NACAK GAZETESİ- Adı Low Taek, iş adamıdır, Malezyalı’dır, çok zengindir, hakkında yolsuzluk soruşturması açılmıştır, açılır açılmaz da ülkesinden vızlamış, bunun üzerine hakkında kırmızı bülten çıkarılmıştır. Interpol tarafından fellik-fellik aranmaktadır, bulunduğu an tutuklanacak ve yargılanmak üzere ülkesine iade edilecektir, bundan dolayı adam saklambaç oynarcasına ülkeden ülkeye kaçmaktadır.
***
Son çareyi Güney Kıbrıs’a gitmekte buldu.
Ve ister inanın ister inanmayın kendisine yıldırım hızıyla vatandaşlık verildi, bu arada ses hızıyla bir de pasaport takdim edildi.
Pasaportu alır almaz da sırra kadem bastı.
Artık ara da bulasın.
***
Bu zengin ve yolsuzluk soruşturmasına tâbi adam nasıl olur da böyle jet hızıyla derhal vatandaş olur, derhal bir de pasaport alır?
Kıbrıs nire, Malezya nire ve ne âlâka?
Şimdi sıkı durun…
Çünkü bu vatandaşlık ve pasaport macerasının yani taşın altından Başpiskopos Hristotomos çıkmıştır. Rum medyasına göre Başpiskopos 1 Eylül ve 10 Eylül 2015 tarihlerinde zamanın İçişleri Bakanı Hasikos’a iki kez yazı yazarak bu adama acilen vatandaşlık verilmesini talep etti, üstelik vatandaşlığın verileceği tarihi de kendisi tayin etti, “bu adama en geç 18 Eylül’den önce vatandaşlık verin” yolunda bir fetva çıkardı.
***
Bu sadece küçük bir örnektir, buzdağının görülebilen küçük bir parçasıdır.
Buzdağının su altında kalan kısmı ise öyle anlaşılıyor ki cehennemin dibine kadar uzanmaktadır ve şu anda güneyde vatandaşlık üstüne büyük bir kavga vardır.
AKEL, “Akıncı’nın arkadaşı” Anastas’a bu konuda posta koymuştur, fena halde saldırmaktadır. AKEL’e göre Anastas iktidarı önüne gelene “golifa” misali vatandaşlık dağıtmakta, üstelik vatandaşlık müracaatları da Anastas’ın eski avukatlık ofisi vasıtasıyla yapılmaktadır. Bu kategoriye giren yeni vatandaşlar genellikle dolar milyonerlerinden oluşmaktadır. Dolayısıyla AKEL demek istiyor ki “Anastas vatandaşlık dağıtmakta, bu golifa dağıtımında da Anastas’ın eski ofisi cep doldurmakta, cüzdan şişirmektedir.
***
Bu kategori dışında bir de vatandaş yapılan Yunan asıllılar vardır ki geçende Sunday Mail gazetesinde okuduğuma göre bunların sayısını onbinlerle hesaplamak gerekir. Bir başka anlatımla güneydeki Rum’un nüfusu her yıl vatandaşlık yoluyla da kabartılmaktadır. Maksat, ikili görüşmelerde bu kabarık nüfusa dayanmaktır. Bunun içindir ki nüfus oranını 1/4 şeklinde sabit tutmak istemişlerdir ve bu da bizim barışçılar (!) tarafından masada kabul edilmiştir.
***
Gelelim bizim ağalara, malûm sendika ağalarına, malûm siyaset ağalarına, ayrıca ihanet erbabının malûm ağalarına, güneyde suni olarak yaratılan nüfus patlamasına GIK dedikleri yok, oysa Toros dağından Beşparmak dağına esen poyraz rüzgârına bile itirazları var.
Van kedisi dünyanın en güzel kedisidir, o kediciklerden birini KKTC vatandaşı yapsak malûm ağalar çılgına döner, kıyameti koparırlar, çünkü anavatan doğumludur o güzelim kedicikler, çünkü onların derdi sadece Türk’le.
İsterler ki anavatandan gelip 30 senedir bu toprağa kök salan, çocukları bu toprakta doğan, bu toprakta okuyup-yetişen aile mensupları bile haşa ve kat’a vatandaş olmasın.
Ama Anastas isterse güneydeki nüfusu 5 milyona çıkarsın, umurlarında değil.
Öyle değil mi ağalar?
Zaten maksadınız da Türk’ün Rum içinde asimile edilerekten tüketilmesi değil midir?
Niye ses vermiyorsunuz güneydeki suni nüfus patlamasına?
Dilinizi mi yuttunuz, Diyarbakır biberi mi sürdüler o peltek dilinize, bant mı yapıştırdılar dudaklarınıza?