Güney komşumuz Rum, halkının kimliğini kendi ifadeleri ile ortaya koymakta. Rum yönetimi başı Anastasiadis “EOKA mücadelesi yolumuzu aydınlatıyor” söylemi ile kendi iradelerinin terör ile birlik olduğunu, herkese dayattıkları ve yollarının da terör olduğunu ortaya koymakta.
Öte yandan “Kelleler bir bir gidecek” diyen ve üç yıldan beri Güney’de çeşitli kesimleri tehdit eden bir yeraltı örgütü terörist gurubun Rum halkını korkutmakta olduğunu Rum gazeteleri gündeme taşımakta.
Bir başka husus geçtiğimiz yıl Larnaka Hurmacıklar denen deniz sahilinde gezinti yapan Beyarmudu köyünden bir vatandaşımız, yabancı bir hanımla konuştuğu sırada yaklaşan iki polis tarafından alınıp önce arabasına götürüldü, arabasının altını üstüne getirip; bir şey bulamayınca Polis karakoluna götürülerek sıra dayağında öldüresiye dövüldü. Vatandaşımız Larnaka Hastanesine, gözleri şişmiş, yüzü gözü dağılmış bir vaziyette giderek darp rapor aldı. Bu raporu ve olayı anlatan bir dilekçe ile Rum Ombudsmanına başvurdu. Verilen cevapta “kendisinin darp edildiğine ve zulüm gördüğüne inanıldığı ancak polis makamlarının bunu kabul etmediği” bildirildi. Bu, Rum makamlarının terörü desteklediğinin de kanıtıdır.
Nitekim, Rum tarafında darp edilen onlarca vatandaşımızın da yedikleri dayak, gördükleri zulüm, Rum kesiminde faili meçhuller arasında kalmıştır. Uğradıkları zulüm ve yedikleri dayak vatandaşlarımızın yanına kalmıştır.
Kıbrıs Türk halkı, tüm bunları iyi analiz etmeli, iyi değerlendirmeli.
Türkiye’nin ve Türk askerinin yokluğunda, başına gelecekleri iyi görmeli.
Rum liderliği , ikide bir “Türkiye’nin gitmeli, Türk askeri gitmeli, garantiler kalkmalı , Türkler denize dökülmeli” diyor. .
Denize dökülmeli.
Bu söylemlerin gerisinde yatan halkımızı Girit’te olduğu gibi terör yoluyla yok etmektir.
***.
Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’in söyledikleri ise EOKA terörünün yollarını aydınlatırken Kıbrıs adasında yaşayan Kıbrıs Türklerini ayni yöntemle ya katledecekleri, ya zulüm ve saldırılarla bıktıracaklarının ve Rum Dışişleri Bakanı Kasuludis’in söylemi ile Türk askerinin denize döküleceği iddiaları bu sinsi idealin bir yansımasıdır.
Bu söylem ve hedeflerin oluşumunda , tavizler vererek, umut veren Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı veya Mehmet ali Talat gibilerin davranışlarının hiç mi etkisi yok?
Ebette ki vardır.
Her fırsatta Türkiye’ye saldıran, ,Kıbrıs Türk halkına Rum boyunduruğunu mehel gören, bu halkın ekmeğini yiyen, çok dolgun maaşlar alan ve beş paralık hizmette bulunmayan ihanet odakları ile sendika ağalarının etkisi de mi yok?
Elbette ki var.
Topak fazlamız var diyen Akıncı dünyadan bihaber olduğunu göstermiştir. Güvenmiyorduk. Şimdi daha da güvenmiyoruz. .
Bu arada Akıncı’ya da şunları sorayım;
Annemden kalan ara bölgedeki tarlamın bir tek dönümüne Mesarya ovasından bana 100 dönüm toprak verseniz kabul etmem.
Güneyde bıraktığımız toprağın değeri nedir, Mesarya ovasındaki toprağın değeri nedir, biliyor musun?
Elbette ki bilmiyor.
***.
Her ne yapılırsa yapılsın, ne olursa olsun, Kıbrıs Türk halkı Türkiye ile Türk askerinden vazgeçmeyecektir.
Kıbrıs Türk halkı devletinden, egemenliğinden ve özgürlüğünden vazgeçmeyecektir. .
Ne yaparlarsa yapsınlar, kimden güç ve dayanak alırsa alsınlar.
Önümüzde yeni bir yol vardır, bu yolu gereksiz müzakerelerle kesmeye çalışacak olanlara da gereken yanıt verilecektir.
GÜNDEM
27 Aralık 2024SPOR
27 Aralık 2024GÜNDEM
27 Aralık 2024SPOR
27 Aralık 2024SPOR
27 Aralık 2024GÜNDEM
27 Aralık 2024GÜNDEM
27 Aralık 2024