyada yer alan yorumlar ve paylaşımlar da ikiye ayrılmış durumda. Birlikteliğe en fazla ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde tam bir ayrışma yaşanıyor.
Tartışmalar ve paylaşımlar seviyesini yitirirken, küfür ve hakaret egemen olmuş durumda.
Söven sövene, hakaret eden edene.
Bu durum da sosyal bir patlamayı yansıtıyor.
Ama nerede, kontrol altında olmayan sosyal medyada. Tabii ki bu hoş değil, sonuçları da hoş olmayacak.
Bu arada, gelişmelerden siyasi rant elde etmek isteyenler de sosyal medyayı boş bırakmıyor.
Söven sövene, hakaret eden edene.
Bazen de sosyal medyada linç girişimleri yaşanıyor.
Bunlar da korku ve endişe verici.
Bunları gördükçe “birbirimize bu kadar mı düşman olduk” demekten kendimi alamıyorum. Ve bu şekilde bu koronavirüs belasına karşı nasıl mücadele edeceğiz.
Peki ne yapılmalı?
Her şeyden önce bireyler öfkelerini kontrol altına almalı. Birbirlerine küfür ve hakaretten vazgeçmeli. Paylaşımlar ve tartışmalar seviyeli ve nitelikli olmalı. Herkes birbirine saygılı olmalı.
Sosyal medya bunalımların ve öfkelerin boşalma yeri olmamalı.
Aksi takdirde, yarın sokağa çıktığımızda, birbirimizin yüzüne nasıl bakacağız?…