DOLAR 32,3609 0.12%
EURO 34,9770 -0.3%
ALTIN 2.324,390,23
BITCOIN 22790841,35%
Lefkoşa
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Av. Fuat VEZİROĞLU   BİR DAVANIN SERENCAMI (II)

Av. Fuat VEZİROĞLU BİR DAVANIN SERENCAMI (II)

ABONE OL
28 Ekim 2019 10:06
Av. Fuat VEZİROĞLU   BİR DAVANIN SERENCAMI (II)
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Gökçekuş Akıncı’nın azil kararını iptal talebiyle dava açmak için avukat olarak geldiği zaman önceki yazımda da belirttiğim gibi kendisini tebrik etmiş ve “davayı şimdiden kazandın” demiştim.
Bunun gerekçesi ise yine önceki yazımda da belirttiğim gibi Akıncı’nın hak ve yetkisi olmadığı halde bu meselede Hakkı Önen’i soruşturma memuru olarak tayin etmesiydi.
Gökçekuş “davayı kazanmamız için başka nedenler de var mı” diye sordu.
Diğer nedenleri de saydı.
***
Akıncı’nın bu meselede herhangi bir kişiyi soruşturma memuru olarak atama hak ve yetkisi olmadığı gibi, soruşturma memuru olarak atanan Hakkı Önen’in yaptığı bütün işlemler de hukuk dışıydı.
Yani bir an için Akıncı’nın soruşturma memuru atama yetkisi olsa ve mevzuat buna izin verseydi bile soruşturma memuru Hakkı Önen’in yetkileri sınırlıydı.
Bu tür konularda soruşturma memuru olarak atanan kişinin idare hukuku ilkelerine, doğal adalet ilkelerine ve mahkeme içtihatlarına göre bir tek yetkisi olur.
O yetki ise itham edilen kişi ile onu itham edenlerin ve ilgili kişilerin yazılı ifadelerini alıp karar merciine göndermekten ibarettir.
Başka hiçbir yetkisi yoktur.
Hakkı Önen bu meselede haddini ve hukukunu aşmıştır.
Oysa yapması gereken tek şey ifade almak ve Akıncı’ya göndermekti. ***
Hakkı Önen sadece soruşturma memuru olarak atandığı halde bu meselede deyim yerindeyse kendini hem “savcı” hem “yargıç” yerine de koymuştur.
Hem soruşturmayı yapmış, hem Gökçekuş’u itham etmiş, hem kendini karar mercii yerine koyarak yargılama yapmış, karşısında bir sanık varmış gibi onu suçlu bulmuş ve azlini önermiştir.
***
Bir benzetme yapmak gerekirse bu meselede Hakkı Önen hem olayı soruşturan polis, hem itham edip dava açan savcı, hem karar veren yargıç rollerine soyunmuştur.
Hem suçlayıcı, hem davacı, hem yargıç.
Bana ilk geldiği gün Gökçekuş’a işte bunları anlattım ve daha ilk günden kendisine “hiç merak etme, eğer ben bu hukuk işinden birazcık olsun anlarsam sen bu davayı kazanacaksın” dedim.
***
Akıncı’nın 14 Aralık 2016 tarihli azil yazısında da belirtildiği gibi Hakkı Önen yaklaşık 10 tanığın ifadesine başvurmuştur. Hakkı Önen tanık olarak Gökçekuş aleyhtarı kişilerden ifade almayı tercih etmiştir. Gökçekuş’a “bu konuyu bilen ve ifadesinin alınmasını istediğin başka kişiler de var mı” şeklinde bir soru sormaktan bile kaçınmıştır. Aslında bütün süreç boyunca Gökçekuş ile hiç yüz yüze gelmemiş, bundan özellikle kaçınmıştır.
***
Akıncı diyor ki 10 kişinin ifadesi alındı.
Bu ifadeler Gökçekuş’a verilmedi, gösterilmedi.
Kendisi hakkında kimin ne söylediğini bilmeden “mahkûm” edildi.
Savunma hakkı verilmeksizin yargısız infaz yapıldı.
Bir kimseye “şu, şu, şu suçlarla itham edilirsin, müdafaan nedir” diye sormak yetmez, ona ifadeleri görme ve aleyhte ifade verenleri sorgulama (istintak) hakkı da tanınmalıdır.
Kısacası bu meselede itham edilen kişiye hukuka uygun bir savunma hakkı tanınmamıştır. Aslında kendisini soruşturma memuru olarak atamak istediğinde Hakkı Önen’in Akıncı’ya söyle demesi lâzımdı:
– Aman ha, sakın ha, böyle bir yetkin yok, beni soruşturma memuru olarak atayamazsın, zaten atasan da ben bir hukukçu olarak bu hukuk dışı görevi kabul edemem.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.