Önümüzdeki Nisan ayında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaşırken adaylar da belirlenmeye başladı.
Adayını açıklayan ilk parti CTP olurken, Cumhurbaşkanı adayı ise Tufan Erhürman.
Daha sonra ise Kudret Özersay “bağımsız aday” olarak ortaya çıktı. Halkın Partisi de Özersay’ı destekleyeceğini açıkladı.
UBP ise geçtiğimiz Cumartesi günü UBP Genel Başkanı ve Başbakan Ersin Tatar’ı Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterdi.
Mustafa Akıncı ise TDP ile diğer teferruat partileri tarafından destekleniyor.
YDP ile DP’den ise hala daha resmi bir açıklama yok. Bu arada eski Meclis Başkanı Sibel Siber’in de “bağımsız aday” olabileceği konuşuluyor.
İşte bu tablo karşısında da “sağdan 4 aday çıkacağı” ve “sağ param parça” yönünde değerlendirmeler yapılıp, bunun birinci turda sağ açısından büyük bir zaafiyet yaratacağı da ileri sürülüyor.
Birinci turda bir zaafiyet oluşabileceği doğru olarak kabul edilse bile, sağ partiler arasında Kıbrıs konusundaki düşünce ve politikalarda herhangi bir zaafiyet yok. Çünkü, sağ partilerin tümü de KKTC’nin yaşatılmasından, özgürlükten, egemenlikten, Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünden ve Kıbrıs’ta Türk askerinin varlığından yana.
Ve ikinci turda sağ partilerin, ikinci tura kalacak olan sağ adayın etrafında birleşecekleri de kesin.
Yani, seçim birinci turda bitmeyebilir ama ikinci tura kalacak olan sağ aday büyük bir zafer kazanacak.
Bundan da kimsenin kuşkusu yok.
***
Şimdi de bu doğrultuda geçmişte yapılan Devlet Başkanlığı ile Cumhurbaşkanlığı seçimlerine bir göz atalım. Geçmişte yapılan seçimlerde de sağ , birden fazla adayla seçimlere katılmıştı.
Devlet Başkanlığı için 1980 yılında yapılan seçimlerde sağ partilerden biri olan Demokratik Halk Partisi (DHP) Rauf Denktaş’a karşı aday çıkarmıştı.
Ülkede 1990 yılında yapılan seçimde ise , sağ partilerden biri olan Yeni Doğuş Partisi (YDP) TKP ve CTP ile birlikte ortak aday göstererek, bağımsız aday olan Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş’ın karşısında yer almıştı.
Bu durum karşısında “Denktaş’ın kazanma şansı yok” şeklinde değerlendirmeler ileri sürülmesine rağmen, Denktaş yüzde 66. 65 oy oranıyla seçimi kazandı.
1995 ve 2000 yıllarında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sağdan iki aday katıldı. Denktaş “bağımsız aday” olarak, Derviş Eroğlu da UBP’nin adayı olarak seçimlerde yer aldı. Her iki adayın Kıbrıs konusunda herhangi bir farklıkları yoktu.
Bu iki seçimde de “sağ bölündü, sağ adayların kazanma şansı yok” değerlendirmeleri yapılırken, “sol” partiler bayram ediyordu.
Ama sonuç bekledikleri gibi olmadı.
Sol partilerin adayları sandıklarda kalırken, her iki seçimde de ikinci tura sağın adayları olan Denktaş ile Eroğlu kaldı.
***
Gönlümüz birinci turda seçimin bitmesidir. Ama seçim ikinci tura kalırsa, sağ partilerin , ikinci tura kalacak olan sağ adayın etrafında kenetlenmeleri ve zafer ulaşmalarıdır.
Zaten bundan başka bir çıkış yolu da yoktur.
Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik DP ile YDP’nin tavrı da belirlendikten sonra bu konuyu değerlendirmeye devam edeceğim.