Kıbrıs konusunun kritik bir aşamada bulunduğu veya seçim sürecine girdiği her dönemde AB ile ABD’nin ve bunların taşeronlarının devreye girdiğini ve her türlü müdahalede bulunduğunu biliyoruz.
Geçmişte de bunun örneklerini çok gördük.
Annan Planı ile ilgili referandum sürecinde AB ile ABD devreye girerken bunların denetimindeki fonlardan da milyonlara Dolar akıtılmıştı. Bu paralarla bazı sivili toplum örgütleri ile sendikaların başkanları satın alınmış, halkı yanlış yönlendirmek için de bazı gazeteciler ile gazetelere ve TV kanallarına oluk oluk para akıtılmıştı.
Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş , günlerde bir gecede saf değiştirenler için söyle demişti; “Bunlara bir arabaya, bir villaya , bir deste paraya bu halkı sattılar.”
Referandum sonrasında da açıklamalarda bulunan ABD’nin Lefkoşa Büyükelçisi Michael Klosson da şunları söylemişti;
“Kuzey’den evet çıkarmak için yaklaşık olarak 30 milyon Dolar harcadık.”
Basın mensuplarından birisi de “kimlere para verdiniz” diye sorunca, Klosson’un verdiği yanıt da şu olmuştu;
“Kimlere para verdiğimiz açıklayamayız, ABD’nin ulusal güvenliği tehlikeye girer.”
Devam edelim.
2009 erken genel seçim öncesinde de ulusal güçleri yıpratmak ve engellemek için “KKTC’de Ergenekon” kumpası gündeme getirilmişti.
Aradan yıllar geçtikten sonra ise bu kumpasın ABD ile ilişkili FETÖ tarafından gündeme getirildiği ortaya çıktı.
2005 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de AB ve ABD tarafından hazırlanan projeler gündeme getirilip, uygulandı.
Şimdi de aynı olayları yeniden yaşıyoruz.
7 Ocak’ta yapılacak erken genel seçime sayılı günler kalırken AB ve ABD tarafından hazırlanan projeler, stratejiler, kara propaganda ve algı operasyonların gündeme getirildiğini görüyoruz.
Buna paralel olarak da oluk oluk para akıtılıyor.
Bazı sivil toplum örgütleri ile sendika başkanlarının ve gazeteciler ile gazetelerin ve TV kanallarını yine satın alınmış durumda.
Bunların üzerinden de çok çirkin ve seviyesiz algı operasyonları yürütülüyor.
Peki bunların amacı ne hedefi ne?
Hedef ve amaç geçmişte ne ise o.
KKTC’yi, Türkiye’nin garantörlüğünü, Türk askerinin Kıbrıs’taki varlığını savunan, devlete ve egemenliğe sahip çıkan, “Türkiye bizim anavatanımızdır” diyen ulusal güçleri zafıylatmak, etkisizleştirmek ve iktidardan uzak tutmak.
Ulusal güçleri iktidardan uzak tutarken, KKTC ile Türkiye’ye savaş açan, devleti ve egemenliği istemeyenleri, “birleşik Kıbrıs” sevdasıyla yanıp tutuşanları iktidara getirmek. Bu şekilde de dayattıkları çözüm şeklini kabul ettirmek.
Ve , önümüzdeki seçim sıradan bir seçim değil.
Bu seçim, kimin milletvekili olacağından daha çok, ülkenin ve halkın kaderi ve geleceğiyle ilgili.
Ve, hedefe sadece ulusal güçler değil, sizsiniz.
Siz ki, can ve kan pahasına kurulan bu vatanın gerçek sahiplerisiniz.
Bu nedenle, her türlü provokasyona, saldırıya, yalan, iftira ve algı operasyonlarına karşı dikkatli ve uyanık olmak gerekir.
GÜNDEM
03 Ocak 2025SPOR
03 Ocak 2025GÜNDEM
03 Ocak 2025SPOR
03 Ocak 2025SPOR
03 Ocak 2025GÜNDEM
03 Ocak 2025GÜNDEM
03 Ocak 2025