Duydun mu, aguses, did you hear it, I have good news for you.
Anastas’ın sana selâmları var.
Özel surette imâl edilmiş kelâmları var.
Yeni yeni ilâmları var.
***
Duymadıysan, Bülent Dizdarlı’ya git. Gene duymazsan arızalı kulak teşkilâtına 101 pare ramazan topu doldurmak zorunda kalabilirim, çünkü şöyle buyurmuştur Anastas:
– EOKA’cılar, Kıbrıs Cumhuriyeti’ne varlık kazandıran, mücadeleye ve Helenizm’in beklentilerine cevap verecek bir çözümü başarmamız için her türlü çabaya destek vermeye devam eden insanlardır. Garantiler, tek yanlı müdahale hakkı, askeri üs, daimi Türk askeri, bunun da ötesinde siyasi eşitlik ve daha çok haklar talep eden azınlık bir toplumun veto hakkı olmasını hangi başkan kabul eder? Ben bunları kabul etmiyorum. Kıbrıs Helenizmi’nin çıkarlarını korumakla yükümlüyüm.
***
Duymadıysan, duydun da anlamadıysan, anladıysan ama anlamazlıktan gelmişsen, dinamit patlatırcasına sana tekrar ediyorum Anastas’ın nakaratını:
1) Kıbrıs Cumhuriyeti’ni EOKA’cılar kurmuş.
2) Devlet kurucusu EOKA’cılar Elenizm’in beklentilerine cevap verecek bir çözüme destek vermeye bugün de devam ediyormuş.
3) Garanti-maranti, müdahale-ihale, asker-masker gibi şeyleri kabul etmiyormuş.
4) Anastas’ın öz evlâdı sayılan EŞİTLİK adlı veled-i zinayı da “your friend Anastas” evlâtlıktan çıkarmış bulunmaktadır.
5) Onun bir tek yükümü varmış, o da Elenizm’in çıkarlarını korumak ve kollamak.
***
Adam aslında doğru söylüyor, Cumhuriyet’i bizahiti EOKA’cılar kurmuştur, Kıbrıs ceziresini Atina trenine bindirdikleri halde “faşist” (!) TMT’ciler 40 haremiler misali hürriyet savaşçısı EOKA’cıların yolunu kestiklerinden zavallı EOKA’cılar kaldıkları emaneti Pire limanı yerine Cumhuriyet limanına bağlamak zorunda kalmışlardır.
Devlet kurucusu EOKA’cıların Elenizmin bugünkü beklentilerine cevap verecek bir çözüme destek verdikleri de inkâr edilemez bir gerçektir, inkâr edenler hain-i vatandır. Nitekim bu süt kuzusu kadar mâsum EOKA’cı kardeşlerimiz 1960’larda yarım kalan misyonu tamamlamak üzere Cumhuriyet nevalesini “II. Akritas” adlı bir gemiye bindirerek Selânik iskelesine çıkarma yapmanın milli faaliyeti içinde bulunmaktadırlar. Bu arada elbette ki garanti-maranti, müdahale-ihale, asker-masker gibi muzır maddelere de artık ihtiyaç yoktur.
Anastas EŞİTLİK adlı yavru meleği fiilen evlâtlıktan çıkardığı gibi bunu hukuken de tescil etmek üzere yavrunun annesi aleyhine babalık davası açmış bulunmaktadır. Anastas bu davada EŞİTLİK adlı kınalı kuzunun kendi sulbünden gelmediğini, zina mahsulü ve tabii babasının Tuna boylarındaki eski akıncılardan Merzifon’lu Mustafa olduğunu öne sürmektedir. Davaya bakması beklenen ve Lizbon mahallesinin gecekondu semtinde mukim Başhakim Antonio Guterres efendinin de çocuğun meşruiyeti hakkında “Arkadaşım Anastas”la hemfikir olduğu daha şimdiden sızan haberler arasındadır. Yeri gelmişken şunu da tebarüz ettirmeliyim ki bizim Samanbahça mahallesinin septik kuyularında da bazı sızmalar olduğu ve etrafa pis kokular yayıldığı istihbar edilmiştir.
***
Anastas’ın bir de şu lâfına bakın:
– Benim tek yükümlülüğüm Elenizm’in çıkarlarını korumaktır.
Ben bundan hiç endişe duymuyorum, çünkü bizim Akıncı’mız da Türkizm’in çıkarlarını daha da kahramanca korumaktadır, nitekim Guterres kâğıdına “yes be annem” diyerek bizi askersiz bir adada, EOKA’cı kardeşlerimizin koruması altında inşa edilmekte olan bir barış cennetinde yaşatmanın gayretkeşliği içindedir.
Kahrolsun Anastas.
Zito Akıncı.