DOLAR 32,4970 -0.15%
EURO 34,9404 0.26%
ALTIN 2.436,440,56
BITCOIN 2074748-1,45%
Lefkoşa
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Aydın AKKURT;   Adli olaylar, güvenlik ve kirli senaryo

Aydın AKKURT; Adli olaylar, güvenlik ve kirli senaryo

ABONE OL
09 Ekim 2018 10:26
Aydın AKKURT;   Adli olaylar, güvenlik ve kirli senaryo
0

BEĞENDİM

ABONE OL

“Türkiyeli-Kıbrıslı” çatışması yaratabilmek için kullanılan yöntemlerden biri de adli olayları ön plana çıkarmaktı.
Geçmişte bunun örneklerini medyada çok gördük, halen de görüyoruz.
Türkiye’den gelen birisi suç işlediğinde, bu adli olaya bazı gazeteler tarafından ön plana, manşetlere çıkarılıyordu. Şimdi de öyle.
Ve bu haberler yapılırken, şöyle deniliyordu;
“Türkiye’den geldi suç işledi.”
Tabii ki bu tür olaylar elbette ki basında yer alacak. Ama suç işleyenin kimliğini ve geldiği yeri öne çıkarmanın başka bir amacı var.
Buradaki amaç ise ötekileştirmek, nefret oluşturmak ve ayırımcılık yapmak. Sonuçta da “Türkiyeli-Kıbrıslı” çatışması yaratmak.
Ve bunları da “ileri, çağdaş, insan hakları savunucusu” geçinen sosyal faşistler yapıyor.
Rum gazetelerine baktığınızda ise bunu göremezsiniz. Yunanistan gelen birisi suç işlediğinde Rum gazeteleri bu olayı haber diye verir. Ama “Yunanistan’dan geldi, Atina’dan geldi, suç işledi” demez.
Bu günlerde de ülkemizde yaşanan adli olaylar, manşetlere taşınıp, “güvenlik ve garantilere” bağlanırken, şöyle deniliyor;
“Garantör ülke olan Türkiye Kıbrıs Türklerinin güvenliğini sağlayamıyor, böyle garantörlük olmaz olsun, garantiler hemen kalksın.”
Tabii ki bu da belirlenen hedefe ulaşmak için yürütülen kara bir propaganda ile algı operasyonu.
***
Ülkemizde adli olayların yaşandığı ve bu olayların arttığı bir gerçek. Bunun da sosyal ve ekonomik pek çok nedenleri var. En başta da hükümet edenler bundan sorumlu.
Peki, Rum tarafında durum ne?
Rum tarafında da adli olaylar ger geçen günle daha da artıyor. Yaşanan adli olayların oranı ise KKTC’dekinden kat kat fazla.
Ama kimse ortaya çıkıp da “Yunanistan gitsin” demiyor.
***
Bu arada şunu da anlatayım;
Hükümet temsilcisi olarak TAK Yönetim Kurulu’nda görev yaptığım yıllarda, yine bu olaylar yaşanıyordu.
KKTC’de yaşanan adli olaylar TAK haber bültenlerinde geniş şekilde yer alıyordu. Yani, Devletin resmi haber ajansı, bu tür olayları dünyaya servis ediyordu. Bu da ülke imajı ile turizmine büyük zarar veriyordu.
TAK Yönetim Kurulu toplantısında bu konuyu gündeme getirdim. Bu tür haberlerin TAK haber bültenlerinde yer almamasını önerdim. Yönetim Kurulu üyelerinden biri ise “ haber alma özgürlüğü engellenemez” diyerek önerime karşı çıktı.
Bu arada TAK’ın Rum haber bültenlerinde Rum tarafında yaşanan adli olayların yer almadığı dikkatimi çekti. Bu konuyu da gündeme getirdim. “KKTC’de yaşanan olaylar TAK haber bültenlerinde yer alırken, Güney’deki adli olayların neden yer almadığı” sorguladım.
Tam da o gün, Rum tarafına giden iki Kıbrıslı Türk, Rumların saldırısına uğramıştı. Yönetim Kurulu’ndaki aynı kişi bu kez de şu cevabı verdi;
“Bu tür haberleri vermek barış gazeteciliği ruhuna aykırıdır, bu tür haberleri verirsek Türkler ile Rumlar arasında nefret oluşur, barış gazeteciliğinde de Rumların yaptıklarını gizlemek vardır.”
İşte zihniyet bu.
Ve, bu zihniyet bugünde medyada hakim;
KKTC’de yaşanan en küçük adli olayları bile dünyaya servis edeceksin ama Rumların yaptıklarını gizleyeceksin. Türkiye’den gelenlere karşı nefret yaratacaksın ama Rum’un yaptıklarını gizleyeceksin.
Kimse kusura baklamsın.
Biz “barış gazetecisi” değil, bu halkın gazetecileriyiz. Rum’un her yaptığını da yayınlamaya devam edeceğiz…

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.