DOLAR 32,5507 0.19%
EURO 34,9222 -0.26%
ALTIN 2.438,450,13
BITCOIN 21139631,03%
Lefkoşa
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Aydın AKKURT  Akıncı ve İlhak

Aydın AKKURT Akıncı ve İlhak

ABONE OL
13 Şubat 2020 13:35
Aydın AKKURT  Akıncı ve İlhak
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Kıbrıs’ı Osmanlı İmparatorluğu’ndan kiralayan İngiltere’nin ilk valisi 1878 yılının Temmuz ayında Larnaka’ya ayak basarken, onu karşılayanların başında bulunan Başpiskopos Kiprianu şöyle demişti;
“Talebimiz Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanmasıdır.”
Osmanlı İmparatorluğu’nun 1. Dünya Savaşı’na Almanya’nın yanında girmesini bahane eden İngiltere, kira anlaşmasına rağmen 1914 yılında Kıbrıs’ı tek yanlı olarak ilhak etti.
İşte, o günlerden bu yana Rumların enosis mücadelesi devam ediyor. 1931 isyanı da enosis için gerçekleşmişti.
Enosis mücadelesinin yoğunlaştığı 1940’lı yıllarda Rumlar, Kıbrıs’ın Yunanistan’a verilmesini talep ederken, Kıbrıs Türkleri de buna karşılık olarak “Kıbrıs yasal sahibi olan Türkiye’ye iade edilmelidir” diyordu.
Kıbrıs Türkleri daha sonra “Taksim” derken, Kıbrıs Cumhuriyeti’ne razı oldular. Türkiye ise bütün bu dönemler boyunca “ilhak” sözünü ağzına almadı. Bu yönde herhangi bir açıklama da bugüne kadar yapılmış değil.
Ama, Rumların milli hedefi hiçbir zaman değişmedi. Rumların değişmeyen milli hedefleri de enosistir.
Yani, Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakı.
1963 Aralık ayında Rumlar tarafından Kıbrıs Türk halkını yok etmek için başlatılan saldırıların hedefi de enosisti. Ama başaramadılar.
Bu arada, Rum Meclisi’nde enosis kararları da alındı. Ve bu enosis kararlarının altında AKEL’in de imzası var.
Devam edelim.
15 Temmuz 1974’te gerçekleştirilen faşist Rum-Yunan darbesinin de hedefi enosisti. Türkiye Barış Harekatı ile müdahalede bulunmasaydı, Kıbrıs Yunanistan’a ilhak olacaktı.
Türkiye, 1974 Barış Harekatı’ndan sonra da hiçbir zaman ağzına “ilhak” sözünü almadı. Zaten böyle bir hedef hiçbir zaman olmadı.
Müzakere süreçlerinde yaşananları da biliyoruz. Zamana oynayan Rum tarafı müzakere süreçlerini sürekli olarak dinamitlerken, Türkiye her zaman çözümden yana tavır koydu.
Bu, günümüzde de böyledir.
Ama, Rum-Yunan ikilisinin uzlaşmaz tutumu nedeniyle çözüme ulaşılamıyor. Bunun ana nedeni ise Başpiskpos Makarios’un vasiyetidir. Bu vasiyet de şudur;
“Kıbrıs Yunan’dır ve enosise kapalı bir anlaşma hiçbir zaman kabul edilmeyecektir.”
Devam edelim.
Rum-Yunan ikilisi 1974 Barış Harekatı’ndan sonra yalana dayalı bir kara propagandayı gündeme getirmeye başladı. Bunu hala daha sürdürüyorlar;
“Kıbrıs Türklerini yok eden Türkiye, Kıbrıs’ı ilhak edecek.”
Ve çok dikkat çekicidir ki içimizdeki işbirlikçiler de bu yalana taşeronluk yapıyor.
***
Yukarıda da belirttiğim gibi, Türkiye hiçbir zaman “ilhak” sözünü ağzına almadı, böyle bir kararı da hiçbir zaman olmadı.
Ve durum böyle olmasına rağmen, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı sanki ortada ilhak yönünde bir girişim varmış gibi Hatay ve ilhak konusunu gündeme getiriverdi.
“Bayram değil, seyran değil eniştem beni niye öptü” misali gibi.
Akıncı’nın bu açıklamalarından sonra yaşananları da hep birlikte görüyoruz.
Peki, bu açıklamaları yapan Akıncı’nın tek hedefi seçimler mi?
Akıncı’nın bir hedefi bu, ama diğer hedefleri de var.
Ama hedefleri ne olursa olsun, başarıya ulaşması mümkün değil.
Bizim tek üzüntümüz ise , evlatlarını Kıbrıs’ta şehit veren anaların, babaların, Akıncı’nın bu açıklamalarını duyduktan sonra “evlatlarımızı bunlar için şehit mi verdik, yazıklar olsun” demeleridir…

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.