Bu başlık bana ait olmayıp İngilizce yayımlanan Rum gazetesi Cyprus Mail’in manşetinden alınmış olup “My Friend Mustafa”nın arkadaşı “My Friend Anastas”ın son hezeyanını yansıtmaktadır.

“Türkiye değişmedi” diyor Anastas.

Değişmesini bekliyordu ama değişmedi.

Sözlüğe baktım (!) “Türkiye değişmedi” demek “Türkiye teslim olmadı” demektir.

Teslim bayrağı bekliyordu Anastas.

Olmayınca değişti-değişmedi tefrikasına yeniden başladı.

                                                           ***

Şu haddini bilmezliğe, şu küstahlığa bakın, adam öyle bir konuşuyor ki sanki Türkiye değişmek zorunda ve değişmediği için hayret nidaları üretmekte. Oysa o nidalar bile sahtedir.      

Değişmesi gereken birilerinin olduğu ise bir gerçektir.

O birileri ise Rum-Yunan ikilisidir.

O birilerinin başında da Anastas gelmektedir.

Değişiklik ise Anastas’ın kafasında olmalıdır.

O kafaya göre bu memleket Atina tapusuna kayıtlı bir toprak parçasıdır.

Değişmesi gereken de işte bu kuru kafadır.

                                                           *** 

Değişmedi diye Anastas Türkiye’yi kınamış.

Terbiyesizliğe bak. 

Bizzat değişmesi gerekirken değişmedi diye başkalarına çamur atmaya yeltenmekte…

Yahu sen kim ki kimi kınamaktasın?

Fare kediyi mi kınamaktadır?

Çakal aslanı mı?

                                                           ***

Biz bir kez daha anımsatalım ki Anastas bu kafayla giderse askere, biraz zor alır tezkere.

Bunu tarihi bir olguyla yansıtalım.

Şu sözler Glâfkos Klerides’e aittir ve Barış Harekâtı’ndan hemen sonra ifade edilmiştir:

– Biz sanmıştık ki bu adada biz çoğunluğuz, Türk’ler azınlıktır ve bu nedenle biz her istediğimizi yaparız. Meğer kazın ayağı böyle değilmiş. Meğer bir değerlendirme yaparken yalnız Kıbrıs adasını değil, bütün bölgeyi dikkate almak gerekirmiş. Meğer Balkan’lardan Doğu Akdeniz’e kadar uzanan bölgede ise Türkiye ve Kıbrıs Türk’leri çoğunlukta, Yunanistan ve biz ise azınlıkta imişiz, bunu şimdi anladık.

                                                           ***

Değişti-değişmedi hikâyelerine yeniden başlarken Anastas yalan da atmaktadır. Yalnız yalan atmıyor üçkâğıtçılık ve madrabazlık da yapıyor. Bir yandan sanki büyük bir lütufmuş gibi siyasal eşitliği kabul ettiğini açıklıyor, ayni demecin üç satır aşağısında ise bütün tükürdüklerini yalıyor. Diyor ki “Türk’ler eşit olacak, ama bu da elbette kararların beraberce ve ittifakla alınması demek değildir”.

Bu nasıl eşitliktir anlayan beri gelsin.

Hem eşit olacağız ama onlar her diledikleri kararı alabilecekler.

Bu kafa Makarios kafasıdır.

Bu kafa o kafadır ki anayasayı paspas misali kullanmıştır.

Bu kafa o kafadır ki 21 Aralık trajedisini tezgâhlamıştır.

Bu kafa o kafadır ki ülkeyi az daha Yunan cuntasına teslim ediyordu.

Bu kafa o kafadır ki Barış Harekâtı’nın asli nedenidir.

Bu kafa o kafadır ki ne Dr. Küçük’ün ne Denktaş’ın uyarılarını dikkate almıştır.

Bu kafa o kafadır ki Türk askerine davetiye çıkarmıştır.

Bu kafa o kafadır ki Mehmetçik şu anda o kafa sayesinde aramızda bulunmaktadır.

Bu kafa o kafadır ki hem Türk ordusunu bizzat getirmiştir, hem şimdi de gitsin diyor.

Değişiklik karagözlüğüne soyunan Anastas kafasının gidişatı da pek hayra alâmet değildir.