Emperyalist güçlerin dayattığı ve 24 Nisan 200’te yapılan Annan Planı ile ilgili referandumun öncesinde Kıbrıs Türk halkını aldatabilmek için pek çok sözler verilmiş, pek çok vaatlerde bulunulmuştu. Ve, geriye dönüp baktığımızda Kıbrıs Türk halkının nasıl aldatıldığını bir kez daha görüyoruz.
Aradan geçen 15 yıla rağmen, referandum sürecinde verilen sözlerin, yapılan vaatlerin bir teki bile yerine getirilmedi.
Zaten verilen sözler ile yapılan vaatler yerine getirilmek için değil, Kıbrıs Türk halkını aldatabilmek içindi. Sonuçta “Evet” diyen Kıbrıs Türk halkı cezalandırılırken, “Hayır” diyen Rum tarafı ödüllendirildi.
Rum liderliği “Kıbrıs Cumhuriyeti’ni korumak için hayır dedik” derken, AB ile ABD de “Annan Planı’nı Rumlara empoze etmek” yanlıştı” dedi. Bütün oyun Kıbrıs Türk halkına “Evet” dedirtmekti. Ve, referandumda “Evet” diyen Kıbrıs Türk halkına “siz evet demekle devletinizden ve egemenliğinizden vazgeçtiniz” denilerek, Kıbrıs Türk halkı “Kıbrıs Cumhuriyeti”ne yamalanmaya ve Rum’un azınlığı olmaya zorlanıyor.
Referandum sürecinde yaşananlar acı bir öyküdür. Ve bu öyküyü yine dayatılmaya çalışılan muhtemel bir referandum öncesinde halkımıza hatırlatmak ve yetişen yeni nesillere aktarmak da bizim görevimizdir.
REFERANDUM 24 NİSAN’DA
İsviçre’nin Burgenstock kasabasında 24 Mart tarihinde başlayan dörtlü Kıbrıs görüşmeleri 31 Mart günü sona ermiş, Annan Planı’nın nihai şekli taraflara sunulurken, referandumun 24 Nisan 2004 tarihinde yapılması öngörülmüştü. BM Genel Sekreteri Kofi Annan düzenlediği basın toplantısında aynen şunları söylüyordu;
“Her iki tarafta kazançlı çıkacaktır. Kıbrıslı Türkler tecrit edilmekten kurtulup Kıbrıslı Rumlarla AB çatısı altında bir araya gelecektir.”
DE SOTO
Annan’ın Kıbrıs Özel Temsilcisi Alvaro De Soto ise düzenlenen basın toplantısında şu sözü veriyordu; “Kıbrıslı Türklerin uzun yıllar süren tecridi sona erecek, yalnızca AB ile değil tüm dünya ile entegrasyonları sağlanacaktır.”
VERİLEN İLK SÖZLER
Referandumun 24 Nisan2da tapılmasının kararlaştırıldığı 31 Mart günü AB yetkililerinin yapmış olduğu açıklamalar v vermiş oldukları sözler şöyledir;
VERHEUGEN
AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorulu Üyesi Günter verheugen: “Rumlar olumsuz bir tavır içerisine girerse, uluslararası baskı göreceklerdir.”
FİLORİ
Verheegen’in Sözcüsü Filori: “Rum tarafı referandumda hayır derse Annan Planı geçersiz kalır ve Kıbrıs AB’ye bölünmüş olarak girer.”
MC CLELLAN
Kıbrıs Türk halkına aldatmaya yönelik açıklamalar ve sözler ilerleyen günlerde de devam eder. ABD Başkanı Bush’un Sözcüsü Scott Mc Clellan , 1 Nisan tarihinde yaptığı açıklamada şunları söyler;
“Başkan Bush destek olmak için elimizden gelen her leyi yapmaya hazır olduğumuzu vurguladı.”
MICHEL
Belçika Dışişleri bakanı ve Başbakan Yardımcısı Louis Mickel’in 1 Nisan günü yapmış olduğu açıklama ise şöyledir; “ Referandumda evet diyen taraf tarihi bir fırsat yakalayacaktır.”
