Kıbrıs meselesi Dünya’da çözülememiş olan 3 konudan bir tanesidir.
“Birincisi Hindistan ile Pakistan arasındaki Keşmir sorunu, İkincisi Filistin ve Ortadoğu’ya ilişkin sorunlardır. Üçüncüsü de Kıbrıs Sorunudur. 1968 yılında Kıbrıs’taki iki toplum arasında müzakerelerle çözüm bulmak amacıyla çalışmalar başladı ve 1968 yılında başlayan müzakere süreci çeşitli aşamalardan geçti. 10. Dönem yaşanmaktadır ve şimdi KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Kıbrıs Rum Lideri Nikos Anatasiadis arasındaki görüşmelerle de sürdürülmekte. Bu müzakere sürecinde 6 gündem başlığı vardır. En sonuncu madde güvenlik ve garantilerdir.
Özellikle güvenlik ve garantiler konusunda Türkiye ile Kıbrıs Rum toplumu, Yunanistan ve İngiltere arasında büyük görüş farklılıkları var. Biz garanti ve ittifak antlaşmalarının devam etmesini, Türkiye’nin Kıbrıs’a yönelik etkin ve fiili garantilerinin devam etmesini istiyoruz. Halbuki diğer taraf bu sistemin değiştirilmesini, kaldırılmasını istiyor.
Bütün bu gelişmeler gösteriyor ki Rum ve Yunan tarafı kendileriyle antlaşma yapmak için güvenilir muhatap değillerdir. Son günlerde i yaşanan olaylarda Rum, Yunan tarafının bilinen uzlaşmaz ve tahrikkar tutumlarının yeni bir örneğidir. İşin garip tarafı odur ki, Rumların ve Yunanlıların Kıbrıs’ta kalıcı bir çözüm için bir dostluk nişanesi göstermemiş olmasına rağmen, bir güven ortamı eğiliminde olmamalarına rağmen KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı bir an evvel Kıbrıs’ta bir çözüm peşinde koşmaktadır. Herhangi bir konuda bir çözüm olabilmesi için her şeyden önce ilgili taraflar arasında bir dostluk havasının, bir anlayış havasının ortaya çıkması lazım. Fakat Yunan savunma bakanının Kardak’ta ortaya koyduğu tavır, keza FETÖ’nün 15 temmuz darbe girişiminde Yunanistan’a kaçan askerleri iade etmemesi, Yunanistan’ın Türkiye’ye dostluk duyguları beslemediğini ortaya koymaktadır. Bunun çeşitli misalleri vardır. Bunlar da en son somut misallerdir. İşte Kıbrıs sorununa bulunacak çözümü de bu şartlarda düşünmek lazımdır.. Türkiye’nin bir Milli Dava olarak benimsediği Kıbrıs konusuna böyle gergin bir ortamda alelacele bir çözüm bulunması beyhudedir. Bana göre abesle iştigaldir. Belki çözüm bulunur, taviz verirsiniz çözüm olur ama adada kalıcı bir barış yaratılacak mıdır? Önemli olan bu soruya cevap vermektir. Kıbrıs’ta 1960 yılında varılan antlaşma Türk-Yunan ilişkilerinde yeni bir devir açacağına inanılmış, Türk-Yunan dostluğu yaratılacağına inanılmış, oysa söylediğim gibi 3 yıl 4 ay sonra her şey 0 ile çarpılmış. Değil dostluk yaratmak, iki ülke savaşın eşiğine birkaç defa gelmiştir. Yunan tarafındaki aynı duygular ve tavırlar devam etmektedir. Bu şartlarda Türk-Yunan dostluğundan bahsetmek gerçekçi değildir. Kıbrıs sorununa çözüm aramak da bir uğraştır diye düşünüyorum .
GÜNDEM
14 Ekim 2024SPOR
14 Ekim 2024GÜNDEM
14 Ekim 2024SPOR
14 Ekim 2024SPOR
14 Ekim 2024GÜNDEM
14 Ekim 2024GÜNDEM
14 Ekim 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.