DOLAR 32,5038 0.08%
EURO 34,7826 -0.12%
ALTIN 2.496,260,50
BITCOIN 20749913,50%
Lefkoşa
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Av. Fuat Veziroğlu yazdı;   Amerika ve elin oğlu

Av. Fuat Veziroğlu yazdı; Amerika ve elin oğlu

ABONE OL
07 Mayıs 2018 22:33
Av. Fuat Veziroğlu yazdı;   Amerika ve elin oğlu
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Atatürk’ün önderliğindeki Kurtuluş Savaşı aşamasında tanık olduğumuz Türk düşmanlığı yaklaşık 40 yıl sonra Kıbrıs’ta da hortladı.
Kıbrıs Cumhuriyeti silâh zoruyla yıkıldı, kurucu iki halktan biri devlet şemsiyesi dışına atıldı, 11 yıllık bir işkence, azap, haksızlık, hukuksuzluk ve katliam dönemi başlatıldı.
Uluslararası hukuk ve uluslararası hukuk nitelikli Kıbrıs Cumhuriyeti anayasası çatır çatır çiğnendi, temel insan hakları ayaklar altına alındı.
Amerika gayrımeşru Makarios yönetimini “meşru devlet” olarak tanımayı sürdürdü.
Maruz kaldığımız mezalime göz yumdu, mazlûmdan yana değil, zalimden yana tavır koydu.
Türkiye’nin zulmü bertaraf etme girişimlerine engel olmayı marifet saydı.
İsmet Paşa 1964 Haziran’ında Kıbrıs’a çıkarma kararı aldı, Johnson mektubuyla buna Amerika engel oldu.
“Görüşerek hallederiz, askeri operasyona gerek yok” bahanesiyle Türkiye’ye 11 yıl zaman kaybettirdi.
Kıbrıs Türk’üne 11 yıl çile ve ızdırap yaşattı.
***
Bugüne gelecek olursak, Türk düşmanlığı aynen berdevam.
Suriye’de de berdevam, Kıbrıs’ta da berdevam.
Birkaç gün önce sahte Rum devleti nezdindeki Amerikan Büyükelçisi bir açıklama yaparak “Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanıyor, Akdeniz’de gaz ve petrol arama faaliyetlerini destekliyoruz” şeklinde yeni ve düşmanca bir tavır daha ortaya koydu.
“Kıbrıs Cumhuriyeti”ni tanıyormuş.
Oysa “Kıbrıs Cumhuriyeti” hukuken yoktur.
Burada iki devlet vardır.
Amerika meşru olanı tanımıyor, sahte olanı tanıyor.
Kıbrıs açıklarındaki deniz zenginliklerinde en az Rum kadar Türk’ün de hakkı var.
Amerika bunu da görmezden gelmekte.
Bunda da şaşılacak bir taraf yok.
Çünkü Amerika ahlâksızdır, adaletsizdir, hak-hukuk cellâdıdır.
Türk milleti de bunun bilincindedir.
Amerika’ya güvenmiyor, inanmıyor, dünya yüzünde insan hakları ve demokrasiyi savunduğu, diktatörlüklere karşı olduğu yolundaki palavralara da itibar etmiyoruz.
***
Bu noktada biraz da kendi içimize bakarsak acaba neler görmekteyiz?
CHP’nin dışişlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz geçende şöyle demiştir:
– Türkiye KKTC’yi tanıtmıyor, özel temsilci atamıyor, Maraş’ı yerleşime açmıyor, siz bunları yapayınca elin oğlu Akdeniz’de gaz ve petrol yataklarını işgâl ediyor. Deniz yatakları taşeronların, petrol baronlarının eline geçiyor, çözüm perspektifi zayıflıyor, gelişmeler Türkiye’nin aleyhine dönüşüyor. Bütün bunlara artık son verilmelidir. Biz CHP iktidarında artık bir B plânının uygulamasına geçeceğiz, Rum tarafı zaten iki halkın eşitliğini de kabul etmiyor.
***
Haksız mı CHP sözcüsü?
Yerden-göğe haklı.
Çünkü bu müzakere masalı bir pehlivan tefrikası olarak devam ettiği sürece Türk’ün hakkının korunmasının imkânsızlığı defalarca ve kesinlikle tescil edilmiştir.
Ankara’daki iktidar için artık lâfı bırakıp eyleme geçme zamanıdır.
“Her zaman olduğu gibi Kıbrıs Türk’ünün yanında ve arkasındayız” tekerlemesinin fiiliyatta artık bir değeri kalmamıştır.
Artık lâf değil, iş zamanıdır.
Âyinesi iştir kişinin, lâfa bakılmaz.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.