Osmanlı İmparatorluğu’nun Kıbrıs’ı İngiltere’ye kiralamasının nedenlerini biliyoruz.
Bunları yeniden anlatmaya gerek yok.
1878 yılının Temmuz ayında Kıbrıs’ta İngiliz Sömürge Yönetimi başladığında Kıbrıs Türkleri üçe ayrılmıştı.
Bir grup “Osmanlı bizi bırakıp gitti, İngiliz’e sığınmaktan başka çaremiz yok” derken, diğer grup ise “Osmanlı gittiği gibi geri gelecek” diyordu.
Üçüncü grupta yer alanlar ise, “İngiliz’in yönetiminde yaşanmaz” diyerek, göçe başlamıştı.
Nüfusumuzun azalmasının en büyük nedenlerinden biri de işte budur.
Osmanlı İmparatorluğu’nun Birinci Dünya Savaşı’na Almanya saflarında katılmasıyla, İngiltere tek yanlı bir kararla Kıbrıs’ı ilhak etti.
İşte o günden başlamak üzere de Kıbrıs Türkleri arasında iki oluşum oluştu. İngiliz yanlıları “İngiltere’ye bağlanmayı” savunurken, Mustafa Kemal’in önderliğinde Anadolu’da başlayan Kurtuluş Savaşı’ndan ilham alanlar ise buna karşı çıkıyordu.
Ve, bu mücadele hala daha devam ediyor.
Bugün bile “Türkiye bize yardım etmiyor, Türkiye bizi yalnız bıraktı, KKTC İngiltere’ye bağlansın” diyenler var.
***
Kıbrıs Türkleri TMT önderliğinde mücadeleye başlarken, İngiliz yandaşları da boş durmuyordu. Onlara göre bu mücadelenin başarıya ulaşma şansı yoktu ve İngiliz’in dayattığı “muhtariyet” kabul edilmeliydi.
Pek, bunu diyenler kimlerdi?
TMT, 1958 yılı başında yayınladığı bildiride bunların isimlerini “İşte İngiliz işbirlikçileri” diyerek açıklamıştı.
Sonuçta, TMT’nin önderliğinde verilen mücadeleyle, Kıbrıs Türklerinin eşit kurucu ortağı olduğu Kıbrıs Cumhuriyeti’ne ulaşıldı.
Ama ne var ki bu cumhuriyetin ömrü üç yıl sürdü.
Enosis hedefli Rum saldırılarıyla Kıbrıs Türkleri eşit kurucu ortağı oldukları Kıbrıs Cumhuriyeti’nden silah zoruyla dışlandılar. Bu cumhuriyet de Rum devletine dönüştü.
Rum saldırıları da devam ederken, “Türkiye yardıma gelmeyecek, Türkiye bizi yalnız bıraktı” diyenler yine vardı.
Bunlara göre, Kıbrıs Türkleri, Rumların dayattığı Anayasa değişikliklerini kabul etmeli ve Rum’a boyun eğmeliydi. Bunun pazarlığını yapanlar da vardı. Genel Komite tutanaklarında bunları görebilirsiniz.
***
Şimdi de günümüze gelelim.
20 Temmuz Barış Harekatı’ndan sonra, Kıbrıs Türkleri bu topraklarda kendi devletini kurdu. Türkiye de her zaman olduğu gibi yardım ve desteğini esirgemedi.
Ama her zaman olduğu gibi “Türkiye bizi yalnız bıraktı, Türkiye yardım göndermiyor” diyenler yine var.
Buradaki hedef ise; Kıbrıs Türk halkının Türkiye’ye olan güvenini sıfırlamak ve Türkiye ile karşı karşıya getirmek.
Bunun en büyük örneğini de koronavirüs salgını günlerinde gördük.
Bu dönemde “Türkiye bizi yalnız bıraktı, Türkiye gereken yardımı göndermiyor, Türkiye parayı kesti” şeklindeki kara propaganda doruğa tırmandı.
Ama, bu kara propagandayı yürütenler, her zaman olduğu gibi yine hüsrana uğradı.
Türkiye geçmişten bu yana yaptığı gibi, yardım elini yine uzattı, gereken desteği yine sağladı.
Ve, şu asla unutulmamalı;
Türkiye her zaman ve her koşulda Kıbrıs Türk halkının yanındadır.
Bize düşen görev ise Türkiye’ye daha sıkı sarılmaktır.
GÜNDEM
19 Aralık 2024SPOR
19 Aralık 2024GÜNDEM
19 Aralık 2024SPOR
19 Aralık 2024SPOR
19 Aralık 2024GÜNDEM
19 Aralık 2024GÜNDEM
19 Aralık 2024