DOLAR 34,2452 0.28%
EURO 37,6376 -0.37%
ALTIN 2.921,730,22
BITCOIN 21299980,71%
Lefkoşa
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Aleksandros Zinon;  “UBP ve DP güçlenmemeli”

Aleksandros Zinon; “UBP ve DP güçlenmemeli”

ABONE OL
03 Aralık 2017 22:34
Aleksandros Zinon;  “UBP ve DP güçlenmemeli”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Rum Dışişleri Bakanlığı Genel Müdürü Zinon yaptığı açıklamada, UBP ve DP’ye karşı yürütülen kumpas ile algı operasyonlarının perde gerisini araladı;

* Ocak ayı seçimler ayı olacak. Rum başkanlık seçimlerinden sonra Kıbrıs sorununda bazı hareketler öngörülüyor. Bu, Kuzey Kıbrıs’taki seçimden ne çıkacağına bağlı

* Kuzey’de “çözüm karşıtı” siyasi partiler ve güçler güçlenirse elbette perspektifler olumlu olmayacak. Bizim tarafta da önemli olan seçilecek başkanın nasıl hareket edeceğidir

* Ana hedefimiz, Türkiye’nin, Kıbrıs’ın dış politika ve güvenlik konularında doğrudan veya dolaylı söz sahibi olmaktan vazgeçmesini sağlamaktır

