* Crans Montana’daki görüşmelerin, Rum Yunan ikilisinin uzlaşmaz ve gerçeklerden uzak tutumu sebebiyle sonuçsuz kalmasının ardından, 2008 yılında başlayan müzakere süreci sona ermiştir. Bu durum Rum tarafının adadaki yönetimi, Kıbrıs Türkleri ile paylaşmaya niyetinin olmadığını bir kez daha göstermiştir. Rum tarafı arkasına aldığı Avrupa Birliği’nin yandaş tutumlarıyla şımarık bir çocuk gibi davranmayı artık bırakmalıdır
* Türkiye ile KKTC arasındaki sarsılmaz bağlar güçlenmeye devam edecek. Uluslararası anlaşmalar altında Türkiye adanın garantörlerindendir. Kıbrıs Rum tarafı ve başka hesaplar peşinde koşanların bunu iyi idrak etmesi gerekir. Kıbrıs adasında iki toplum var ve atılacak her adım bu gerçeğe göre atılmalıdır. Adanın Rumlar tarafından sahiplenmesine asla müsaade edemeyiz
Türkiye Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, 2008’de başlayan müzakere sürecinin bittiğini, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki Kıbrıs Türkü ile kendi meşru haklarını korumaya devam edeceğini söyledi.
Recep Akdağ, KKTC’nin 34’üncü kuruluş kutlamaları çerçevesinde Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’nda düzenlenen törende konuşma yaptı.
Konuşmasında, kuruluş yıldönümünde KKTC’de bulunmaktan gurur ve mutluluk duyduğunu dile getiren Akdağ, TC Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, TC Başbakan Binali Yıldırım ve anavatan Türkiye halkının selamlarını getirdiğini söyledi.
Kıbrıs Türkü’nün bu günlere gelene kadar çok bedeller ödediğini ancak tüm sıkıntı ve engellere rağmen ne onur ne eşitlik ne de adalet hakkından taviz vermediğini kaydeden Akdağ, KKTC’nin kurulmasının sadece Türk halkının değil Kıbrıslı Rumlar için de barışın ve birlikte yaşamanın teminatı olduğunu söyledi.
“KKTC BARIŞIN TEMEL TAŞI”
Kıbrıs Türkü’nün Mücadele Lideri Dr. Fazıl Küçük, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş, 1974 Barış Harekatı’nın mimarları Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan ve şehitleri yad ettiğini kaydeden Akdağ, KKTC’nin, Kıbrıs Türkü’nün kendi kaderine sahip çıkma iradesinin, eşitlik temelinde özgür yaşam arzusunun tezahürü olduğunu belirtti.
KKTC’nin kuruluşundan itibaren adadaki barış ve istikrarın temel taşı olduğuna vurgu yapan Akdağ, KKTC’nin adanın kurucu ve eşit iki parsçından biri olduğunu ifade etti.
Akdağ, birileri sağır rolü oynasa da bunun gerçek olduğunu ve Kıbrıs Rum tarafının da bunu görmesi gerektiğini kaydetti.
“MÜZAKERE SÜRECİ SONA ERDİ”
Kıbrıs Türkü’nün Kıbrıslı Rumlar tarafından bozulan ortaklığı tekrardan tesis etmek için Birleşmiş Milletler tarafından sunulan planlara destek veren taraf olduğunu, Kıbrıs sorununun çözümü için İsviçre’de düzenlenen konferansın Kıbrıs Rum tarafı ile Yunanistan’ın gerçekten uzak ve uzlaşmaz tutumu yüzünden sonuçsuz kaldığını belirten Akdağ, “Crans Montana’daki görüşmelerin, Rum Yunan ikilisinin uzlaşmaz ve gerçeklerden uzak tutumu sebebiyle sonuçsuz kalmasının ardından, 2008 yılında başlayan müzakere süreci sona ermiştir. Bu durum Rum tarafının adadaki yönetimi, Kıbrıs Türkleri ile paylaşmaya niyetinin olmadığını bir kez daha göstermiştir. Rum tarafı arkasına aldığı Avrupa Birliği’nin yandaş tutumlarıyla şımarık bir çocuk gibi davranmayı artık bırakmalıdır” dedi.
“MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”
Türkiye ile KKTC arasındaki sarsılmaz bağların güçlenmeye devam edeceğini, uluslararası anlaşmalar altında Türkiye’nin adanın garantörlerinden olduğunu ve Kıbrıs Rum tarafı ve başka hesaplar peşinde koşanların bunu iyi idrak etmesi gerektiğini kaydeden Akdağ, “Kıbrıs adasında iki toplum var ve atılacak her adım bu gerçeğe göre atılmalıdır. Adanın Rumlar tarafından sahiplenmesine asla müsaade edemeyiz” dedi.
“HAKLARIMIZI KORUYACAĞIZ”
Kıbrıs’ın Güneyinde bulunan hidrokarbon yataklarına da değinen, ve bahse konu yataklara ilgi gösteren uluslararası şirketleri sağ duyulu hareket etmeye çağıran Akdağ, “Türkiye ve Kıbrıs Türk halkının Doğu Akdeniz’deki meşru hak ve menfaatlerini korumaya devam edeceğimiz hususundaki kararlılığımızı bir kere hatırlamayı yararlı görüyorum” dedi.
25 BİN DOLARA ÇIKARILABİLİR
KKTC’nin kalkınmasının ve sürdürülebilir bir ekonomik yapıya kavuşturulmasının Türkiye’nin öncelikli hedefi olduğunu, Kıbrıs Türkü’nün refah ve huzuru için Türkiye’nin elinden geleni yapmaya devam edeceğini ifade eden Akdağ, KKTC’de kişi başına düşen milli gelirin 13-14 bin dolar olduğunu bunun, “ekonomik işbirliği ve kalkınma programlarıyla” 25 bin dolara çıkarılmasının başarılabileceğini söyledi.
Türkiye’den su temin projesiyle KKTC’ye gelen suyun Güzelyurt ve Mesarya’da tarımda da kullanılması için çalışmaların devam ettiğini, KKTC TC arasında elektrik bağlantısı için de çalışma başlatıldığını ifade eden Akdağ, Lefkoşa’da yapılması planlanan yeni hastane ile yeni sağlık sistemi sayesinde Kıbrıs Türk halkının sağlık hizmetlerinden daha kolay faydalanabileceğini ifade etti.
Akdağ, “Tüm Türk milletinin yanınızda olduğunu kalplerinin sizinle birlikte atmaya devam ettiğini bir kez daha haykırmak istiyorum” dedi.
News
