Brüksel temaslarını tamamlayarak İstanbul’a giden Başbakan Mehmet Ali Talat, 17 Nisan akşamı KKTC’ye döner. AB, ABD ve diğer emperyalist güçlerin vermiş oldukları sözlerden emin olan Talat, şu açıklamayı yapar;
“Brüksel2de katılımcılardan büyük destek aldık. ABD ve İngiltere ile AB Komiseri Günter Verheugen referandumda her iki taraftan da evet çıkması gerektiğini, aksi halde Kıbrıslı Türklerin, Rumların kararıyla cezalandırılmasının mümkün olmayacağını bana söyledi. Cuma günü teknik düzeyde görüşmeler yürüttük. Maurer ve ekibiyle bir çalışma gerçekleştirdik, tarım politikalarıyla ilgili temaslar yaptık, aynı gün öğleden sonra ise bölgesel politikalar konusunda temaslarda bulunduk. İlk kez bir KKTC Başbakanı Brüksel’de AB merkezlerini ziyaret etti. Bu ilk kez oldu. Ve çok büyük değer bulduğunu gördüm. Gerek AB Dış Politika ve Savunma Yüksek Temsilcisi Javier solana ile yine orada bulunan ülke başkanlarıyla, örneğin İrlanda Avrupa Bakanıyla, İngiltere Başbakan Yardımcısıyla, Verheugen ile görüştük. Bizi anlamaya başladılar. Kıbrıs sorununu çözelim, çözmeyelim Brüksel bizi bekliyor. Gerek Başbakan düzeyinde bekliyor, Dışişleri Bakanı düzeyinde bekliyor, teknik düzeylerde bekliyor.
TÜSİAD: EVET İLE KKTC’YE YATIRIMLAR BAŞLAYACAK
KKTC İşadamları derneği (İŞAD) ve Türk Sanayiciler ve İşadamları Derneği (YUSİAD) tarafından 18 Nisan günü Lefkoşa2da “Kıbrıs Ekonomisi ve Yatırım Olanakları” konulu ortak bir seminer düzenlenir. Düzenlenen seminerin amacı referandumda Kıbrıs Türk halkını “evet” dedirtmektir. Bu seminerde konuşan İŞAD başkanı Ünsal Özbilenler şunları söyler;
“Plana evet denilmesi halinde Kuzey Kıbrıs’ta yatırım iklimi oluşacak ve özellikle Türkiyeli iş adamları yatırım için Kuzey Kıbrıs’a geleceklerdir. Kıbrıslı Türklerin referandumda evet diyerek Türkiye’ye diyet borcunu ödemesi gerekir.”
TÜSİA Başkanı Ömer Sabancı ise şu konuşmayı yapar;
“Referandumda Rum tarafından hayır çıksa da Rumlar AB’ye girecektir. Kuzey’den çıkacak evet sonucuyla da Kıbrıs Türk halkının ödüllendirilmesi gerekecektir. Kıbrıs Türk halkının evet demesi halinde Kuzey Kıbrıs’ta daha cazip yatırım ortamı oluşacaktır. Kıbrıs Türklerinin evet demesi halinde Türkiye, Kuzey Kıbrıs’ın gümrük birliğiyle AB’ye entegresini önermelidir.”
TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Cem Duna’nın konuşması ise şöyle;
“Türk tarafından evet çıkması halinde şeffaflık ve öngörülebilirlik ortaya çıkacaktır. Evetlerle anlaşmanın sağlanması veya Türk tarafının evetiyle ambargoların hafifletilmesi gibi iki senaryo vardır. Rumların hayır, Türklerin evet demesi halinde ayrı bir ekonomik süreç hızlanacaktır.”
TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Oktay Varlıer ise şunları söyler;
“Referandumda Rum tarafının hayırı, Türk tarafının evetiyle Kuzey’e yatırımlar başlayacaktır.”
TÜSİAD Yönetim Kurulu üyesi Ömer Aras’ın konuşması ise şöyle;
“Referandumda çıkacak olumlu havayla KKTC’nin finansman sağlamsı cazip ortama kavuşacaktır. Türk mali sistemi KKTC’de yatırım imkanları arayacak, KOBİ’lerde patlama olacaktır.”
Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Ali Erel ise şunları söyler;
“Referandumda Türk tarafı hayır derse kötü olan ekonomik yapı daha da artarak devam edecektir. Evet denilirse ekonomi düzelmeye başlayacaktır.”
“AB AMBARGOLARI KALDIRACAK”
AB dönem başkanı İrlanda’nın Tullamore kentinde Avrupa Birliği üyesi ve aday ülkeler Dışişleri Bakanlarının gayrı resmi toplantılarına katılan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, 18 Nisan günü İrlanda dönüşünde Kıbrıs konusuyla ilgili soruları yanıtlar. Gül’ün açıklamaları şöyledir;
“Toplantıda, Kıbrıs’ta referandumdan önce Türkiye’nin pozisyonu, adadaki iki tarafın pozisyonu, tüm bunlar gözden geçirildi. İhtimaller konusunda, her iki tarafta evet çıkması halinde veya kuzeyde evet, güneyde hayır çıkarsa, ki bugün öyle gözüküyor, neler yapılması gerekir. Bunlar geniş şekilde tartışıldı. Toplantının ana gündemi bu oldu ve neredeyse bunun için toplantı yapılmış oldu. Eğer Türk tarafı evet, Rum tarafı hayır derse, o zaman Rum tarafı Avrupa Birliği’ne girerken Türk tarafına uygulanacak tüzüğün gözden geçirilmesi gerektiği ve Türk tarafının cezalandırılmaması, böyle bir olumsuzluk karşısında yapılacak uygulamaların Türk tarafını cezalandırıyor gibi bir durum ortaya çıkmaması gerektiğinin altı çizildi. Bunu hem ben söyledim, hem de diğer bakanlardan büyük bir destek ortaya çıktı. Referandumdan önce böyle bir toplantıda herşeyin gözden geçirilmesi, alternatiflere karşı AB’nin alacağı tavrın, planlanmamış olmasına rağmen geniş bir şekilde, sanki tek gündem maddesiymiş gibi tartışılması çok yararlı oldu. Herkes, bu tarihi bir şey, bu fırsat kaçırılmamalı ve plan kabul edilmeli fikrindedir. Ama eğer böyle olmazsa ve bütün kamuoyu yoklamalarının gösterdiği gibi bir sonuç ortaya çıkarsa, Türk tarafına haksızlık yapılmaması ve bunun dikkate alınmasının genel ve geniş bir anlayış haline geldiğini gördüm. Aslında büyük bir sempati gördük. Kararlılık gördüm. Türk tarafına karşı sorumlulukları olacağını , bunu görmezden gelemeyeceklerini açık bir şekilde ortaya koyup söylemekten çekinmediler. Kamuoyu yoklamalarında beklenen sonuç çıkarsa Avrupa Birliği’nin KKTC’ye uyguladığı ambargoları, kısıtlamaları kaldırması gündeme gelecektir.” (DEVAM EDECEK)
GÜNDEM
30 Aralık 2024SPOR
30 Aralık 2024GÜNDEM
30 Aralık 2024SPOR
30 Aralık 2024SPOR
30 Aralık 2024GÜNDEM
30 Aralık 2024GÜNDEM
30 Aralık 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.