NACAK GAZETESİ- Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis, Türk tarafının “Kapalı Maraş Açılımı”na karşı faaliyetlerini sürdürürken, AKEL de, hem uluslararası alanda hem de Kıbrıs Türk siyasi parti ve örgütleri ile mektup ve temas trafiği başlatıyor

Kapalı Maraş’ın açılması “tehdidi” ve “Maraş’ın kaybedilmesi riski” karşısında Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis “mümkün olan en üst düzeyde uluslararası toplumun kapısını çalarken” AKEL de, hem uluslararası alanda hem de Kıbrıs Türk siyasi parti ve örgütleri ile mektup ve temas trafiği başlatıyor.
Haravgi’nin haberine göre, AKEL; BM Genel Sekreteri’ne ve Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesine mektup gönderme, Avrupa Sol Grubu aracılığıyla Avrupa Parlamentosu’ndan karar çıkartma ve hâlihazırda Maraş açılımına tepki gösteren Kıbrıs Türk siyasi partileri ve örgütleri ile temas inisiyatifi alıyor.
AKEL’li “Maraş Belediye Başkanı” Simos Yoannu, Fileleftheros’a yaptığı açıklamada “Mağusa’nın kapalı kenti” diye nitelediği Kapalı Maraş’ın Kıbrıs Türk idaresi altında açılmasının, 550 ve 789 sayılı BM kararlarına aykırı olduğunu iddia etti.
Simos Yoannu “bu şartlar altında dönenler, mülkleri işgal rejimi makamlarının sorumluluğu altında olacağından, sahte devleti tanımak zorunda kalacaklar. Böyle bir hareket Kıbrıs sorununun mezar taşı olacak. Maraş’a dönüş sadece BM himayesi altında olabilir” ifadesini kullandı, şöyle devam etti:
“AY YORGİ’DEN AY. MEMNONA’YA KADAR”
“Ay Yorgi’den Ay. Memnona’ya kadar bütün Maraş halkının sorumlusu belediyemizdir. Kabul edilebilir tek çözüm, kapsamlı çözümden önce iyi niyet önlemi olarak, yasal sahiplerinin Kapalı bölgeye BM himayesinde dönmesidir. Belediyemiz, Maraş’ın son yıllarda toprakla ilgili bütün çözüm planlarında yer alan bölgelerinin, Kıbrıs Rum idaresi altına verilmesini talep edecek.”
Yoannu, bütün Rum siyasi güçlerinin eşgüdüm ve birlik içerisinde hareket etmesi, Maraş konusunun top yükün talep edilmesi, Maraş konusu, Türkiye ve KKTC’nin faaliyetleri konusu masaya yatırılmak üzere, Rum Ulusal Konseyi’nin derhal toplanması gerektiğini de söyledi.
Maraş konusunda tavsiyeler alınması için Rum Dışişleri Bakanlığı ve sözde “Maraş Belediyesi”nden bir diplomat ve hukukçular grubu kurulmasını da isteyen Simos Yoannu “Hükümetin ve siyasi partilerin Türkiye’yi etkileyebilecek merkezlere diplomatik atakları her gün olmalı. Ancak Türk projelerinin göğüslenmesinin ana şartı müzakerelerin 2017’de Crans Montana’da kaldığı yerden yeniden başlamasıdır” dedi.
“DEVLETİN DE YÜKÜMLÜLÜĞÜ VAR”
Simos Yoannu, daha önceden bazı Rum mal sahiplerinin Kapalı Maraş dışında veya köylerde bulunan mallarını Türklere veya Kıbrıslı Türklere sattığı bilgisi aldıklarını, Kapalı Maraş bölgesindeki otel sahiplerinin de kendilerine gidilip otellerini satmaları istendiği ancak kabul etmedikleri yönünde açıklama yaptıklarını hatırlatarak, şunları söyledi:
“Biz Belediye olarak, vatandaşlarımızı böyle eylemlerden kaçınmaya çağırıyoruz. Ancak devletin de göçmenler için tazminat fonu kurmak ve mallarını satmak zorunda kalmasınlar diye sıkıntı içerisindeki göçmenlere katkı vermek yükümlülüğü var.”