Çok kritik ve tehlikeli günlerden geçiyoruz.
Emperyalist güçlerin gözü Kıbrıs ile Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarında. Her ne pahasına olursa olsun Kıbrıs ile enerji kaynaklarını ele geçirmeye çalışıyorlar.
Bir tarafta ABD ile AB, diğer tarafta ise Rum-Yunan ikilisi, Mısır, İsrail , Fransa, Almanya ve diğerleri. Tümü de Kıbrıs ve enerji konusunda anlaşmış durumda.
Herhalde, “paylaşım” planlarını da yapmışlardır.
Ama önlerindeki tek engel Türkiye ile KKTC. Bu nedenle de Türkiye ile KKTC’ye yönelik çok büyük saldırılar yapılıyor.
Ekonomik saldırıların yanısıra, lobicilik ve beşinci kol faaliyetleri de devam ediyor. ABD ve emperyalist güçler Türkiye’ye ekonomik saldırıları üstlenirken, AB ile Rum-Yunan ikilisi de KKTC’de beşinci kol faaliyetlerini yürütüyor.
Rum liderliği “Türk Lirası’nın değer kaybetmesi ile Türklerin ekonomik sıkıntılarını kullanarak, Kıbrıs konusunda istediğimiz çözümle ilgili dayatmalarda bulunalım ve Türkiye’den kurtulalım” çağrıları yaparken, içimizdeki işbirlikçiler de Rum stratejisine paralel olarak harekete geçmiş durumda.
AB ile ilişikli sendikaların ve sivil toplum örgütlerinin yaptıkları açıklamalarda da bunu görebiliriz. Söyledikleri ise şunlar;
“Türkiye’den kurtulamazsak ekonomik sıkıntılar daha da büyüyecek ve yok olacağız. Bu nedenle birinci hedefimiz Türkiye’ye karşı mücadele olmalı.”
Öyle de yapıyorlar.
Ekonomik sıkıntıları ve mağduriyetleri istismar ederek, halkı Türkiye’ye karşı kışkırtıyorlar. Ekonomik sıkıntılar içinde boğulan halk da başını kaldırıp, neler lup bittiğine bakamıyor.
Tabii, bu arada yürütülen algı operasyonları da var. Bununla da halka şu enjekte edilmeye çalışılıyor;
“Bana ne Kıbrıs konusundan, ne olursa olsun, bizim için ekmek ve geçim daha önemli.”
Ve, pek çok kişi bunu söylemeye başladı.
Bu arada tüm bunlara karşı devletin savunma sistemleri de tamamıyla çökmüş. AB ile Rum-Yunan ikilisinin Kıbrıs Türk halkına karşı yürütmekte olduğu algı operasyonları ile propagandalara yanıt verilemiyor. Halk, tamamen, Rum propagandasının insafına terk edilmiş durumda.
***
Bu arada şuna da dikkat etmek gerekir;
Tüm bunlar şaşırtıcı bir zamanlama ile, Kıbrıs konusuyla ilgili müzakerelerin yeniden başlaması için her türlü girişimin devam ettiği günlere denk geliyor.
Tabii ki bu tesadüf değil.
Bunlar, daha önceden hazırlanmış stratejinin parçaları.
Bütün dikkatler ekonomik sıkıntılara çevrilirken, Kıbrıs konusu gözden kaçırılıyor.
Perde gerisinde ise kazan kaynıyor ve çanlar çalıyor.
Dileğimiz, bu kazana düşmememiz.
Aksi takdirde, bir asırlık ulusal mücadelemiz sıfırlanacak ve Kıbrıs bir an da elimizden uçup gidecek.
GÜNDEM
18 Kasım 2024SPOR
18 Kasım 2024GÜNDEM
18 Kasım 2024SPOR
18 Kasım 2024SPOR
18 Kasım 2024GÜNDEM
18 Kasım 2024GÜNDEM
18 Kasım 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.