NACAK GAZETESİ- Av. Seyhan İ. Yıldırım yayınlanacak olan “KKTC’nin Yakın Siyasi Tarihi ve Anılarım” adlı kitabında , Annan Planı ile ilgili referandum sürecinde ülkede ve Ulusal Birlik Partisi’nde (UBP) yaşananları anlatıyor.
İŞTE O BÖLÜM
“KKTC bu günlere kolay gelmedi. Bu, KKTC’ye inananları mücadelesi ile gerçekleşti. 2004 yılının Nisan ayında yapılacak olan Annan Planı ile ilgili referandum öncesinde, ABD Büyükelçisi ile AB ülkelerinin temsilcileri sivil toplum örgütleri ile sendikaları ziyaret ederken, köyleri de dolaşıyorlardı. ABD ve AB’nin denetimindeki fonlardan oluk oluk para akıtılıyordu. Bunun yanısıra her türlü söz verilirken, çeşitli vaatlerde de bulunuyorlardı. Durum oldukça kritikti.
Kıbrıs Türk halkına “evet” dedirtmek için emperyalist güçlerin desteğiyle çok büyük bir kampanya yürütülürken, “hayır” diyen cephenin liderliğini Cumhurbaşkanı Denktaş ile UBP yapıyordu. Denktaş yıllardan sonra UBP Genel Merkezi’ni ziyaret ederken, durumun vehameti konuşuluyordu. UBP Genel Sekreteri Salih Miroğlu’nun evi ise “Annan Planı’na hayır, devletimize sahip çıkacağız” diyenlerin adeta karargahı haline gelmişti. O evde yapılan toplantılarda yeni fikirler üretiliyor, mücadelenin yöntem ve şekilleri belirleniyordu. Ama tüm bunlara rağmen, karşımızdaki büyük güçlerle başa çıkamayacağız ve referandumu kaybedeceğimiz görünür olmuştu.
UBP içerisinde de çok küçük bir grup, “ABD ve AB’ye karşı mücadele edemeyiz, bizi bitirecekler, sessiz kalalım” diyordu. Referanduma çok az bir süre kaldığında son durumu değerlendirmek üzere bir toplantı düzenlendi. O toplantıda ben de vardım. Herkes kendini görüşünü ve düşüncesini dile getiriyordu. Tüm bunları dinleyen UBP Genel Başkanı Derviş Eroğlu söz aldı. “Haklı olabilirsiniz, bizi bitirebilirler, mahvedebilirler ama biz son noktaya kadar mücadeleye devam edeceğiz” dedi. Kısa bir sessizlikten sonra Eroğlu şöyle devam etti;
“Ülkesi için yok olmayı, mahvolmayı göze alamayanlar varsa, buradan ayrılabilir, kimseye de kırılmam. Ama ben burada kalacağım, vatanım için yok olmaya hazırım.”
Eroğlu’nun konuşması herkesi etkilemişti ve verdiği güvenle ana kadro mücadeleye hazırdı. Referanduma yaklaşılırken, tabii ki ayrılanlar oldu. Ama bunlar parmakla sayılacak kadar azdı. En dikkat çekici olan ise, yıllarca “milliyetçilik” söylemini dillerinden düşürmeyenlerin ayrılmasıydı.”