Yargısız infaza her zaman karşı oldum ve yine karşıyım.
Bir kişinin yargıya çıkarılıp, suçu kesinleşinceye kadar, o kişiye “suçlu” imiş gibi muamele yapılması da büyük yanlış.
Böyle bir durum, ne adalete, ne yargıya, ne de vicdana sığmaz.
Kimse de kendini yargı yerine koyamaz.
Bu girişi yaptıktan sonra esas konuya gelelim;
Talip Atalay, Din İşleri Dairesi Başkanı. Yani devletin bir memuru. Hükümet tarafından göreve atanır ve alınır.
Zaten, hükümet de Atalay’ın görevden alınması için girişim başlattı. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da “yerine kimin atanacağını görmem lazım” diyerek, şimdilik buna karşı çıkıyor.
Devam edelim;
Atalay’ın FETÖ soruşturması kapsamında gözaltına alındığını ve sorgulandığını biliyoruz.
Bu da yargının işi.
Buna karışmak olmaz.
Ama, Atalay’ın bir devlet memuru olarak Rum gazetelerine açıklamalarda ve bazı çevrelere karşı suçlamalarda bulunmasına karışılabilir.
Çünkü, Atalay’ın böyle açıklamalar yapmasına yetkisi ve hakkı yok.
Bu arada Atalay’ın Kathimerini adlı Rum gazetesine yaptığı açıklamalara da bakalım. Söyledikleri şunlar;
“Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu II. Hrisostomos ile temaslarım, dinler arası diyalog tezlerim ve çözümden yana olmam nedeniyle saldırıya uğradığım. Bazı çevreler Kıbrıs’taki farklı dini gruplar arasındaki diyalog için çabalarımıza katılmadı. Bunun, Türk milliyetçiliği ilkelerinin aksine olduğunu düşündü.”
Yani, Atalay bunları yaptığı için FETÖ’cü suçlamasına maruz kalmış. Bunları da Rum gazetesine açıklıyor.
Ve yine devam edelim;
Rum Dışişleri bakanlığı da hazırladığı bir belge ile KKTC ve Türkiye aleyhine uluslararası bir kampanya başlatmaya hazırlanıyor. Bunun ayrıntıları da manşet haberimizde var.
Söz konusu belgede , “KKTC’nin tam olarak Türkleştirileceği ve İslam devleti olacağı” yönünde iddialar var. Bu iddiaların sözde örnekleri verilirken de Atalay olayı örnek gösteriliyor ve şöyle deniliyor;
“Kıbrıs Türk toplumu içerisinde her türlü laik eğitim unsurun alaşağı edilmesi yönünde faaliyetler var. Din İşleri Dairesi Başkanı Talip Atalay da bu çerçevede FETÖ soruşturması kapsamında Türkiye’de gözaltına alındı.”
Şimdi, bir tarafta Atalay’ın açıklamaları, diğer tarafta ise Rum Yönetimi’nin hazırladığı belgede Atalay ile ilgili olarak yer alan ifadeler.
Şimdilik bu konuda fazla bir değerlendirme yapmak istemiyorum ama, şunu sormakta yarar var;
Atalay nereye koşuyor?
GÜNDEM
14 Ekim 2024SPOR
14 Ekim 2024GÜNDEM
14 Ekim 2024SPOR
14 Ekim 2024SPOR
14 Ekim 2024GÜNDEM
14 Ekim 2024GÜNDEM
14 Ekim 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.