Ergenekon rezilliği 12 yıl sonra nihayet “resmen” son buldu, “resmen” diyorlar.
Son buldu ama çekilen acılar var, çekilen çileler var, kaybolan hayatlar, kahredilen hayatlar var, kaydırılan hayatlar var. Yeryüzünün en büyük ve en rezil hukuksuzluğu ve adaletsizliği var. Bu Ergenekon rezilliği resmen ve şeklen bitmiş görünse de kaybedilen hayatların telâfisi de mümkün değil, yıllarca haksız yere zindanlara atılanlara ve yakınlarına reva görülen işkencenin de.
***
Bütün sanıklar beraat etmiş, Ergenekon hâkimine hapis cezası verilmiş.
Hikâyedir bütün bunlar, asıl müsebbiplere hiçbir şey olduğu yok. Zekeriya Öz denen rezil herif şu anda Almanya’da keyif sürmekte, diğer Ergenekon savcıları da öyle.
Zaten onlar sadece birer maşaydı, altlarına devletin zırhlı araçları verilmişti, devlet reisi gibi korumaları vardı. Onları himaye edenler, Ergenekon’un savcılığına kalkışanlar sonradan aldatıldıklarını söylediler. Aldanmayanlar hapislerde hayat çürüttü, aldananlara, Ergenekon’a savcılık rolüne kalkışanlara hiçbir şey olmadı.
***
Neymiş, Ergenekon’un resmen kapandığına dair resmi haberler yapıldı.
Bu bir hikâyedir sadece, Ergenekon rezilliği ne kapandı ne de kapatılabilir.
Nasıl kapatabilirsin ki, yazar Ergün Poyraz 6 yıldan, gazeteci Mustafa Balbay 5 yıldan daha fazla yattılar. Hiç suçu olmadan insanları yıllarca yatıranlardan, kimisinin ölümüne, kimisinin intiharına neden olan asıl sorumlulardan hesap sormadıkça kim, hangi hakla kapatmakta bu pisliği? Ergenekon’u tezgâhlayan ve tezgâhlatanlar, yani asıl sorumlular yargılanmadıkça kim hangi hak ve yetkiyle kapatmakta bu Ergenekon cinayetini?
***
Meselenin tabii ki bir de Kuzey Kıbrıs ayağı var.
Ergenekon sahtekârlığı Türkiye’de sahneye konur konmaz burada CTP yönetimi bu pisliğe, bu rezilliğe, bu alçaklığa derhal sahip çıktı.
Acaba gerçek mi, acaba yalan mı, acaba bir tuzak mı, acaba bir kumpas mı, acaba bir sahtekârlık mı diye hiç tereddüt etmedi.
Yalnız CTP üst yönetimi değil, CTP kalemşörleri de balıklama atladı Ergenekon pisliğinin çirkefine.
Denizli horozları gibi bağırıyorlardı:
– Ergenekon soruşturması Kuzey Kıbrıs’a da teşmil edilmelidir.
Ergenekon’u tezgâhlayanların Türkiye’deki hedefi neyse CTP’nin buradaki hedefi de oydu. Ama CTP’nin kendine özgü gizli gerekçeleri de vardı.
***
Esas hedef hem anavatan hem yavruvatanda orduda ve sivilde Atatürkçüleri elimine etmekti. Türkiye’de ayrıca hurafelere dayalı bir yobaz devletinin temellerini atmaktı. CTP’nin ve kalemşörlerinin hedefinde ise Denktaş, TMT ve TMT’ciler vardı.
Ergenekon denen rezilliğin soruşturma adı altında burada da yapılmasını, Denktaş ve arkadaşlarının, TMT’cilerin soruşturulmasını, hatta tutuklanmasını istiyorlardı. Türkiye’de tutuklamaların gırla devam ettiği o günlerde Hürriyet gazetesinde ben şöyle yazmıştım:
– Eğer Atatürkçü olmak Ergenekoncu olmaksa ben de Ergenekoncuyum.
***
Ve şimdi o günlerde Ergenekon rezilliğini dillerine dolayan CTP yöneticileri ve kalemşörlerine de bir çift sözüm var.
Denizli horozları gibiydiniz Ergenekon faslı resmen başladığında. Şimdi resmen sona erdiği söylendiğine göre neredesiniz, korkak fareler misali hangi deliktesiniz, söyleyecek hiçbir sözünüz yok mudur bu aşamada?
Bu aşamada ki bütün sanıklar beraat ettiler ve şimdi hesap verme sırası Ergenekon’un hâkim ve savcılarında.
Hiç mi utanmadınız ve utanmıyorsunuz geçmişte yaptıklarınızdan ve söylediklerinizden?
Çıkıp bir özür dileyecek kadar da mı adamlığınız ve şerefiniz yok?