NACAK GAZETESİ- Rauf R. Denktaş ve Düşüncelerini Yaşatma Derneği Genel Başkanı Latif Akça, yaptığı açıklamada hükümet tarafından hazırlanan vicdani ret yasa tasarısına tepki gösterdi. Akça yaptığı açıklamada şöyle dedi;
“Dikkat edelim, dünyayı sömürenlerin, kana bulayanların kötülükler yaparken en çok kullandıkları maske özgürlük, demokrasi vb. kavramlar olmaktadır. Kendi kurdukları terör örgütlerinin de, insanlık dışı katliamlar yaparlarken dilinden düşürmedikleri kavramalardır bunlar.
Vicdansızlar , ülkeleri işgal etmek, kaynaklarına el koymak için, toplumları kendi içinde birbirini imha edecek hale getirir, milletleri savaştırır sonra özgürlük getirme bahanesiyle çökerler. ”Irak’a özgürlük götürdük!” söyleminin açıklaması; ”Irak’ta 2 milyon insanı katlettik, milyonlarca kadına çocuğa tecavüz ettik, üç’e böldük. Petrollerine el koyduk. Çıkarlarımıza bekçilik yapmaları için de terör örgütlerini besledik, büyüttük ve silahlandırdırdık!” demektir.
Vicdansuzlareı metodu hiç değişmez. Durum Bosna’da farklı olmadı. Barış söylemiyle ellerindeki silahlar alındı. Sonra dünyanın gözü önünde tecavüzlerlerle, insafsızca katledildi Bosna Halkı. Bugün, Suriye’de, Yemen’de olanlar farklı değil, Kıbrıs’ta da farklı değil.

Ahmaklar için tarih tekerrür eder. Kandırılmış ve kandırılmaya müsait olanlar için hatırlatmalar: Tarih’ten ders almayanlar aynı acıları bir daha yaşarlar.
Türk toprağı olan Girit adasında, Mora adasında ve Yunanistan’da Türklerin hepsi, kadınlar ve çocuklar da aralarında olarak, Yunan çetelerince alınıp götürülüyor ve acımasızca öldürülüyordu. Bugün Girit ve Mora’a tek bir Türk yoktur.
Şerefli Kıbrıs Türkleri örgütlenip TMT önderliğinde kendini savundu. Türk Ordusu yetişti ve toplu katliamı önledi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kuruldu ve 44 yıldır adada kan dökülmedi. Kıbrıs Türk Halkına sesleniyoruz: Akritas Planını hatırlayın, İfestos Planını hatırlayın. Kanlı Noel’i hatırlayın. Katliamlar devam ederken, Makarios’un ”Türk Ordusu Adaya gelirse kurtaracak Türk kalmayacak!” sözünü hatırlayın! Şimdi yarım kalmış bu işi, tek kurşun atmadan milli hafızayı silerek, Kıbrıs Türklerine havuç uzatıp, yine Barış(!) söylemleriyle kananları çoğaltıp Türkleri eritip yok etmek istiyorlar!

Halkın geleceğini korumak üzere sorumluluk verilen Cumhurbaşkanına, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümetinin Milletvekillerine sesleniyoruz. Vicdanı olanlara sesleniyoruz: Kıbrıs Türk halkının geleceğini Vicdanı olmayanların insafına mı terk edeceksiniz ; çocuklarımızı, eşlerimizi, kızlarımızı? Akdeniz’de Doğalgaz, petrol vs. için ne oyunlar döndüğünü görmüyor musunuz? Kuşatıldığımızı görmüyor musunuz?
Ada’da onlarca askeri üs kuranlar, Ege’deki silahsız olması gereken adaların silahlandırılması, Rumların silahlanması (ki hep silahlı idiler!) sizlere bir şey ifade etmiyor mu? Adada, onurumuzu, şerefimizi, geleceğimizi koruyan ve koruyacak olan tek güvencemiz Türk askeri mi fazla geliyor?
Evet, vicdansızlar için Türk askeri en büyük engel.
Vicdanı olanlar onurunu şerefini korur, koruyanlara saygı duyar.
Adada Komünist AKEL Partisi bile vicdanının sesini dinleyip, 1974’de Muratlılar, Atlılar, Sandallar köylerinde çoğu kadın ve çocuk olan korumasız 126 kişiyi katlettiklerini kabul edip özür diledi. Vicdanı olan ekmeğini yediği, suyunu içtiği Vatanına sahip çıkar! Kendini savunmak, onurunu korumanın adı Vicdandır! Zalimlere karşı mazlumun yanında olmak vicdandır.
En başta Adada Türkleri yok sayan zihniyete karşı saygı, adalet, vicdan gibi değerleri hatırlatalım. Kıbrıs Türklerine saygı duymayan, özgürce yaşamasını istemeyen vicdansızlar özgürlük gibi, vicdan gibi kavramları maske olarak kullanmasınlar.
Çıkarılmaya çalışılan yasanın adı vicdani ret değil, vicdanı ret etme yasasıdır. Bu kavramı ortaya sürenler, savunmamızı, milli bilincimizi yok etmek, özgürlüğümüzü, onurumuzu çiğnemek isteyenlerdir. Bu kavram, tek kurşun atmadan Kıbrıs Türklerini yok etmek isteyenlerin, uyuşturulmuş beyinlilere verdiği emziktir. Özgürlük söylemi ile bu kavramın arkasına saklananlar emperyalizmin Truva atlarıdır. Bu tarihi vebale imza atanları vicdan kavramı boğacaktır.
Şunu kabul ediyoruz; Vatan Savunmasına katılmaya müsait olmayanlar olabilir. Bunları anlayışla karşılayabiliriz. Bunlar için özel yasa çıkarabilirsiniz. Kaldı ki zaten bunları askere almıyorlar ve ihtiyaç da yok. Kıbrıs Türklerinin varoluş mücadelesinde TMT’de görev alan aslan parçası kadınlarımız vardı. İş başa düşerse yine ”Şerefini korumak sadece erkeklerin görevi değil” diyecek on binlerce kadın kahramanımız çıkacaktır. Bizi temsil eden Milletvekilleri şerefimizi, onurumuzu , özgürlüğümüzü korumak için mecliste olduklarını hatırlasınlar.
Vicdansız yaşamak isteyenlere gelince; Vicdani ret maskesiyle vicdanı ayaklar altına almasınlar. Biz Kıbrıs Türklüğü olarak Ulu Önderimiz Atatürk’ün şu sözünü, aklı ve vicdanı olan herkese hatırlatıyoruz:
”Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden, rahat yaşamak isteyen milletler; önce şeref ve haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar.”
Geçici olan bu Hayatın tek gerçeği ölümdür. Herkes ölür. Bazıları şerefli bir şekilde gider bu dünyadan; bazıları ise insani değerlerden yoksun, 108 element olarak. Kıbrıs Türk Halkı olarak şerefli, onurlu, özgür, vicdanımızın sesiyle yaşayarak bu dünyadan geçip gitmek andımız olsun.
Biz Türküz. Türk herşeye tahammül edebilir, fakat milliyet ve şerefine tecavüz edilmesine asla.! Bu toprakları kanları ile vatan yapan şehitlerimize hesap veremeyiz.

Mücadelemizin hedefi halkımızın menfaatlerini müdafaa etmektir. Bütün emelimiz memleketi sağlam karakterli Türk gençliğine bırakmaktır.Kıbrıs Türkü hür ve bağımsız olarak yaşayacaktır. Beklediğimiz tek mükâfat ise vicdani bir huzurdur.”