DOLAR 32,5471 0%
EURO 34,8893 0.08%
ALTIN 2.429,990,30
BITCOIN %
Lefkoşa
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Av. Fuat VEZİROĞLU; EŞİTLİK OYUNU

Av. Fuat VEZİROĞLU; EŞİTLİK OYUNU

ABONE OL
03 Ekim 2019 12:56
Av. Fuat VEZİROĞLU; EŞİTLİK OYUNU
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 Eşitlik oyunu derken eşitliği küçümsemiyorum.

Eşitlik, siyasal eşitlik dahil olmak üzere her sahada eşitlik elbette önemlidir.

Ne var ki sadece eşitlik kazığına bağlanır, bütün diğer hayati noktaları görmezden gelir, eşitlikte mutabakat olduğu takdirde cennet kapılarının açılacağı yolunda hava basarsanız bunun adına ciddiyet değil, samimiyet değil, halkı aldatmaya yönelik eşitlik oyunu denir.

Bilinçli veya bilinçsiz olarak, bir iradeye dayalı veya siyasal bir akıntıya dayalı olarak şu anda yapılmakta olan budur.

Eşitlik de eşitlik.

Eşitlik de eşitlik.

Başka şey yok.

                                                           ***

Meselâ deregasyon meselesi yok…

Toprak meselesi yok…

Garantiler yok…

Özellikle Akıncı cenahından ve de CTP mahallesinden öyle bir rüzgâr estirilmektedir ki eşitlikte Rum bizim tarafa HE derse bütün bunlardan vazgeçilebilir.

Silihtar sarayındaki anlayışa göre Türk garantisi tabu değildir, onların anlayışına göre de tabu olmamak demek önemli olmamak demektir. Oysa Türk garantisi olmadan kâğıt üstündeki eşitliğin beş para değeri yoktur. Eşitlik bir deregasyon olarak AB nezdinde tescil edilmediği takdirde de eşitlik ha varmış ha yokmuş fark etmez.

Deregasyon niteliğinde ve deregasyon statüsünde olmayan eşitlik yok hükmünde eşitlik demektir, denizde balık demektir, üstelik o balığı tutacak oltanız olmaması da demektir.

                                                           *** 

Türk garantisi yoksa, deregasyon yoksa…

Eşitlik üstüne istersen Rum’dan banka garantisi de al. 

O garantinin değeri üstünde bulunduğu kâğıt kadardır.

Bazı şeyler vardır ki o şeyler olmadıkça başka şeylerin olması olası değildir. Türk garantisi yoksa, deregasyon yoksa, ne kadar edebiyat yapılırsa yapılsın, ne kadar kabak doğranırsa doğransın, o eşitlik “mafiş kurban”dır. Bunu da yer yüzünde en çarpıcı şekilde vurgulayan kişi büyük halk ozanı Aşık Veysel’dir, nitekim şöyle diyor Aşık Veysel bir türküsünde:

“Senin güzelliğin beş para etmez, bendeki bu aşk olmasa”.

                                                           *** 

Hal böyleyken Akıncı neden bir eşitliktir tutturmuş gidiyor, eşitliğin olabilmesi için olmazsa olmaz teşkil eden diğer hayati konuları neden hep es geçiyor?

Ve neden CTP mahallesi de Silihtar sarayından kopya çekmiş ve saray erkânından suflör angaje etmiş gibi deregasyon ve garantiyi arka plâna atarak unutturmak üzere sahibinin sesi olmayı tercih etmektedir?

Yoksa eski günahlarının hortlamasından mı korkuyorlar?

                                                           ***

Eski günahları malûmdur, Annanist günahlardır, “yes be annem” günahlarıdır.

Akıncı için emperyalizmden bile bile siyasal kazık yeme günahıdır.

Cici partimiz CTP için ise bile bile, göz göre göre, adeta davetiye çıkara çıkara ekvator uzunluğunda bir adet AKEL kazığı yeme günahıdır.

Daha küçük kazıklar ise cabasıdır.

Annan Plânı’nda deregasyon yoktu, eğer kabul edilseydi, kâğıt üstünde Türk hakkı olarak yutturulmak istenen bütün kurallar çoktan Avrupa mahkemeleri tarafından iptal edilmiş ve bugün itibarıyla Kıbrıs’ta neredeyse hiç Türk kalmamış olacaktı.

Bugün de Akıncı erkânı ile CTP mahallesi hâlâ “yes be annem” çizgisindedirler, deregasyon da yok, Türk garantisi de yok söylemlerinde, varsa yoksa eşitlik.

Kahramanca savunulur gibi gösterilen bu eşitlik macerası şu anda ancak ve sadece göz boyamaya yönelik bir oyun manzarası çizmektedir.    

 

 

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.