Advertisement

Av. Fuat VEZİROĞLU ATATÜRK VE TÜRKİYE (II)

Makam sahibi olduğu kamu binasına 19 Mayıs’ta Atatürk posteri astırmıyor, Türk bayrağını da gönderin yarısına kadar çekip matem havaları çalan Anakara’daki Diyanet İşleri Başkanı’nın maceralarına bugün de devam edelim.
Atatürk’e ilişkin sabıka kaybı kabarık görünüyor.
***
Türkiye’de yakın geçmişe kadar FESLİ olarak bilinen bir meczup herif vardı.
Geçenlerde öldü, azılı Atatürk düşmanıydı.
Türkiye’de Atatürk düşmanlığının önde geleni ve temsilcisiydi.
İstiklâl Savaşı için “keşke Yunanlılar kazansaydı” diyordu.
“Atatürk memlekete Gâvurluğu getirdi” diyordu.
***
Atatürk olmasaydı bugün bir Türkiye Cumhuriyeti olmazdı, bir Türk milleti de olmazdı.
En iyimser ihtimalle Osmanlı kalıntısı, müslüman geçinen, Türk adını ağzına alma cüretini gösteremeyecek zavallı ve küçük bir aşiret olarak hayatta kalabilirdik.
Atatürk olmasa bugünkü sınırlarıyla bir Türkiye de olmazdı.
En iyimser ihtimalle Ankara bozkırına sıkıştırılmış sömürge nitelikli bir Osmanlı devletçiği olabilirdi.
***
Bütün bunları bile bile Ankara’daki malûm Diyanet İşleri Başkanı bir gün baktık ki Atatürk düşmanı meczup herifin ziyaretine gitmiş. Açık açık söyleme cesaret ve cüretini gösteremediğinden, öyle bir mertliğe soyunamadığından dolaylı yoldan “ben de Atatürk karşıtıyım” mesajını veriyordu. Niçin gittin diye sorulduğunda “hastaydı, hasta ziyareti yaptım, insani bir mesele, başka bir niyet yok” kabilinden suya tirit açıklamalar yaptı.
Aklınca millet bir aptaldı ve bütün milleti kandırıyordu.
***
FESLİ meczup hastaymış.
Hastaysa sana ne?
Türkiye’de başka hiç hasta mı yok?
Hangi hastanın insani nedenle ziyaretine gittin ki…
FESLİ herife de gitmektesin?
***
İnsan ancak bir dostunun, bir yakınının hasta ziyaretine gider.
FESLİ herifle senin neydi ilişkin, neydi yakınlığın?
Neydi ortak paydanız, neydi müşterekleriniz?
Hangi değerlerdi sizi buluşturan?
Hangi noktada kesişiyordu kafalarınızdaki Ortaçağ düşüncesi?
***
Bunlara cevap veremiyor Diyanet İşleri Başkanı.
Hasta ziyareti deyip işin içinden sıyrılmaya kalkıştı.
Sıyrılamaz.
O söylemese de biz biliyoruz.
Kafasındaki mesajı zaten o ziyaretle aleniyete dökmüştür.
***
İşin ilginç yanı o ki Diyanet İşleri Başkanı’nın 19 Mayıs’taki tavrına da, FESLİ’ye yaptığı ziyarete de Ankara’daki iktidardan hiç tepki gelmiyor, TIK yok.
Hem 19 Mayıs’ı kutlamak hem bu adama göz yummak birbiriyle bağdaşır değildir, sadece takiye kokusu neşretmektedir.
O Diyanet İşleri Başkanı bizi kandırabileceğini, bizi uyutabileceğini, işin içinden sıyrılabileceğini sanıyorsa aldanıyor.
Mustafa Kemal’in askerleriyiz biz, kül yutmayız.
Her iki elimiz her iki cihanda yakasındadır.