Bir gün bir kokteylde eski bir dostla bir yandan hafifçe kafaları tütsülerken ayaküstü sohbet ediyorduk. Arkadaşın boynunda şahane bir kravat vardı. “Kravatın çok güzel” dedim, sözümü daha tamamlamadan eşi lâfa girerek şöyle dedi:
– Pure Silk.
(Halis ipek).
***
İster inanın ister inanmayın, bir gazete haberine göre dünyanın en yaşlı adamı Hindistan’da ve 183 yaşında imiş.
Yanlış duymadınız…
Tam 183.
Ona “azrailin unuttuğu adam” diyorlarmış.
***
Rum medyasına göre Anastas “federal devlet” kapısını kapatmış, kitlemiş, kapıya bir de sürgü çekmiş, ikili müzakere denen yılan hikâyesini bu nedenle yokuşa sürüyormuş. Zevahiri kurtarmak için görüşme istiyor gibi görünse de “Arkadaşım Mustafa” ile buluşmaya hiç niyeti yokmuş. Akıncı’nın siyasal eşitlik masalı için “mafiş kurban” diyormuş. Az ile çok, büyük ile küçük, dev ile cüce, Eleni ile Hatice, Ali ile Aleko eşit ve tiki-toko olamazmış.
***
Buna rağmen Akıncı federasyon takıntısını sürdürmekte, akıncılığını unutaraktan akıntıya kürek çekmeyi sürdürmekte.
Hâlâ “barış” (!) istiyormuş.
Anastas ise barış değil, yarış peşinde.
Kendini küheylan sanmakta, arpası fazla gelmiş beygir misali coşmakta, hâlâ ENOSİS hedefine koşmakta.
Buluşsalar da neyi konuşacaklar?
Şimdiye kadar söylenmedik lâf mı kaldı?
Kimi kandıracaklar yeniden?
***
Rum medyasına göre federasyon denen kale kapısını kapatan Anastas “ben üniter devlet istiyorum” diyormuş, “üniter devlet olmayacaksa taksim olsun daha iyi”.
Taksim hikâyesi tabii ki muarızlarının Anastas’a yönelik bir iftirasından ibaret.
“Üniter devlet” peşindedir aslında.
Onun anladığı üniter devlet ise katkısız ve katıksız, Türk unsurundan tamamen soyutlanmış, halis-muhlis Elen devleti.
Halis-muhlis, yani PURE GREEK.
Nasıl ki PURE SILK kravat var, Anastas da PURE GREEK devlet istiyor.
***
Bu koşullar altında Akıncı’nın içine herhalde düşmüştür bir kor, çünkü işi çok zor.
Allah yardımcısı olsun, çünkü bu Kıbrıs belâsı ne erkektir ne dişi, ne kadar sıkarsa sıksın otuz iki dişi, artık Allah’a kalmıştır işi.
***
Allah’a kaldığına göre de “Akıncı Sevenler Derneği”nin Genel Başkanı olarak zat-ı âlilerinin elinden tutmak ve kendileri için duaya yatmak bendeniz için vacib-ül eda olmuştur.
Yüce Allah’ım, Anastas’ı canavarlıktan çıkarıp insan eyle, Akıncı hazretlerine ise peygamber sabrı ihsan eyle…Biraz ket vuruver Anastas’ın ağzındaki geme, barış kuşunu ise “My Friend Mustafa”dan lütfen esirgeme.
***
Ben inanıyorum ki bizim Büyük İskender’imiz Büyük Akıncı bu Kıbrıs denen Gordium düğümünü tek bir kılıç darbesiyle bir gün elbette çözecek, “geldim, gördüm, çözdüm” diyecektir.
Yeter ki ona uzun ömür ihsan eyle yarabbi…
Çünkü ne börektir ne bişi, 183 yaşına geldiğinde elbet bitirecektir bu işi…
Bu arada şeytan hazretlerine de sesleniyor, “ulan şeytan, Akıncı’yı unut” diyorum.