DOLAR 32,3698 0.16%
EURO 35,0493 -0.16%
ALTIN 2.324,550,23
BITCOIN 2270483-0,92%
Lefkoşa
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

14 Kasım gecesi neler yaşandı..?

14 Kasım gecesi neler yaşandı..?

ABONE OL
15 Kasım 2017 11:16
14 Kasım gecesi neler yaşandı..?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Muhalefet KKTC’nin ilanına karşıydı. 4 Kasım akşamı tüm milletvekillerine yemek verdim. Kendilerine geldiğimiz noktayı, Rumların hiçbir zaman bizimle eşit şartlarda bir anlaşma yapmak niyetinde olmadıklarını, siyasetlerinin Kıbrıs’ı alıp kaçmak olduğunu anlattım ve biz karar verdik dedim. Yarın meclis toplanacak ve bağımsızlığı ilan edeceğiz. Bana “sen Türkiye’nin adamısın” diyen muhalefet bu kez “bunu Türkiye’ye sordun mu” demeye başladı. Ben de “bu bizim kararımızdır” dedim

* Baktım iş kızışıyor, dedim ki bir dakika yarın meclistesiniz, oy vermemek hakkınızdır. Ama bir şey bileceksiniz, bizim kâfi çoğunluk oyumuz var, geçireceğiz. Cumhuriyetin doğuşuna oy vermeyen olursa, tabiatıyla siz de kabul edeceksiniz ki cumhuriyet doğduktan sonra onlara cumhuriyetin içinde siyasi söz hakkı verilmeyecektir Meclisten çıkacaksınız. Baskı dedikleri bu. Benden çıktılar, gece yarısıydı, büyükelçiliğe gitmişler. Büyükelçi İnal Batu da sizin işinizdir bu demiş. Oradan da bir şey bulamadılar. Türkiye’ye telefon etmeye kalktılar. Telefonlar kesikti, telefonları biz kesmiştik

