CTP ile AKEL’in ilişkileri çok eskilere dayanır.
Bunları pekçok dile getirdiğimiz için, yeniden anlatmaya gerek yok.
Ama anlatılması gereken şu;
CTP hiçbir zaman AKEL’in kuyruğuna takılmaktan kurtulamadı.
CTP’nin rahmetli Genel Sekreteri Naci Talat’ın “ CTP’yi AKEL’in kuyruğunda teneke olmaktan kurtarın” vasiyeti de pek fazla işe yaramadı.
Zaman zaman CTP içerisinde AKEL yüzünden tartışmalar yaşansa da, yine değişen bir şey yok.
***
CTP yöneticileri her ne hikmetse, AKEl ile birlikte hareket etmeyi , toplantılar yapıp, protokol imzalamayı “ilericilik” sanıyor.
Halbuki AKEL’in ilericilikle bir alakası yok. Diğer Rum partileri gibi AKEL de şovenist, Rum milliyetçisi.
2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın sözcüsü Hasan Erçakıca da AKEL’i tanımlarken, şunları söylemişti;
“Rum tarafında her siyasi partinin bir görevi var. AKEL’in de görevi KKTC’de beşinci kol faaliyetlerini yürütmektir.”
Peki, beşinci kol faaliyeti ne demek?
Özetle anlatmak gerekirse, “düşman” bilinen bir ülkeyi içeriden yıkmak.
Buna “Truva Atı” da örnek olarak verilebilir.
***
Her ne ise şimdi esas konuya gelelim.
Kıbrıs konusunda yürütülen müzakereler, Rum tarafının olumsuz tutumu nedeniyle çöktü. BM parametreleri ve federal Kıbrıs hayali de tarihe karıştı.
Bu çöküşten sonra KKTC ile Türkiye’de Kıbrıs konusunda yeni bir yol haritası belirlemek üzere ortak çalışmalar yapıyor. Önümüzdeki günlerde de bu konuda açıklamalar bekleniyor.
KKTC ile Türkiye Kıbrıs konusunda yeni yol haritası belirlemek üzere çalışırken Rum tarafı ile özellikle AKEL hareketsiz durur mu?
Elbette ki durmaz.
Rum Yönetimi, istediği çözüm şekline ulaşabilmek için müzakerelerin yeniden başlaması için çok büyük diplomatik faaliyetlerde bulunurken, AKEl de Kıbrıs Türk tarafını etkilemek için harekete geçmiş durumda.
AKEL, KKTC’deki siyasi partilerle toplantılar yapıyor, ortak açıklamalarda bulunuyor.
Bunun en son örneğini de dün gördük.
CTP ile AKEL, Kıbrıs konusunda ortak bir toplantı yaptı. Söyledikleri ise şu; “BM parametrelerinden vazgeçilemez, tek gerçekçi çözüm şekli federal Kıbrıs’tır, müzaketreler yeniden başlamalı.”
İşte, bu nedenle CTP’yi AKEL’in kuyruğuna takılmakla suçluyoruz.
Rum tarafının federasyona dayalı bir çözüm şekli istemediği ortaya çıkmasına rağmen, fala daha federal Kıbrıs hayalinin peşinden koşmanın anlamı nedir?
Tabii ki bunun anlamı; KKTC ile Türkiye’nin birlikte yürüttüğü yeni yol haritasını belirleme çalışmalarını sekteye uğratmaktır.
Bir diğer hedef ise , Türk tarafını bir 50 yıl daha müzakere masasında Rum’un esiri yapmaktır.
Dileğimiz, CTP yöneticilerinin akıllarını başlarına toplamalarıdır.
Çünkü, AKEL’in kuyruğuna takılmakla federal Kıbrıs’a değil, olsa olsa bir Rum devletine ulaşılır.
Bilmem anlatabildim mi?
GÜNDEM
27 Aralık 2024SPOR
27 Aralık 2024GÜNDEM
27 Aralık 2024SPOR
27 Aralık 2024SPOR
27 Aralık 2024GÜNDEM
27 Aralık 2024GÜNDEM
27 Aralık 2024