Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş’a karşı en acımasız ve en çirkin saldırılar “örtülü ödenek” üzerinden yapılıyordu.
Dönemin CTP ve muhalefet partilerinin yöneticileri, öylesine yalan ve öylesine çirkin iftiralarda bulunuyorlardı ki, şaşırmamak elde değildi.
Bunlara göre “örtülü ödeneği istediği gibi kullanan Denktaş, örtülü ödeneğin paralarıyla Londra’da evler, oteller satın almıştı, örtülü ödenekteki paraları yakınlarına dağıtıyordu.”
Tabii ki bu söylenenlerin bir teki bile gerçek değildi.
Ama CTP ve diğer muhalefet partileri “örtülü ödeneği” kara bir propaganda unsuru olarak kullanmayı çok iyi biliyorlardı.
CTP ve diğer muhalefet partileri her Cumhurbaşkanlığı seçiminde “örtülü ödenek” üzerinden seçim kampanyalarını yürütmeyi de marifet biliyordu.
Mehmet Ali Talat, CTP’den Cumhurbaşkanı adayı olduğunda da seçim meydanlarında yaptığı konuşmalarda, gerçek dışı iddialarda bulunurken, “örtülü ödeneği kullanmayacağını” söylüyordu.
Ama, Cumhurbaşkanı seçildiğinde , şu açıklamayı yapmıştı;
“Örtülü ödeneği casusluk ve istihbarat faaliyetlerinde kullanacağım.”
Mustafa Akıncı da Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde aynı şeyleri söylüyor ve “örtülü ödeneğin üzerindeki örtüyü kaldıracağım” diyordu.
Cemal Özyiğit’in başkanlığındaki TDP de örtülü ödeneği “demokrasinin en büyük düşmanlarından biri olarak” tanımlarken, söylediği şuydu; “Örtülü ödeneğin kaldırılması için Meclis’e yasa tasarısı sunacağız.”
Ve, özetle belirtmek gerekirse, örtülü ödeneği bugüne kadar tartışmaya açan CTP, TDP ve diğerleri oldu.
Örtülü ödenek üzerinden tartışma bugün de devam ediyor.
UBP ve YDP örtülü ödeneği ve örtülü ödenekteki paraların nasıl harcandığını sorguluyor. CTP ile TDP bu konuda geçmişte söylediklerini unutup, yanıt vermekten kaçınırken, DP Genel Başkanı Serdar Denktaş ise “örtülü ödeneği tartışmayalım” diyor.
Doğrudur, casusluk ve istihbarat faaliyetlerinde kullanılan Cumhurbaşkanlığı ödeneği tartışılmamalı. Çünkü, Cumhurbaşkanı ortaya çıkıp da “casusluk ve istihbarat faaliyetleri için kimlere para verdiğini” açıklayamaz.
Ama, bu tartışmayı UBP ile YDP başlatmadı.
Bu tartışmayı yıllardan beri gündeme getirenler biliniyor. “Örtülü ödeneğin üzerindeki örtüyü kaldıracağım” diyen de, “örtülü ödenek demokrasinin düşmanıdır” diyen de ortada.
İşte buradaki mesele, CTP, TDP ve diğerlerinin örtülü ödenek konusunda sergiledikleri ilkesizlik ve iki yüzlülük.
Seçimden önce “örtülü ödeneği kaldıracağız” sözünü vereceksin, seçimden sonra da örtülü ödeneği savunup, aslan payını alacaksın.
Bir de şu var;
Daha önce Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlığın ve Dışişlerinin örtülü ödenekleri vardı. Şimdi bunlara Milli Eğitim ve Kültür bakanlığı da eklendi.
Peki, Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı hangi casusluk ve hangi istihbarat faaliyetinde bulunacak?
İşte, bir diğer mesele de budur.
Ve, görünen odur ki örtülü ödenek gerçek amacından uzaklaştırılarak, yağma Hasan’ın böreği haline getirilmiştir.
Durum bu olunca da, bu tartışma devam edecektir…
GÜNDEM
11 Ocak 2025SPOR
11 Ocak 2025GÜNDEM
11 Ocak 2025SPOR
11 Ocak 2025SPOR
11 Ocak 2025GÜNDEM
11 Ocak 2025GÜNDEM
11 Ocak 2025