Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamayı hedefleyen 15 Temmuz faşist Rum-Yunan darbesinin yıldönümünü yaşıyoruz.
Bu darbe girişimi, Türkiye’nin gerçekleştirdiği Barış Harekatı ile engellenmeseydi, Kıbrıs bugün bir Elen adası idi. Elen adasına dönüştürülen Kıbrıs’ta da bir tek Türk olmayacaktı.
Ve, ne kadar dikkat çekicidir ki; “insan haklarından, özgürlüklerden, barış ve çözümden” bahsedenler, bu faşist darbenin yıldönümünde , ağızlarını açıp da bir tek laf bile etmiyorlar.
Bu nedenle, TMT’ci, Mücahit, Milletvekili, Bakan ve gazeteci olarak ulusal davamıza çok büyük hizmetleri bulunan İsmet Kotak’ın 17 Temmuz 2008 tarihli “Şu tabloya bakınız” başlıklı köşe yazısını tarihe not düşmek adına, bugünkü köşemde yayınlıyorum;
ŞU TABLOYA BAKINIZ
15 Temmuz’u dümdüz geçtiler. Tek sözcük yok. Yunan ordusunun “Enosis” darbesini asla gündeme getirmediler. Rum ve Yunan çetelerinin adanın her tarafında yaptıkları kıyımdan da söz etmediler. Hatta Papaz Stetyos’un tanıklık ettiği cinayetleri görmezden geldiler. Papaz, Lefkoşa Rum mezarlığında elleri arkadan bağlı, Türk ve Rumların canlı canlı mezarlara gömüldüklerini anlattı ve BM’ye rapor verdi. Makarios’un bile BM Güvenlik Konseyi’nde Yunanistan ve adadaki Yunan gücü hakkında anlattıklarına da değinmediler…Kimi politikacı, kimi sendikacı, kimi Karen Fogg gazetecisi…Bize akıl satmaya kalkıyorlar ama önlerini göremediklerinin bile farkında değiller.
İşte bunlardan biri olan sendikacı geçinen Şener Elçil’in sözleri: “Garantörlük görevi çerçevesinde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin anayasal nizamını ve toprak bütünlüğünü korumak için Türkiye’nin gerçekleştirdiği askeri müdahaleden sonra ayrı devlet kurulması…”
Yani buna baktığımızda, adada herşey güllük gülistanlık ve Türkiye, Kıbrıs Rum Cumhuriyeti’ne dönüşen mevcut yapıyı koruyup kolladı ve görevini tamamladı. Ve de iade etmeli çekip gitmeli idi.. Niçin? “Ayrılıkçı söylemlerle Kıbrıs’ın kuzeyinde olmayan(?) egemenliği tartışmak ve 1960’daki hakları unutturmak kabul edilemezmiş!”…
İşte bir öğretmen, bir sendikacı ve de güya bir aydının sözleri. Sen Rum kaynaklarının da kabul ettikleri Türkü yok etme plânı olan “Akridas Plânını”, 1963 ile 1974 arasındaki 11 yıllık katliamları, Yunan işgâlini görmezden geleceksin, 15 Temmuz enosis darbesine değinmeyeceksin ama 20 Temmuz’da kan gölüne dönen adaya Türk Ordusunun çıkışını “Ada yönetimini Rumlara iade etmek amacında” göstererek Türk ordusuna nerede ise çek git diyeceksin. Türkiye’yi Kıbrıs Türkünün karşısında göstermeye yelteneceksin…Ve de 1960’da var olan bücür haklarla bugünkü egemen-özgür-bağımsız KKTC’yi kıyaslayacaksın…Hadi ordan!
ÖTEKİLER
“Hristofyas daha fazla ödün” istiyormuş ve de bugünkü iktidar bundan şikâyetciymiş! Aman aman bunu söylüyorlarsa 25 Temmuz’da Hristofyas’a yeni ödünleri altın tepsi içinde sunacaklar demektir…Buna alıştık. Hristofyas yol gösterir, bunlar o yola düşerler. Ne de olsa aynı okul mezunları…Perde gerisinde anlaşırlar, halk önünde ödünleri açıklarlar…
AYDIN AKKURT
Aydın Akkurt başarılı bir gazetecilik yaptı ve KKTC Cumhurbaşkanı M.A.Talat’ın o makama gelmeden yaptığı bazı açıklamaları derledi ve yayınladı. Bunların içinde yabancı basın da vardır. Sadece not etmeniz ve de içinde bulunduğumuz feci durumu anlamanız için aktarıyorum:
18 Aralık 1997-(KKTC Meclis tutanaklarından) “Türkiye senin olabilir ama benim anavatanım değil. Sözlerimi saklamıyorum, gazeteciler bunu yazabilir.Türkiye bazı gericilerin anavatanı olabilir ama benim değil”
25 Eylül 2001-(Mancester Guardian gazetesinde yayınlandı)“Türkiye’nin bizi kurtardığını söyleyebilirsiniz; ancak Kıbrıs’ta yeterinden fazla kalmıştır”(Ya Yunan askeri? Talat ondan söz etmiyor)
19 Eylül 2003-“Türkiye’nin Kıbrıs’taki varlığı Uluslararası hukuka aykırıdır. Türkiye Uluslararası hukuk açısından Kıbrıs’ta haksızdır” (1963’de Akridas Plânını hazırlayıp uygulayan Türkiye miydi? 15 Temmuz 1974’de enosis darbesini yapan Türk Ordusu muydu?)
9 Mart 2003-“Plânımızın ikinci aşamasına geçmiş bulunuyoruz. Referandumla rejimi ve devleti yıkacağız, meşruiyetini yok edeceğiz ve referandum sonucuna dayanarak anlaşmaya da imza koyacağız”
Anlaşıldı mı gideceğimiz köyün neresi olduğu? Birleşik Rum Cumhuriyeti… M.A.Talat da orada Türk Cemaatinin muhtarı olacak herhâlde…Öyle ya yıktığı KKTC’nin Cumhurbaşkanlığı kalacak değil ya?!…
20 TEMMUZ’A DOĞRU…
Kim ne derse desin efsanevi TMT Teşkilâtı görevini yaptı; Mehmetçik ve Mücahit omuz omuza bu adaya barış ve güven getirdi. Rum’un kuyrukçuları ne derlerse desinler…
Unutmayınız; Egemenlik devredilemez. Egemenlik yoksa azınlıksınız.
GÜNDEM
23 Aralık 2024SPOR
23 Aralık 2024GÜNDEM
23 Aralık 2024SPOR
23 Aralık 2024SPOR
23 Aralık 2024GÜNDEM
23 Aralık 2024GÜNDEM
23 Aralık 2024