Türkiye’de bulunduğu günlerde “referandumda Türk tarafından evet, Rum tarafından hayır çıkması halinde Azerbaycan KKTC’yi tanıma sürecinde ön sırada yer alacaktır” sözünü veren Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, 16 Nisan günü Azerbaycan’a döner. Bakü’ye dönüşünde Bine Havaalanı’nda basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Aliyev, üzerine basa basa bir kez daha aynı açıklamayı yapar;
“Referandumda Rumlar hayır derse uluslararası alanda KKTC’nin tanınması gündeme gelecektir.”
ABD’NİN SÖZ VERDİĞİ ÖNLEMLER PAKETİ
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Marc Grossman, 16 Nisan günü Başbakan Yardımcı ve Dışişleri Bakanı Serdar Denktaş’ı telefonla arar ve şu sözü verir;
“Referandumda Türk tarafından olumlu, Rum tarafından olumsuz sonuç çıktığı takdirde KKTC ile olan ilişkilerimiz olumlu yönde değişecektir.”
Grossman’ın verdiği bu sözün yanısıra, ABD’nin Kıbrıs’ta olasılık planları hazırladığı da ABD Dışişleri Bakanlığı kaynaklarına dayanılarak basında geniş şekilde yer alır. ABD Dışişleri Bakanlığı , referandumda Rum tarafından “hayır” çıkması halinde, “evet” diyecek olan Türk tarafının mağduriyetini en aza indirecek çeşitli olası adımlar üzerinde çalışıldığını açıklamıştır. ABD Dışişleri Bakanlığının söz verdiği ve üzerinde çalıştığı Kıbrıs Türklerine yönelik önlemler paketi şöyledir;
1- Çözüm olmazsa Kıbrıs Türk topraklarının AB tarafından “nihai katılımı bekleyen özel bölge” olarak tanımlanması. Böylelikle ABD için Kıbrıs Türk tarafıyla ilişki kurma zemini hazırlanmış olacaktır.
2- Kıbrıs Türk tarafına uygulanan ambargoların hafifletilmesi ve kaldırılması
3- Filistin örneğinde olduğu gibi IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası finans kuruluşlarından Türk tarafına finansman sağlanması
4- Amerika ve diğer ülkelerden ticari uçakların Türk tarafındaki havaalanını kullanmaya başlamaları
5- ABD’nin Türk tarafında temsilcilik açması
6- Amerikan sermayesinin Türk tarafına girmesi.
7- Kıbrıs Türk seyahat belgelerinin tanınması
“KKTC TANINACAKTIR”
Dışişleri Bakanı Abdullah gül, “Gymnich” toplantısına katılmak üzere 16 Nisan günü İrlanda’ya hareket edere. Hareketinden önce havaalanında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Gül, şu açıklamayı yapar;
“Referandumda Türk tarafından olumlu, Rum tarafından olumsuz sonuç çıkması durumunda ilk olarak ambargoların kaldırılması, sonra da KKTC’nin tanınması dışında başka bir yol söz konusu değildir.”
TALAT: EVETLE DÜNYAYA BAĞLANACAĞIZ
Uluslararası Bağışçılar Konferansı’na katılan Başbakan Mehmet Ali Talat , Brüksel’de ABD ve AB yetkilileriyle yapmış olduğu temasları, 16 Nisan günü TAK muhabirine değerlendirir. ABD ve AB yetkililerinin vermiş oldukları sözlere güvenen Talat, şunları söyler;
“Referandumda Türk tarafının evet, Rum tarafının hayır demesi başlangıçta bir miktar ambargo uygulamalarının veya seyahat ile ticaret kısıtlamalarının ortadan kaldırılması şeklinde ortaya çıkacak, ancak daha uzun zamanda Türk tarafının ‘evet’i dünyayla bağlanmamızı sağlayacaktır. Bunu her alanda görüyoruz. Bugünkü teknik çalışmalar sırasında da aynı durumla karşılaştık. Herkes, Kıbrıs Türk halkının ‘evet’ini bekliyor. Kıbrıs Türk halkının evet demesiyle ortaya çıkacak durumu AB yetkilileri de düşünerek değerlendirmeye çalışıyorlar, buna biz de yardımcı oluyoruz. Referandumda Türklerden evet, Rumlardan hayır çıkarsa , biz dedik ya “bizde evet çıkarsa dünyaya bağlanırız, artık işimiz dünyaya bağlanmak ve gereğini yapmak olacaktır.”
