UDI…
Unilateral Declaration of Independence…
Yani tek taraflı bağımsızlık ilânı.
***
Bunu böylece anımsattıktan sonra dönelim Ali Rıza’lar meselesine, daha doğrusu bizim Ali Rıza’larla âlâkası olmayan, babası Türk, anası Rum, kendisi İngiliz Alper Ali Rıza meselesine. Bu arkadaş Rum’un İngilizce olarak yayımladığı Cyprus Mail’in Pazar nüshası Sunday Mail gazetesini mesken tutmuştur.
Sık sık inci niteliğinde yazılar döktürmektedir bu gazetede. Tarafsız havalarında görünerek hep sirto havaları tıngırdatıyor, sazın tellerinde çiftetelliye dokunduğu hiç yok.
Kafasını KKTC ile bozmuştur, KKTC’nin lâfı bile yalnız kafasını değil sinirlerini de bozmaktadır. Bu nedenle olacak ki yazılarının neredeyse tamamı hep KKTC’nin iptali üstünedir.
***
Genel olarak verdiği mesaj şudur:
1) Kıbrıslı Türk’lerin ırk ayrımcılığına uğramayacaklarını hissetmeleri Avrupa Birliği için önemlidir, Avrupa Birliği bunu sağlamalıdır,
2) Buna karşılık Kıbrıs Türk’leri de UDI’dan vazgeçmeli, yani üstüne bir çarpı işareti çekerek KKTC’yi çöp sepetine atmalıdır.
***
Anlaşılıyor ki bizim bu yarım yeğenimiz bir yandan Rum-Yunan ikilisine, diğer yandan da bu ikili ile birlikte aynı saksıya su koyveren İngiliz emperyalizmine hizmetkâr olmanın azami gayreti ve zevki içindedir. Bizi AB’nin şefkatli (!) kollarına havale etmekte, KKTC’yi de yalanması gereken bir tükürük olarak görmektedir. KKTC’den mutlaka vazgeçilmeli imiş.
Çünkü KKTC bir UDI imiş, yani tek taraflı ilân edilmiş bağımsızlık.
Yani ortada meşru bir devlet varken biz gayrımeşru olarak ikinci bir devlet kurmuşuz.
Yarım yeğenimizin kestiği ahkâm bu.
Bu arkadaşa cahil desem cahil değil, QC olduğuna göre bir hukuk derinliğine sahip.
Olsa olsa kötü niyetli, peşin hükümlü ve Rum’a angajedir. Zaten gençlik yıllarında da Türk aleyhtarı örgütlerin faaliyetlerine destekçilik etmekteymiş.
***
Bu ülkede elbette bir UDI olmuştur.
Ama bu UDI 15 Kasım 1983’de değil, 21 Aralık 1963’de olmuştur.
Kıbrıs Türk halkı silâh zoruyla devlet şemsiyesinin dışına atılmış, müşterek devlet bir Rum devletine dönüştürülmüştür.
Asıl UDI budur, gerçek UDI budur.
Alper adlı yarım yeğenimiz bunu görmezden gelmektedir.
***
Bir halk silâh zoruyla devlet dışına atılırsa o halkın direnme hakkı vardır, mecbur edildiğinde kendi devletini kurma hakkı vardır, hukuk bunu böyle söylemektedir.
KKTC bu meşru yöntemle dünyaya gelmiştir, bu topraktaki asıl meşru oluşum da KKTC’dir, asıl sahte devlet ise FRum devletidir.
Kimi gafil ve/veya ihanet erbabı diyor ki “ama bizi tanımıyorlar, dünya Rum’u tanıyor”.
Tanıma veya tanımama siyasal bir tavırdır, şunun veya bunun siyasal tavrı siyasal ve hukuksal gerçeği ortadan kaldırmaz.
Yarın BM, AB ve bütün dünya “süt karadır” derse süt kara mı olur, “güneş batıdan doğar” derse güneş batıdan mı doğar?
Siyasal karar ve eylemler hukuksal gerçeği ortadan kaldırmaz, kaldıramaz.
Bu toprakta KKTC’nin hukuksal meşruluğu, Rum devletinin de gayrımeşruluğu böyledir işte.
Yarım porsiyon Alper yeğenimiz boşuna rüya görmesin, KKTC vardır, var olmaya devam edecektir.