Rum Dışişleri Bakanlığı Genel Müdürü Aleksandros N. Zinon, “Türkiye’nin, Kıbrıs’ın dış politika ve güvenlik konularında doğrudan veya dolaylı söz sahibi olmaktan vazgeçmesinde ısrar ediyoruz” dedi.
Fileleftheros, Makarios hükümetinden sonra 6 Rum yönetimi başkanının hükümet döneminde Rum Dışişleri Bakanlığı’nda görev yapan ve Rum başkanlık seçimlerinin birinci ve ikinci turu arasında emekliye ayrılacak olan büyükelçi ve Dışişleri Bakanlığı Genel Müdürü Zinon’la yaptığı özel röportajı aktardı.
Mısır’ın, Arap dünyasının ve bölgenin lideri konumunda olması dolayısıyla Rum dış politikasındaki öncelikli ülke olduğuna dikkat çeken Zinon, bütün Rum yönetimi başkanları Mısır’ı ziyaret etmiş olmasına karşın Güney Kıbrıs’ı ilk ziyaret eden Mısır devlet başkanı olarak Abdel Fatah El Sisi’nin ziyaretinin büyük önem taşıdığını anlattı. Zinon, “Mısır ile güvenlik, terör konularında işbirliklerimiz ve Kıbrıs-Yunanistan-Mısır üçlü ittifakı çerçevesinde ortak planlarımız var” dedi.
“ÜÇLÜ İTTİFAKLAR”
Zinon, üçlü ittifakların ana bileşkesinin enerji ve güvenlik olduğuna işaret ederek, şu detaylara dikkat çekti:
“Amerikan Jeoloji Dairesi’ne göre Doğu Akdeniz’de 345 trilyon ayak küp doğal gazı var; bizim, İsrail’in, Lübnan’ın ve Mısır’ın. Hiçbir ülke, bölgenin ve Avrupa’nın enerji ihtiyaçlarını tek başına kendi rezervleriyle karşılayamaz, ancak birleşip alternatif enerji güvenliği sağlayabilirler. Bu nedenle çabamız, bu işbirlikleri ile bu rolü oynamaktır.”
Zinon, “Afrodit” yatağından doğal gazın Mısır’a nakli konusunda anlaşma olup olmadığı sorusuna, “Evet ilke anlaşması var, şimdi bunun nasıl olacağına dair teknik anlaşmaya varmamız gerek” dedi.
İsrail’in kendi doğal gazını boru hattı ile Türkiye üzerinden nakletme isteği hatırlatıldığında “evet İsrail’in bu niyeti var” şeklinde konuşan Zinon; “Bizi ilgilendiren, böyle bir şey olacaksa Kıbrıs’ın Deniz Hukuku Sözleşmesi’nden kaynaklanan hak ve yetkilerine saygı duyularak yapılmasıdır” diye ekledi.
DOĞAL GAZIN BORU HATTI
Zinon, Türkiye’nin Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne taraf olmadığı hatırlatıldığında, uluslararası hukuk teamülleri bulunduğunu, Türkiye’nin bunu görmezden gelemeyeceğini söyledi, özetle şöyle devam etti:
“Başkan Anastasiadis, Kudüs’ü ziyaret ettiğinde İsrail’den, bu boru hattı olursa, Kıbrıs’ın haklarına mutlak saygı ile olacağı taahhüdü aldı. Elbette, maliyetin ötesinde, Türkiye’nin siyasi açıdan öngörülemez olması unsuru da var. Şirketler tereddütlü, Türkiye’nin, boru hattının kendi toprağından geçecek olmasını siyasi maksatlarla istismar etmesini istemiyor ve hukuki belirsizliği olan bir şeye bu boyutta bir yatırım yapmak niyetinde de değiller.”
Güney Kıbrıs – Yunanistan – Mısır ittifakına 2018’de İtalya’nın da katılıp katılmayacağı sorulan Zinon, İtalya’nın özellikle enerji alanında ittifaka katılma isteğini ortaya koyduğunu ancak bekleyip, bu isteğin süreç içerisinde nasıl şekilleneceğini göreceklerini söyledi.
Zinon, Yoannis Kasulidis’in Dışişleri Bakanı olmasından sonra Güney Kıbrıs’ın rolünün, 2013 sonrasında yürürlüğe giren üçlü ittifaklar aracılığıyla somutlaştığını, Birleşik Krallık, Fransa, ABD savunma ve güvenlik alanlarındaki işbirliklerini yükselttiklerini belirtti. Bütün bunların Kıbrıs sorununda kendilerine nasıl yardımcı olduğu sorusuna ise şu cevabı verdi:
“Kıbrıs sorunu çözülmüş olsaydı Kıbrıs’ın bölgedeki güvenlik ve istikrardaki rolü ne kadar yükselmiş ve faydalı olurdu bir düşünün. Bu nedenle Türkiye’nin, Kıbrıs’ın dış politika ve güvenlik konularında doğrudan veya dolaylı söz sahibi olmaktan vazgeçmesinde ısrar ediyoruz. Bu, Türkiye’ye dost ve 2004’te anlamayan ülkeler tarafından anlaşıldı. Türkiye artık Batı’nın istikrarlı ve öngörülebilir ortağı değil.”
ERDOĞAN’IN ATİNA ZİYARETİ…
TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Atina ziyaretinden beklentilerin sorulmasına karşılık, “Ankara ile doğrudan konuşmadığımız için, görüş ve tezlerimizin Erdoğan’ın Atina’da yapacağı görüşmeler sırasında iletilmesi faydalıdır” cevabını veren Zinon, şöyle devam etti:
“İlerleme olabilmesi için Türkiye, Crans – Montana’da çöküşe götüren konulardaki tavrını değiştirmelidir. Tek yanlı askeri müdahale ve sayısal olarak azalmış olsa bile askerlerinin daimi olarak Kıbrıs’ta kalmasını istedi. Uluslar arası unsur 1960 garanti sisteminin artık sürdürülemeyeceğini teslim ediyor.”
Zinon, müzakerelere seçimler dolayısıyla değil, “Türkiye işbirliğine hazır olmadığı için ara verildiğini” da savundu.
Zinon; Ocak ayının seçimler ayı olacağı hatırlatılarak, Rum başkanlık seçimlerinden sonra Kıbrıs sorununda bazı hareketler öngörüp öngörmediği sorulduğunda, “İşgal bölgelerindeki seçimden ne çıkacağına bağlı. Çözüm karşıtı siyasi güçler güçlenirse elbette perspektifler olumlu olmayacak. Bizim tarafta da önemli olan seçilecek başkanın nasıl hareket edeceğidir. Seçimler öncesinde çok şey söylenir” dedi.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.