Metin Oktay…
Arda Turan…
İkisi de futbolcu.
***
Biri efsane, yalnız Galatasaray’ın değil, bütün Türk futbolunun efsanesi…
Öteki efsanenin müsveddesi bile olamadı.
Burun kırma efsanesi olmakta hiç zorlanmadı.
***
Fener sempatizanıyım, fakat ilk günden Metin Oktay’ın hayranıyım, bir trafik kazasında hayatını kaybettiğinde çok üzüldüm.
Yalnız birinci sınıf futbolcu değil, birinci sınıf insan, birinci sınıf efendiydi.
Üstünden efendilik, asalet akardı.
***
Metin Oktay, Arda Turan’ın tersine, futbol hayatı boyunca hiçbir rakibine kasden faul yapmadı, hakemlerle hiç dalaşmadı.
Yalnız futbol zengini değil, keza gönül zenginiydi, kazandığı paranın neredeyse yarısını hayır işlerine, yoksula yardıma hasrederdi, para onu hiç şımartmadı.
Paradan dolayı küstahlaşmadı.
Futbolun kralıydı, centilmenliğin, alçak gönüllülüğün de kralı oldu.
***
Bir filmde Ajda Pekkan ile başrol oynatıldı.
Fısıltı gazetesi Ajda’yla aşk yaşadığı yolunda haberler üretti.
Tamamen uydurmaydı.
Yıllar sonra Ajda’ya sordular, doğru mu diye.
Şöyle dedi Ajda:
– O kadar terbiyeliydi ki bize yan gözle bile bakmadı, rol icabı karşı karşıya geldiğimizde bile yüzü kızarmaktaydı.
Ajda’nın yatak hikâyelerini hiç inkâr etmemiş dobracı bir kişiliği var, Metin’le fingirdeseydi söylerdi.
***
Gol attığı zaman bütün takım arkadaşları sevinç çığlıklarıyla Metin’in üzerine atlar, futbolda adet olduğu üzere onu öpücüklere boğar, tebrik ederlerdi.
O kadar efendiydi ki bu tezahürat karşısında “bu kadar da abartmayın, kısa kesin arkadaşlar” derdi, “rakip takım oyuncuları da bizim kardeşimiz, üzmeyelim onları”.
Bu kibarlıkta bir futbol yıldızı yalnız Türkiye’de değil, dünya futbol tarihinde de pek görülmüş değildir.
Kısacası adam gibi adamdı Metin, Allah tekrar rahmet eyleye.
***
Öte yandan Arda Turan büyük yıldız olmaya yeltendi, yıldızın kırpıntısı kadar bile olamadı. Barselona’ya gitti, kısa sürede sıfırı tüketti, yedek kulübesine demirbaş oldu, Türkiye’de ikinci sınıf bir takıma dönmek zorunda kaldı, o da siyasi torpille oldu.
Neden?
Çünkü yıldız futbolcu olmak önce bir karakter meselesidir.
Eline, beline, diline hâkim olacaksın.
Arda Turan olamadı, çapkınlığı, hakemlere küfrü, gece kulüplerinde kadına sarkıntılığı, yumruk atarak burun kırmayı, ruhsatsız tabanca taşımayı, tabancayla hastane basmayı, hastane tavanına kurşun sıkmayı marifet ve kahramanlık saydı.
Para şımarıklığı doruktaydı, siyasal iktidarlara yalakalığı da futbol hayatının parçası zannetti, Atatürk ilke ve devrimlerini ifnaya yönelik bir referandumu “kurtuluş savaşı” (!) olarak ilân edecek kadar cehalet sergiledi.
Bu bir mecburi yazıdır, çünkü aslında Metin ile Arda’yı mukayese bile caiz değildir.
Biri yüce, öteki cücedir.
News
