Metin Akpınar ve Müjdat Gezen…
Bu iki sanatçı Türkiye’nin yüz akıdır.
Konumları tiyatro sanatının Everest tepesidir.
Hem ibret dersi vermek, hem Türkiye’yi güldürmektir onların işi.
Politikacıların milletin suratını mahkeme duvarına dönüştürdüğü bir ülkede, bunu da bi-hakkın ifa ediyorlar.
***
El üstünde tutacağımıza, karakol kapılarında, mahkeme koridorlarında, zindan sopası gösterilerek susturulmak, çürütülmek isteniyorlar.
Bir çift lâf ettiler, yurt dışına çıkmaları yasak, her hafta karakol ziyareti yapmak, imza törenlerine (!) katılmak zorundalar.
Neden bu işkence?
Kaçma ihtimalleri varmış, Türkiye sevdalısı bu sanatçılar Türkiye’den kaçacakmış.
***
Buna yalnız kargalar değil, saksağanlar da güler.
Kaçırmak istesen de kaçmaz onlar.
Bunu ben ta Kıbrıs’tan görüyorum da İstanbul’daki savcı mı görmüyor, savcı görmüyorsa yargıç da mı görmüyor?
Görüyorlar görmesine de, ya elleri-kolları bağlıdır, ya da hukuk değil, guguk uygulaması yapıyorlar.
Kapıdan atsanız onları pencereden, pencereden atsanız bacadan girerler Türkiye’ye.
Ellerini-kollarını bağlayıp Meriç’in ötesine bıraksanız karabatak misali Haliç’te ortaya çıkarlar.
Anadolu toprağı hayat suyudur onlara, Anadolu’suz yaşamaz, yaşayamaz onlar.
“Kedi” (!) gibidirler.
***
Çocukluğumda bizim köy evinde çok sayıda kedimiz vardı, aralarından biri yaramaz ve saldırgandı, kocaman pençelerine güvenerek diğer kedileri kaçırmakta, avluya bırakılan yemek artıklarının tümüne sahip çıkmaktaydı.
Rahmetli anam kerhen de olsa bu kediden kurtulmak istedi.
Onu bir sabah bir torbaya yerleştirdi, köy şoförüne teslim ederek en yakın kasabaya (Mağusa) gönderdi.
Şoför bizim yaramaz kediyi kasaba meydanına salıverdi.
O kedi tam bir hafta sonra geri geldi.
O kasaba ile bizim köy arasındaki mesafe 30 kilometredir.
***
Metin Akpınar ile Müjdat Gezen’in karakteristik vasıfları Atatürkçü olmalarıdır.
Uğur Dündar’ın programında söyledikleri demokrasinin bulunduğu bir ülkede meselâ İngiltere’de söylenmiş olsa ve hatta kraliçeyi hedef alsaydı Kraliçe sadece tebessüm eder, Başbakan gülüp geçerdi. Ne var ki 16 yıldan beri Atatürkçü olmak bir suç haline getirilmiştir anavatanımda. Ben Mustafa Kemal’in bir askeri olarak Türkiye’de şimdi olanların olacağını ta 2002’lerde sezmiştim.
Türkiye’nin bir başka medar-ı iftiharı olan Attilâ İlhan TRT’nin ikinci kanalında her hafta nefis sohbetler yapmaktaydı. İktidar değişikliği olur olmaz yapılan ilk işlerden biri bu Atatürkçü nadide değeri ekranlardan uzaklaştırmak oldu. Ondan sonrası Atatürkçüler için zindanlara yönelik bir çorap söküğü haline dönüştü.
***
Evet, kimi savcı ve yargıçlara göre Müjdat Gezen ve Metin Akpınar’ın Türkiye’den kaçma olasılığı varmış. Bu iddia bu iki tiyatro ustası için ancak bir iftira niteliğinde olabilir, çünkü diğer her şeyi bir yana bıraksanız da…
Onlar hiçbir tehdit ve tehlike karşısında Türkiye’den kaçmayacak kadar yiğit insanlardır aynı zamanda.