Muhalefetten “KKTC ilan edilmesin” diye yoğun baskı geldi. Yapamazsın, edemezsin diye şeyler geldi. Bize bağlı olan ve o zaman %65-70 bir oyumuz vardı bizim. Bize bağlı olanlar bundan başka çare olmadığını biliyor ve bizimle beraberdiler. Büyük bir coşku içinde hatta bunu beklemekteydiler. Ama “muhalefet yapamazsınız, edemezsiniz, olmaması gerekiyor” diye karşımızda diretiyordu.
14 KASIM AKŞAMI VERİLEN YEMEK
Ben on dördünde gece yemeği verdim burada hepsine. Kendilerine geldiğimiz noktayı, Rumların hiçbir zaman bizimle eşit şartlarda bir anlaşma yapmak niyetinde olmadıklarını, siyasetlerinin Kıbrıs’ı alıp kaçmak olduğunu anlattım ve biz karar verdik dedim. Yarın meclis toplanacak ve bağımsızlığı ilan edeceğiz.
YEMEKTE YAŞANANLAR
Yemekte büyük bir şey papara koptu. Yapar mısın, yapamaz mısın? Nasıl yaparsın, nasıl edersin diye? Şimdi o güne kadar muhalefet bana “sen her şeyi Türkiye ile yaparsın” diye muhalefet ediyordu. “Türkiye’nin sözünden çıkmazsın, sen Türkiye’nin uydusu haline geldin” falan diyen muhalefet, bu sefer birden bire “Türkiye’ye sordun mu” de. Dedim siz böyle demez misiniz, çünkü bu bizim kararımızdır.
Baktım iş kızışıyor, dedim ki bir dakika yarın meclistesiniz, oy vermemek hakkınızdır. Ama bir şey bileceksiniz, bizim kâfi çoğunluk oyumuz var, geçireceğiz. Cumhuriyetin doğuşuna oy vermeyen olursa, tabiatıyla siz de kabul edeceksiniz ki cumhuriyet doğduktan sonra onlara cumhuriyetin içinde siyasi söz hakkı verilmeyecektir Meclisten çıkacaksınız. Baskı dedikleri bu. Benden çıktılar, gece yarısıydı, büyükelçiliğe gitmişler. Büyükelçi İnal Batu da sizin işinizdir bu demiş. Oradan da bir şey bulamadılar. Türkiye’ye telefon etmeye kalktılar. Telefonlar kesikti, telefonları biz kesmiştik.
Yabancıların duymaması için ve Türkiye’ye baskı yapıp geri adım attırmaması için sessizliği tercih ettik.
OY BİRLİĞİ İLE GEÇTİ
Bütün gece arkadaşlar köyleri dolaşıp, yarın (ertesi sabahleyin) meclisin önüne geliniz, büyük bir olay olacak, Denktaş’ın size büyük bir şeyi var gibi filan demişler. Herkes sezdi olayı, meclisin önüne toplanmış, büyük bir kalabalık vardı. İçeride bir resmim var onu göreceksiniz. Ve elbirliği ile geçti.
Sonradan söyledim kendilerine eğer baskısaydı ve siz bu baskıya boyun eğmişseniz, o zaman sizin orada oturma hakkınız yoktu, baskıya boyun eğen milletvekili olamaz. Vicdanen vermişseniz sonradan “baskı ile verdim” demek size yakışmaz.
YABANCI DİPLOMATLAR
Yabancı diplomatlar tarafından sondaj mahiyetinde bize ziyaretler çoğaldı. Ama kimse yapabileceğimize inanmadı. Çünkü Türkiye’nin buna razı olabileceğine inanmadılar. Yani o taraftan da İlter Türkmen rolünü iyi oynadı herhalde ki, inanmadılar. Dolayısıyla kesin bir baskı olmadı. Biz burada gelip te bize sondaj yapanlara yani başka çare var mı, bunu da düşünüyoruz demenin ötesinde bir şey söylemedik. Onlar da olmaz canım böyle şey, yapamazsanız diyerek gittiler. İnanmadılar. İnanmamak suretiyle de oldubittiyi kabul ettiler.
AMERİKALILAR
Rumların tepkisi doğaldı da Amerika’nın, Amerikalıların bizi bir türlü anlamamak istemesi doğal değildi. Yani Rum’dan yana ağırlıklarını koymalarını biz hep Yunan lobisinin etkisine hamlettik. Hâlbuki sonradan o günlerin arşiv belgelerini okuyunca görüyoruz ki onun ötesinde bir şeyler var. Yani Amerika’nın kendi siyaseti Kıbrıs’ı Yunan’a vermekti. Bu kararı vermiş kendisi evvelden, önceden. Niçin? Makarios’a güvenmiyor. Makarios Sovyetleri Kıbrıs’a getirebilir diye korku içindedir. Ve NATO üyesi Yunanistan’a vermek suretiyle rahatlamak istemektedir. Maalesef bu ana siyaseti, bugüne kadar takip ettiği siyasetin pelerini teşkil etmiştir.
Bu nedenle hiçbir zaman ortada kalamamışlardır, hiçbir zaman Türk tarafını anlamak istememişlerdir.
Amerika, İngiltere bunlardan yana ağırlığını koyup Türkiye’yi büyük zorluk içinde bırakabilirdi. Onun için dedik ki bunu evvela ilan edelim ondan sonra referanduma gidelim.
TURGUT ÖZAL
Özellikle Sayın Turgut Özal çok kızdı. Kendileri hükümete gelmeden önce bu nasıl yapıldı ve hükümetten, Türkiye’den gizli yapıldı zannı ile bize çok kızdı. Sonra İlter Türkmen, gidip kendisine anlattı. Dedi ki, bu bizim de bilincimiz dahilinde yapılmıştır, başka çare yoktur. Sonra yumuşadı, yoksa başlangıçta çok kızdı. Benim kendisine oyun yaptığımı düşündü, kendisine oyun yaptık diye düşündü.
BAĞIMSIZLIK BİLDİRGESİ
Bağımsızlık bildirgesinin, biz bunun hammaddesini diyelim, taslağını hazırladık, arkadaşlarla birlikte. Türkiye’ye büyükelçilik kanalıyla gönderdik. Türkiye’de hafif bir iki rötuş yapıldı. Bu şekilde çıktı. Nejat Konuk Bey esastı. Fuat Veziroğlu ve bunun grubu hazırlamıştı.