SÖZLER DEVAM EDİYOR
Nisan ayının ilk gününden itibaren verilmeye başlanan sözler, ilerleyen günlerde de devam eder.
SABANCI
TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı, 3 Nisan “referandumda evet oyu çıkarsa refah, yatırımlar ve ticaret artacaktır” açıklamasını yaparken, TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu da 6 Nisan tarihinde şunları söyler; “Rumlar hayır derse bu sefer, KKTC’ye uygulanan ambargoların kalkması ve uluslararası arenada devlet olarak tanınması söz konusu olacaktır.”
TALAT
Açıklamalar, sözler ve vaatler devam ederken dönemin KKTC Başbakanı Mehmet Ali Talat, İstanbul Ticaret Odası’nın davetlisi olarak 8 Nisan tarihinde İstanbul’dadır. Talat, İTO Meclis Toplantısı’nda yaptığı konuşmada şunları söyler; “referandumda Rum tarafından hayır oyu çıktığı takdirde Türk tarafının izolasyonlardan ve ambargolardan kurtulması mümkün olacaktır. Türk tarafından hayır çıkması halinde ambargolar daha da yoğunlaşacak ve Türkiye ekonomisi de büyük zarar görecektir.”
ABD: AMBARGOLAR KALKACAK
“Rum tarafı referandumda hayır derse, ABD Kıbrıs Türklerine uygulanan ambargoların kaldırılması için harekete geçecek “ haberleri 9 Nisan tarihli haber bültenlerinde geniş şekilde yer alırken, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yaptığı açıklama şöyledir;
“”ABD, Türk tarafının referanduma onay vermesine karşılık, Kıbrıs Rum tarafının referandumda hayır demesi durumunda Türk tarafının mağduriyetini en aza indirmek için AB ile işbirliği içerisinde çalışacaktır. AB, çözüm olmaması ve sadece Rum tarafının AB’ye girmesi durumunda Kuzey Kıbrıs ile bir şekilde ilişki kuracak , Kuzey Kıbrıs’ı hazırlamak için elinden geleni yapacak, fon aktarımı, alt yapı desteği ve ilişkiler için uygun yasal düzenlemelerin hazırlanması yoluna başvuracaktır.”
TALAT’DAN İŞADAMLARINA
İşadamları ve sanayiciler 9 Nisan günü Başbakan Talat’ı ziyaret ederler. Talat yaptığı konuşmada referandumda “Evet” oyu verilmesi gerektiğini belirtirken , Rum tarafının “Hayır” demesi halinde gündeme gelecek olanları da şöyle açıklar;
“Bugüne kadar birazcık da yapay olan ekonomimiz , çözüm ve Avrupa Birliği’nin devreye girmesiyle gerçek yaşamla, gerçek dünyayla buluşacaktır. Çünkü bütün o izolasyonlar ortadan kalkacaktır.”
Başbakan Talat’ın açıklamaları bir birini takip ederken, Talat 9 Nisan akşamı DAÜ’nün Deniz Kulübü Tesisleri’nde Annan planı konusuyla ilgili Arama ve Değerlendirme Konferansı’nda yaptığı konuşmada da şunları söyler;
“Halkımızın evet demesi, Güney Kıbrıs’ta hayır oyu çıksa dahi , çözüm olmasa dahi , Kıbrıs AB’ye Rum tarafının temsil ettiği şekilde girse dahi, yine de Kıbrıs Türkü dünyayla bağlanacaktır. Dünyanın, AB ve BM’nin isteklerini olumlu karşılayan Kıbrıs türkü artık dünyada yalnız olmaktan kurtulacaktır. Halkınız verdiği evet oyunun hem de bundan sonraki dönemde dünyayla bütünleşmenin ve ekonomik gelişmenin tadına varacaktır.”
ALİ EREL
Kıbrıs Türk Ticaret Odası ve ÇABP Genel Başkanı Ali Erel de, 11 Nisan günü düzenlenen “Çözüm Sürecinde İş Dünyası Tartışıyor” adlı panelde yaptığı konuşmada şunları söyler; “Referandumda kuzeyden evet, güneyden hayır çıkması halinde ambargoların yumuşatılması mümkün olacaktır.” (DEVAM EDECEK)