DOLAR 32,4933 0.1%
EURO 34,8164 0.2%
ALTIN 2.476,780,60
BITCOIN 1998071-4,09%
Lefkoşa
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Aydın AKKURT;  AB Nereye Koşuyor?

Aydın AKKURT; AB Nereye Koşuyor?

ABONE OL
28 Şubat 2020 13:22
Aydın AKKURT;  AB Nereye Koşuyor?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Türkiye’nin AB süreci, bundan tam 57 yıl önce başladı.
Türkiye’nin, 1963 yılında Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) ile imzaladığı ortaklık anlaşmasıyla başlayan süreç, hala daha devam ediyor.
Kolay değil, aradan yarım asırdan fazla bir süre geçmiş ve Türkiye hala daha AB kapısında bekletiliyor.
Tabii ki bunun çeşitli nedenleri var. Bu nedenlerin başında da Kıbrıs konusu geliyor. AB, üye aldığı ülkelere hiçbir dayatmada bulunmazken, Türkiye’ye Kıbrıs konusunda dayatmada bulunuyor ve “Kıbrıs meselesini hallet de gel” diyor.
Buradaki “halletmek” ise Türkiye’nin Kıbrıs’tan vazgeçmesi.
Ama ne var ki, AB, Yunanistan ile Güney Kıbrıs’ı üyeliğe alırken, Kıbrıs konusunda herhangi bir dayatmada bulunmadı.
Bu da bize AB’nin taraflı davrandığını gösteriyor.
***
Annan Planı ile ilgili referandum sürecini yaşayanlar çok iyi bilir. AB, BM , ABD ve diğer emperyalist güçler , Kıbrıs Türklerine referandumda “evet” dedirtmek için pek çok sözler vermişti. Kıbrıs Türkleri “evet” demesine rağmen, verilen sözlerin bir teki bile yerine getirilmedi.
Kıbrıs Türklerinin yanısıra, Türkiye’ye verilen sözler de vardı;
“Kıbrıs Türkleri referandumda evet derse, AB ile müzakerelerinde Kıbrıs sorunu bir kez daha Türkiye’nin önüne engel olarak konulmayacak.”
Tabii ki, Türkiye’ye verilen bu söz de yerine getirilmedi.
Türkiye’ye hala daha “Kıbrıs meselesini hallet de gel” denilirken, Türkiye “AB üyesi olan bir ülkede asker bulundurmakla” suçlanıyor. “AB üyesi olmayan bir ülke AB üyesi olan bir ülkenin garantörü olamaz” denilerek, Türkiye’nin garantörlüğü ile müdahale hakkı kaldırılmak isteniyor.
***
Her yıl Türkiye ile ilgili olarak AB “sonuç bildirgeleri” açıklanıyor. Bu “sonuç bildirgeleri”nin Rum-Yunan talepleri ve emperyalist güçlerin beklentileri doğrultusunda hazırlandığı da ortada.
Sonuç bildirgesinde, özetle şöyle deniliyor;
“Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımalı ve yükümlülüklerini yerine getirmeli. Aksi takdirde Türkiye’nin AB’ye üyelik müzakerelerinde yeni başlıkların açılması gündeme getirilmeyecek.”
Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanıması demek ise KKTC’nin sonu demek. Sıra daha sonra da Türkiye’nin garantörlüğünün kaldırılması ile Türk askerinin Kıbrıs’tan uzaklaştırılmasına gelecek. Daha
Zaten hedeflenen de bunlar.
Peki, Türkiye AB uğruna Kıbrıs’ı gözden çıkarır mı?
Bu, mümkün değil.
Çünkü, Türkiye’nin ön cephesi olan KKTC yok edilirse Doğu Akdeniz’de Türk egemenliği sona erer ve Türkiye’nin dört bir yandan kuşatılması tamamlanmış olur.
Daha sonra ise sıra Türkiye’nin bölünmesine gelir.
Zaten, ana hedef de budur.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.