Hayli zaman önceydi, New York’ta idik…

New York’ta akrabalarımız var, Zeki dayımın torunları Asaf ve Seyit.

Bir gün baktım Asaf adeta askeri bir kıyafet içinde…

“Nedir” dedim, “ava gidiyorum” dedi, “ne avı” dedim, “yabani hindi avı” dedi.

“Nerede avlıyorsun” dedim, “Kanada sınırında” dedi.

Av kıyafetiyle, elde silâh, arabaya biniliyor, kaç yüz kilometre ötede olduğunu bilmediğim Kanada sınırına yakın doğada av yapılıyor.

Bol miktarda yabani hindi varmış oralarda.

                                                           ***

Kuzey Kıbrıs’ta av mevsimi açıldı, keşke hiç açılmasaydı ama o ayrı bir mesele.

Kanada sınırında açıldı mı bilmiyorum, ama New York caddelerinde çok daha büyük bir av faaliyeti geçen haftadan beri başlamış haldedir.

Başroldeki baş avcılar bellidir, bizim Akıncı ile onların Anastas…

Yakalamak istedikleri avın adı Mida’dır, bu amaçla New York dağlarına değilse bile New York gökdelenlerine çoktan tırmandılar. 

Denktaş’ın, Eroğlu’nun, Talât’ın ıskaladığı Mida’yı onlar yakalayacak.

                                                           ***

Ben köpek lâfının hakaret olarak kullanılmasına karşıyım.

Eğer köpek sözünün bir an için hakaret sayıldığını kabul edersek, başkalarına hakaret için köpek sözünü kullanan kişi kendi köpekliğini göstermiş olur.

Köpek mâsum sevimli bir hayvandır…

Sahibinin talimatına göre iş görür.

                                                           ***

Bizim Akıncı ile onların Anastas gökdelenler yüzünden derin bir kuyuyu andıran New York sokaklarında Mida’nın peşine düştüler ya…

Bu aslında 50 yıldan beri devam eden bir sürek avıdır.

Ve malûmdur ki her avda avcının bir de yardımcısı olur ki insanlar köpek ismini vermiştir ona. 

Avustralya’nın yüz binlerce hayvan barındıran büyük çiftliklerinde sevimli köpeciklerin görevi helikopter pilotlarına devredilmiş ise de biz henüz o aşamada değiliz.

İki adet milli avcımız Mida’nın izini sürerken yanık sesiyle gazel makamında havlayarak onlara yardımcılık eden bir sevimli enik vardır ki adı kısaca BM olarak bilinmektedir.

BM adlı gulicik sahibinin sesine göre havlamakta ve aldığı emre göre avlamaktadır.

Sahibi ise emperyalizm denen bir canavardır.

                                                           *** 

New York cangılında süren bu sürek avı adil koşullar içinde icra edilmiyor.

Senaryonun müellifleri bu av tulûatında bizim avcının eline bir adet çakaralmaz piyade tüfeği, Anastas’ın bir eline bir makineli tüfek, öteki eline de bir adet bazuka vermişlerdir. 

Bizimki Mida’yı canlı yakalama derdinde, çünkü Mida demek barış kuşu demekmiş.

Anastas ise yakaladığı yerde Mida’yı eşek cennetine gönderme niyetinde.

Bizimki bazan Mida’ya yaklaşır gibi olmakta, tam yakalayacağı sıra Anastas havaya ateş ederek Mida’yı uyarmakta, sıvışmasını sağlamaktadır.

                                                           ***

Mida, New York cangılında bazan sıkışsa da antremanlı olduğu için Anastas’ın da yardımıyla bir eşkıya türküsünde olduğu gibi rahatça kayıplara karışabilmekte, bizim milli avcımızla rahatça yarışabilmektedir:

“Müfreze dağı sarar

  Dağda kaçaklar arar

  Geçit vermez kayalar

  Hızlan be Halil İbrahim”.