GÜVENLİK KONSEYİ
Kimseden bize geri alın diye bir tepki gelmedi. Biz bağımsızlığı ilan edince Rumlar bizi Güvenlik Konseyi’ne götürdü. Güvenlik Konseyi’nde istedikleri kararı çıkardılar, bizi takbih ettirdiler, yasadışıdır dediler. BM kararını geçersiz diye orada konuştuk, kendimizi müdafaa ettik, federasyon olacak, federasyonun temelinde de devlet vardır, federasyonu önlemez, federasyondan yanayız dedik. O öylelikle kapandı.
BANGLADEŞ VE PAKİSTAN
Bangladeş bizi tanımıştı. Bangladeş’i derhal geri çektirdiler ve dışişleri bakanı da işinden oldu. Bizim dostumuz bir dışişleri bakanı vardı, işinden oldu adam. Pakistan bizi tanıyacaktı onu da engellediler. Parayı veren Amerika engelledi. Amerika ve Güvenlik Konseyi kararı KKTC’nin tanınmasını engelledi. İkinci neden sonradan niye tanınmadık. Çünkü biz görüşmelere devam ettik, hem devleti kurduk, hem federasyon için görüşmelere devam ettik.
FEDERASYONA SON VERMEMEK HATAYDI
Federasyona son vermek sıkıntılı olacaktı, ama netice daha iyi olacaktı. 1983 ilanından sonra Güvenlik Konseyine ilk gittiğimizde benim yaptığım konuşma çok etkili bir konuşmaydı. Fransız delegesi bana geldi ve dedi ki: Temenni ederim ki bu konuşmayı Paris’te yapmış olasın. Çünkü ben talimatımı aldım, aleyhine oy kullanacağım.
Pakistan temsilcisi benden daha güzel bir konuşma yaptı, kol kola ağlayarak çıktık sevinçten.
Devlet kuruldu işte bir iş yapamıyorlar. İkinci defa gidip de İnal Batu agremanını verdi, biz de kabul ettik diye. Bu sefer biz hafiften alıp vallahi billahi federasyon yapacağız, konuşmalar devam edecek dediğimizde. Bu sefer aynı Pakistan temsilcisi bana şunu söyledi;
“Denktaş Bey geçen sefer geldin, devlet kurdun seni destekledik ve desteklemeye devam edeceğiz. Şimdi geldin federasyon kuracağım, görüşmelere devam edeceğiz diyorsun. O halde bizi bu adamalarla niye kavga ettireceksiniz”.
Ve birçok ülkenin nezdinde bu böyle mütalaa edildi. Mademki görüşmeler devam ediyor, biz bunları tanımak suretiyle işi bozmayalım. O büyük bir şeydi, ama tekrar söylüyorum. Türkiye’nin üzerindeki Kıbrıs yükünü hafifletmek bizim görevimizdi. Türkiye öyle söylüyordu, öyle yapmaya mecburduk.
TANINMA İÇİN GEREĞİ YAPILMADI
Türkiye görüşmelere önem verdi Türkiye, görüşmeleri istedi. Hatta bizim aldığımız bilgiler var, bazı kardeş ülkeler tanıyalım dediklerinde Türk makamları kendilerine yok canım yapmayın, şimdilik gereği yok demiştir. Dolayısıyla Türkiye tanınma için gereğini yapmamıştır. Tanınma aynı zamanda karşılıklı al ver meselesidir. Seni tanıyacak insanın senden bir istifadesi olur, onun için seni tanır. Bizi tanıyacak olanlara hâlbuki ceza var, Güvenlik Konseyi kararı var. Bunlar var, bunlarla uğraşacağımıza biz görüşmelerle uğraştık. Kiminle görüşüyoruz. Bizi azınlık olarak takdim eden, kendini meşru Kıbrıs hükümeti olarak takdim eden tarafla görüşüyoruz. Görüşmememiz lazım, kalkmamız lazım. Aman kalkma masadan, yine Türkiye’nin müdahalesiyle.
Onun için görüşme yoluyla meseleyi halletme bir dereceye kadar gerekliydi, bir dereceden sonra artık bu görüşme yoluyla halledilemez. Dolayıyla ben vaktimi kendimi görüşmeye değil, memleketimin iç meselelerine vereceğim diyerek görüşmeleri kesmemiz lazımdı. Rumlar gelsin bize artık gelin görüşelim Allah için, demeye mecbur olsun. Şimdi yine aynı durumdayız. Amerika’nın baskısı etkendir. Birleşmiş Milletler’in o kararı duruyor ortada bir. İkincisi Türkiye tanıyın KKTC’yi demiyor. Türkiye’nin böyle bir girişimi yok.
TANINMADAN KONUŞMAYACAKTIK
Biz tanınacağız ve tanınmadan konuşmayacağız demiş olsaydık, 1983’ten itibaren görecektiniz ki hem tanınacaktık hem görüşme yoluyla yıkılmayacak dengeli bir konfederal şekil ortaya çıkacaktı. Ben buna inanıyorum. Hala anahtar budur diyorum. Hele hele iki ayrı referandum yaptıktan sonra, dünyaya verilen mesaj nedir. Kıbrıs’ın kaderini Rum tayin edemez, Türk de tayin edemez. İkisi birleşirse, anlaşırsa tayin edilir. Yani biri diğerine tahakküm edemez, biri diğerinin temsilcisi değil, biri diğerinin hükümeti değil. Bunları işleyeceğimize işte bu da çıktı, adam da istemiyor benimle anlaşma yapmasını ben bundan sonra görüşme kapısını kapadım. Tanındığım zaman buyursun konuşalım diye tanınma yoluna çıksaydık olurdu.
Ama Türkiye’nin AB, kıskacı içinde oluşu, borç kıskacı içinde oluşu bunu da yaptırdı bize.(DEVAM EDECEK)

En az 10 karakter gerekli
Tüm Yorumlar (1)


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.