10 Ocak 2020 Cuma
Azerbaycan'dan tanınmaya yönelik tam destek mesajı
Sağlık Bakanı Dinçyürek, Salih Miroğlu’nu andı
Prof. Dr. Ata Atun; Biz İsyan Etmedik
Atilla ÇİLİNGİR; ONLARIN ACILARI SESSİZ AMA ÇOK DERİNDİR…
Aydın AKKURT; 21 ARALIK, GİRİT VE KIBRIS
Antalya’da tıbbi aromatik bitkilerin yaygınlaştırılması ve bilinçli tarımla üretilmesi için çalışma yapılıyor
Girit te uygulanan strateji şimdi Kıbrıs’ta uygulamada.
Fransa’nın, İngiltere’nin ve diğer Avrupa ülkelerinin baskısı ve aldatmacası neticesinde Girit’teki Türk askeri geri çekilir.
Türklere verilen sözler ne idi;
Girit’te yaşayan Türkler İngiltere, Fransa ve diğer Avrupa ülkeleri tarafından korunacaktı.
Ama sonuç çok vahim olur.
Türk askeri Girit’ten çekildikten sonra Girit Türkleri, Fransa’nın, İngiltere’nin ve diğer Avrupa ülkelerinin gözleri önünde saldırıya uğrar. Türk köyleri basılır, Türkler katliamdan geçirilir ve Girit Yunanistan’a bağlanır.
Şimdi, Kıbrıs’ta Rum-Yunan ikilisinin uygulamaya çalıştığı strateji tam tamına Girit’te uygulanandır. Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ne diyor?
“Ana hedefimiz Türk askerini Kıbrıs’tan uzaklaştırmaktır.”
Yani, Girit’te uygulanan strateji Kıbrıs’ta da uygulanmak isteniyor.
Allah korusun, Türk askeri Kıbrıs’tan çekilirse sonumuzun ne olacağı ortadadır. Kıbrıs Türkleri ortadan kaldırılacak ve ada Yunanistan’a bağlanacak.
***
Çok güzel bir atasözümüz vardır;
“Zorla güzellik olmaz.”
Rumların Milli Konseylerinde aldıkları bir karar vardır. Bu karar şudur:
“Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanmasını engelleyecek hiçbir anlaşmaya imza atılmayacaktır.”
Bu hakikatler ışığında Rumlar, Türk tarafıyla yapılan tüm müzakerelerde havanda su dövüyorlar.
Nedeni de şudur; Rum tarafı, Türk tarafını eşit olarak görmemekte ve kendisini tüm adanın sahibi görmektedir. Bu nedenle de bir anlaşmadan bahsetmek sadece bir hayaldir.
Bulunacak çözüm şekli, ENOSİSE yani Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanmasını engelliyorsa bir anlaşmanın yapılması mümkün değildir.
Bu gerçekler ışığında hareket edilerek bir tutum ve politika izlenmesi kaçınılmazdır.
Gençlerimize sesleniyorum: Benim yazdıklarımla, savunduğum düşünce ve fikirler doğru mu, yanlış mı? Gençler yazılanları ve söylenenleri araştırınız. Eğer bir tek yanlış bulursanız beni arayın. Araştırırsanız bizim söylediklerimizin, yazdıklarımızın gerçek olduğunu göreceksiniz.
Gençler, sizler bizim varımız, geleceğimizsiniz. Bizim tüm gaye ve uğraşımız karşımızdaki Rum- Yunan düşüncesini ve hangi ideal uğruna mücadele ettiklerini bilmenizdir.
Rumlarla her türlü toplantıyı yapın, her türlü görüşmeyi yapın, yalnız Rumlara deyin ki “Bizim size güvenimiz geçmişte yaptıklarınızdan dolayı sarsılmıştır. Bundan dolayı Türk askeri adadan ayrılmamalı ve eşit şartlarda iki bölgeli bir anlaşma yapalım.”
Böyle bir anlaşmaya Rumların yanaşmayacağını göreceksiniz.
