DOLAR 32,5917 0.23%
EURO 34,7961 0.36%
ALTIN 2.408,13-1,00
BITCOIN %
Lefkoşa
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Av. Fuat VEZİROĞLU;   YARGIYI ELEŞTİRMEK	(V)

Av. Fuat VEZİROĞLU; YARGIYI ELEŞTİRMEK (V)

ABONE OL
20 Mayıs 2019 12:59
Av. Fuat VEZİROĞLU;   YARGIYI ELEŞTİRMEK	(V)
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Yargı denince akla genellikle yargıçlar gelmektedir.
Oysa savcılar ve avukatlar da yargı kurulunun birer parçası sayılmaktadır.
Bu ilişki bizde uygulanmakta olan Anglo-Sakson sisteminde yanılmıyorsam “member of the court” (mahkeme üyesi) olarak ifade edilmektedir.
***
Dolayısıyla adaletin tecellisinde yargıçların yanısıra savcı ve avukatların da rolü vardır.
Temel hukuk ilkelerine göre savcı ve avukatlar adaletin ortaya çıkmasında yargıca yardımcı olmakla mükellef sayılırlar.
Hal böyle olduğuna göre yargıçlarla birlikte savcı ve avukatların dürüstlüğü de gündeme gelmektedir.
Avukatlık mesleğinin mensupları vatandaşın zaman zaman şu sorusuna muhatap olmaktadır:
– Bütün avukatlar dürüst mü yani, dürüst olmayan ya da halk deyimiyle hiç mi üçkâğıtçı avukat yoktur?
***
Sorunun cevabı basittir:
– Elbette vardır, zaten dünyada mensuplarının tamamının dürüst olduğu hiçbir meslek yoktur, hiçbir ülke de yoktur.
İnsanın olduğu yerde katıksız namus ve dürüstlük mümkün değildir, yargıçlar, savcılar ve avukatlar yani hukuk dünyası gökten zembille inmiş değildir, herkes gibi onlar de beşerdir.
Herkes gibi onlar da ait oldukları toplumun birer parçasıdır.
Toplumda ne varsa onlarda da vardır.
Toplumun meziyetleriyle birlikte sosyal hastalıkları onlarda da vardır.
Yargıç olunca, savcı olunca, avukat olunca toplumdan soyutlanmış olmazsınız.
Bu yalnız bizde değil dünyanın her ülkesinde böyledir.
Bütün yargıçlarının, bütün savcılarının, bütün avukatlarının süzme yoğurt misali tertemiz olduğu hiçbir ülke yoktur bu dünyada.
***
Müvekkillerine, kendi meslektaşlarına üçkâğıt atan avukatlar olduğu gibi, dava kaybettiği zaman müvekkiline doğruyu söyleyeceğine, kusur kendisinde olsa bile bütün kusuru yargıca yükleyenler de bulunmaktadır.
Mesleğe yeni başlamıştım.
Dava edilen bir vatandaş (hafızam beni yanıltmıyorsa bir kira davasıydı) kendisini savunmak üzere bana geldi.
Duruşma yaptık, dava reddedildi, müvekkilimin lehine neticelendi.
Kararı dinleyip duruşma salonundan koridora çıktığımız zaman bir de baktım ki davayı kaybeden vatandaş avukatının boğazına sarılmış, boğazını sıkıyor, bir yandan da “hani ulan p…bu davayı kazanacaktık, bana garanti vermiş ve bu yüzden ben de sana okkaynan para ödemiştim” diye bağırıyor.
Adamın elinden zor kurtulan avukat ise “ben napayım be arkadaş, ben elimden geleni yaptım, bu p…hakim hukuk diye hiçbir şey bilmiyor, yanlış karar vermiştir, benim kabahatim yok”.
***
Avukatın dediği aslında doğru değildi, davayı kendi ihmâl ve kusuru yüzünden kaybetmişti, hazırlıksız gelmişti.
Dinletmesi gereken tanıkları dinletmemişti.
Parayı cebe atmış, sorumluluğunu yerine getirmemişti.
İşin içinden sıyrılmak için de kabahati yargıca yüklüyordu.
***
Hukuk âleminde böyleleri de var.
Ve hukuk âleminde her şey her zaman çok güzel değildir, hatta güzel bile değildir.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.