TALAT: SÖZ VERDİLER
Brüksel’deki temaslarını tamamlayan Başbakan Talat, 17 Nisan günü İstanbul’a döner. Talat, Atatürk Havaalanı Devlet Konukevi’nde düzenlediği basın toplantısında , yine kendisine verilen sözlere güvenerek, şu açıklamayı yapar;
“Solona ve Verheugen ile de görüştüm. Böylece Kıbrıs Türkünün dünya ile bütünleşme sürecinde adım atmaya hazır olduğunu, AB’ye girmeye ve AB’ye uyum sağlamaya hazır olduğunu bir kez daha ortaya koyduk. Güney Kıbrıs’tan hayır, KKTC’den evet çıkması durumunda yepyeni ve önemli politik adımlar atmamız gerekecek. Bu ziyareti bu adımların ilk başlangıç sinyali olarak da algılayabilirsiniz. Nitekim, gerek ABD ve gerekse AB yetkilileri kuzeyden evet, güneyden hayır çıkması durumunun nasıl değerlendirileceği konusunun ilk ip uçlarını vermişlerdir. Ziyaretimiz bu bağlamda son derece yararlı olmuştur. İzolasyonların ortadan kalkması yönünde gerçekten adımların atılması mümkündür. Bunun ilk sinyali ABD Dışişleri Bakanının beni aramasıyla verilmiştir.”
ERHAN ERÇİN’DEN İTİRAFLAR
Başbakan Talat’ın, Brüksel’de ABD ve AB yetkilileriyle yaptığı toplantılarda hazır bulunan Başbakanlık AB ile Koordinasyon Merkezi Başkanı Erhan Erçin, 18 Nisan günü KKTC’ye döner ve Brüksel temasları hakkında TAK muhabirine açıklamalarda bulunur.
“Hem AB, hem de uyum çalışmalarımızla ilgili temaslarımız sonucunda önemli kazanımlar elde ettik. Rumların hayır kampanyası yürütmesi ve çözümü engelleyen taraf olması elimizi güçlendirdi” açıklamasında bulunan Erçin, diğer açıklamalarında AB yetkililerinin bir takım sözler verdiklerini de itiraf eder. Erçin’in itirafları şöyledir;
“AB’nin Kıbrıs’tan Sorumlu Delegasyon Başkanı Leopold Maurer ve AB’nin Genişlemeden Sorumlusu Üyesi Günter Verheugen ile kapsamlı görüşmelerde bulunduk. AB’nin bizden talep ettiği bilgileri çok kısa zamanda kendilerine sunduk. AB’nin takdirini kazandık. Bundan sonra referandum belirleyici olacaktır. Referandumda Türk tarafından evet, Rum tarafından hayır çıkması durumu konusunu da ele aldık. Bu konuda da Brüksel’de görüşmeler yaptık, AB ile bir takım ekonomik ilişkileri oluşturabilmek için temaslar yaptık. AB, kuzeyin gelişmesi için mali kaynaklar verecek, bu amaçla bir takım açılımlar hazırlandı, ayrıca bazı koşulların iyileştirilmesi konusunda da çalışmalar olmuştur. Referandumda Rum tarafından hayır çıkarsa, Rumların AB ile Kıbrıs Türkünün temasını veya yapılabilecek açılımları engellemeleri zor olacaktır, çünkü AB nezdinde itibarları çok büyük oranda zedelenecektir.” (DEVAM EDECEK)