Gençlerimiz hayali senaryolar ile aldatılmak isteniyor. Kıbrıs’ta yaşanan gerçekler gizleniyor. Hayali senaryoların uygulanmaya konulması için ABD, BM ve AB milyonlarca doları boşuna harcanmıyor. Bu kadar para Türkleri sevdikleri için mi harcanıyor?
Ve bugün Kıbrıs’ta uygulamaya konulan strateji, Girit’te uygulanandır.
Ama her ne pahasına olsun Türk ulusu, Türk ordusu ve Mücahit Kıbrıs Türk halkı buna asla izin vermeyecektir.
VOLKAN gazetesinin 2001 yılında yayın hayatına nasıl başladığını çok iyi hatırlıyorum. Bir dönem haftalık olarak, broşür şeklinde Ulusal Halk Hareketi’nin yayın organı olarak yayınlanmıştı. Daha sonra ise günlük gazete haline dönüştü ve o günden bu yana VOLKAN ulusal güçlerin sesi olmaya devam ediyor.
Ama bu kolay olmadı. VOLKAN gazetesi yöneticileri çok ağır bedeller ödedi. Tehdit ve baskıların yanısıra VOLKAN gazetesi yöneticileri ve özellikle Aydın Akkurt hakkında yüze yakın dava açıldı. Tüm bunlara rağmen Akkurt bir adım bile gerilemedi. Savunduğu ilkelerden , değerlerden ve mücadeleden taviz vermedi. Zaman zaman yalnız kaldığı günler oldu ama o hak ve doğru bildiği yolda yürümekten vazgeçmedi. Bu arada en büyük ihanetlere de uğradı, arkadan hançerlendi. Ama kimse, Akkurt’u yolundan ve davasından vazgeçiremedi.
Akkurt, VOLKAN’ı aynı zamanda bir okul haline getirdi. Bugün değişik gazetelerde görev yapan pek çok genç gazeteci VOLKAN’da yetişti. Beni de köşe yazarlığına teşvik eden, yol gösteren Akkurt oldu. Bana “yazarsın abi” diyerek , köşe yazarlığına başlamamı sağladı.
VOLKAN bugüne kadar çok büyük saldırılara uğradı. Rum tarafının, Rum işbirlikçilerinin, vurguncuların, kan emicilerin hedefi haline geldi, çok büyük saldırılar yapıldı. Ama be var ki VOLKAN yoluna devam etti. Burada da en büyük fedakarlığı ve görevi Akkurt üslendi.
Gün oldu, VOLKAN’dan ayrılanlar oldu. VOLKAN yine yoluna devam etti. Gün oldu ihanetler yaşandı. VOLKAN bunları da boşa çıkardı.
Şimdi, VOLKAN yine hedef alınmış durumda. Bir tarafta işbirlikçiler diğer tarafta ise sahte milliyetçiler VOLKAN’ı susturabilmek için harekete geçmiş durumda.
Rum’u ve Rum’un işbirlikçilerini anlıyorum da, kendilerini “milliyetçi” olarak tanıtan sahte milliyetçileri anlayamıyorum .
Bu sahte milliyetçiler “biz milliyetçi bir gazete yayınlayacağız, ulusal değerlere sahip çıkacağız” diyerek çok çirkin bir oyun oynuyorlar.
Bunlara şunları sormak isterim;
VOLKAN ulusal davaya aykırı yayınlar mı yapıyor da siz bunları söylüyorsunuz. VOLKAN, Rum’a ve işbirlikçilerine karşı mücadele etmiyor mu da siz bunları söylüyorsunuz. Sizin amacınız nedir?
Bü ülkede Rum’a ve işbirlikçileri karşı amansız bir mücadele yürüten sadece VOLKAN’dır. Ulusal güçlerin sesi olan VOLKAN; aynı zamanda vurguncuların, dolandırıcıların ve kan emicilerin de korkulu rüyasıdır.
İşte bu nedenlerde VOLKAN hedef haline getirilip, susturulmak isteniyor. Ama bunu kimse başaramadı “sahte milliyetçiler” de başaramaz.
Çünkü, VOLKAN ulusal güçlerin kararlı sesi ve öncüsüdür. Ulusal güçler var olduğu sürece VOLKAN’da yaşamaya devam edecek.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.