“Birleşik Kıbrıs Planı” ile  KKTC’nin toprak kaybetmesi  ve Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanlarını 12 mil geriye çekilerek kuşatılması  hedefleniyor

y Böyle bir durumun  gerçekleşmesi halinde,  Türkiye’nin güneyindeki deniz yetki alanları 12 mil geriye çekilecek ve Ercan Tavsiyeli Hava Sahası kaybedilmiş olacak. Türk Deniz Kuvvetleri ve Türk Hava Kuvvetleri ile Türk Deniz Ticaret Filosu ve Türk Havayolu şirketlerinin hareket alanı kısıtlanacak.  Dipkarpaz ile İskenderun Körfezi arasındaki petrol ve doğal gaz sahalarının önemli bir bölümü de Rum tarafının kontrolüne geçecek

Annan Planı ile ilgili referandum sürecinde Kıbrıs Türk halkının “evet” demesi halinde  KKTC’ye uygulanan ambargoların kaldırılacağı, GaziMağusa  Limanı ile Ercan Havaalanı’nın uluslararası ticarete açılacağı sözü veriliyordu.

Bazı aydınların, Annan Planı ile toprak kaybedeceğimizi söylemeleri ve bu planın asıl hedefinin, Kıbrıs’ın etrafında bulunan petrol yataklarının Rumlar tarafından kullanılması olduğunu dile getirmeleri, çok sayıda karşıt görüşlü sözde aydınlar tarafından etkisiz hale getiriliyordu. Sözde aydınların cevapları hep aynıydı. “Ne petrolü, Kıbrıs’ın etrafında petrol yok” diyorlar ve halkı da buna inandırıyorlardı. Hâlbuki  Rum Yönetimi, referandumdan bir yıl önce, Mısır ile Münhasır Ekonomik Bölgelerin Sınırlandırılması Anlaşması’nı, 17 Şubat 2003’te imzalamış ve anlaşma Birleşmiş Milletler’in 52 numaralı Deniz Hukuku Bülteni’nde yayınlanmıştı.

Türkiye’nin 7.000 km. kare Kıta Sahanlığı ve Münhasır Ekonomik Bölgesini işgal eden Rum Yönetimi -Mısır MEB Sınırlandırma Anlaşması, Şubat 2004’te Birleşmiş Milletler’e tescil ettirildi.

Crans Montana’da sona eren Müzakerelerin kaldığı yerden yeniden başlaması yönünde  girişimler devam ederken, Rum tarafı  2004 Annan Planı’ndan daha ağır şartlar öne sürüyor.  Rum tarafı ,  Türk askerinin Kıbrıs’tan çekilmesi  ve garantörlüklerin kaldırılması başta olmak üzere azami miktarda toprak talebinde bulunuyor.

Birleşik Kıbrıs Planı ile  KKTC’nin toprak kaybetmesi  ve Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanlarını 12 mil geriye çekilerek kuşatılması sağlanacaktır

Böyle bir tavizin gerçekleşmesi halinde, Türkiye Ege Denizi’nden sonra Akdeniz’de de kuşatılmış olacaktır. Türkiye’nin güneyindeki deniz yetki alanları 12 mil geriye çekilecek ve Ercan Tavsiyeli Hava Sahası kaybedilmiş olacaktır. Türk Deniz Kuvvetleri ve Türk Hava Kuvvetleri ile Türk Deniz Ticaret Filosu ve Türk Havayolu şirketlerinin hareket alanı kısıtlanacaktır. Ayrıca Dipkarpaz ile İskenderun Körfezi arasındaki petrol ve doğal gaz sahalarının önemli bir bölümü de Rum tarafının kontrolüne geçecektir.

Kıbrıs müzakerelerinin nihai maksadı, ABD’nin, Geçitkale’de Hava Üssü, Gazi Mağusa’da Deniz Üssü kurmasını sağlayarak “çevreleme stratejileri” bağlamında Orta Doğu’nun çepeçevre kontrol altında tutulması ve İsrail’in güvenliğinin sağlanmasıdır.

Kıbrıs’ta, tek devlet çatısı altında birleşme olursa Ercan Tavsiyeli Hava Sahası da kaybedilmiş olacak, hava sahası Rum tarafının egemenliğine geçecektir