Kardeşim Dimitri Hristofyas’ın ölümünden önce biricik oğluna “Türkler bizim düşmanımız değil kardeşlerimizdir” demiş olması bizimkilere de meselâ Akıncı ile Talât’a da bir ders olmalıdır. Şimdiye kadar “Elen’ler bizim düşmanımız değil kardeşlerimizdir” dememiş olmaları onların ancak ne kadar “faşist ve ırkçı” (!) olduklarını gösterir.
Oysa bendeniz Dimitri’nin sözlerini ölümünden sonra öğrenmiş olmakla beraber onu derhal kardeşliğe kabul eylemiş bulunmaktayım, dünyada ve ahrette birinci sınıf biraderimdir.
***
Kardeşim Dimitri dünya vatandaşı olup savaşlara karşı duran, Persil marka çamaşır tozuyla yıkanmış ak-pak ve bembeyaz bir barış güvercinidir. ENOSİS kararının altına selefi Ezekiyas Papayuannu tarafından atılmış olan imzayı 1967’den beri muhafaza ve müdafaa etmesi işte bu barışçılıktan ve beyaz güvercinlikten kaynaklanmaktadır. Benim Dimitri kardeşim Papadop’lar ve Anastas’lar gibi kömür karası kamaz kargası değildir.
***
Evet, Dimitri benim kardeşimdir, aldım kabul ettim, lâkin bu kardeşliği çok geç öğrendiğimden tabii şu anda merakımı mucip bazı soruların da cevabını aramakta olduğumu itiraf etmek zorundayım. Başlıca soruları ise şöyle sıralayabilirim:
1) Dimitri benim üvey kardeşim mi?
2) Ana bir baba bir tam kardeşim mi?
3) Baba veya ana ayrı yarım kardeşim mi?
4) Kan kardeşim mi, yani vuruşarak döktüğümüz kanları emerek mi kardeş olduk?
5) Dimitri meşru kardeşim mi, evlilik dışı doğmuş bir adet veled-i zina kardeşim mi?
6) Kardeşim Dimitri’ye göre bütün Türkler Elen’lerin kardeşi olduğuna göre acaba bizim Talât da Tasos Papadop’un kardeşi midir acaba?
7) Bizim Akıncı acaba ünlü barış güvercinlerinden Yorgacis’in mi kardeşi olmaktadır?
8) Cemalim Cemalim aslan Cemalim, üstelik hem yiğidim hem özyiğidim daha da aslan Cemalim ise kimin kardeşidir acaba, Nikos Sampson’un kardeşi olmasın sakın ola?
9) Peki ya benim Ferdi yeğenim, yani yerinde hep sabit duran Ferdi Sabit yeğenim kimin kardeşidir çok merak ediyorum doğrusu, acaba Baf kapısındaki küçük meydana büstü dikilen meşhur EOKA barışçısı Drakos’un kardeşi mi?
***
Bu arada bir protesto borcumu da yerine getirmekle mükellef olduğumu hatırlatmak isterim, aksi takdirde merhum kardeşim Dimitri’ye karşı son görevimi ifa etmemiş olurum.
Netice itibarıyla bu yazıyı bir protesto notası olarak bizim Mehmet Ali Talât yoldaşımıza iletmek zorundayım, çünkü inanılır kaynaklardan aldığım haberlere ve bizim mahalledeki berberlere göre Dimitri kardeşimin cinayet faali Talât efendinin bizzat kendisidir.
Talât efendinin Dimitri kardeşimi hangi usullerle at cennetine gönderdiğini ise yeni yeni keşfetmiş bulunmaktayım.
***
Talât’ın benim güzel kardeşim Dimitri’yi kahrından öldürdüğü yolundaki haberler inandırıcı değildir, cinayet aleti çok daha başkadır. Dimitri kardeşim bir barış kuşuydu, barış sağlamak istiyordu. Ömrü buna vefa etmeyip öte dünyaya göçmekle barış kuşu olmaktan çıkmışsa da barış meleği olduğundan hiç kuşkum yoktur.
Kardeşim Dimitri barış peşinde koşuyor, Talât ise kardeşimin ayağının altına karpuz kabuğu koyarak barışı engellemek istiyordu. Kardeşim Dimitri Talât’ın bu hallerine bir gün o kadar çok üzüldü ve kahretti ki Metaksa meydanında asılmak üzere İngiliz ipi aradıysa da bulamadı, ancak bu arada astım hastalığına yakalandı. Bol bol temiz havaya ve oksijene ihtiyacı vardı, bunu bilen Talât tam o sırada kardeşim Dimitri’nin havasını keserek onu öte dünyaya fakslamış oldu. Nitekim ölümünden sonra yapılan otopsi de kardeşim Dimitri’nin havasının kesilmesi suretiyle solunum yetersizliğinden cızlamı çektiğini ortaya koymuştur.
***
Not – Tatil nedeniyle yazılarıma bir süre ara veriyorum.