DOLAR 32,5635 0.22%
EURO 34,9614 -0.07%
ALTIN 2.439,440,15
BITCOIN 20979180,30%
Lefkoşa
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Aydın Akkurt  değerlendirdi; AB’nin çirkin yüzü

Aydın Akkurt değerlendirdi; AB’nin çirkin yüzü

ABONE OL
07 Mayıs 2018 22:32
Aydın Akkurt  değerlendirdi; AB’nin çirkin yüzü
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Annan Planı ile ilgili referandum öncesinde AB’nin verdiği sözleri hala daha çok iyi hatırlıyoruz;

Referandumda “hayır” diyen taraf cezalandırılacak, “evet” diyen taraf ise ödüllendirilecekti. Bunun dışında verilen daha pek çok söz vardı;
Kıbrıs Türkleri “evet” derse izolasyonlar ve ambargolar kaldırılacaktı. “Evet” diyen Kıbrıs Türk tarafı açıkta ve soğukta bırakılmayacaktı. Gerekirse KKTC tanınacaktı.
Ve daha bir sürü söz ve vaat.
Bunların arasında en önemli olanlardan biri de verilen şu sözdü;
“Kıbrıs Türkleri evet derse, AB ile müzakerelerinde Kıbrıs konusu bir kere daha Türkiye’nin önüne engel olarak konulmayacak.”
Sonuçta, Kıbrıs Türkleri “evet” dedi ama verilen sözlerin bir teki bile yerine getirilmedi.
“Hayır” diyen Rum tarafı ise ödüllendirildi. “Evet” diyen Türk tarafı ise hala daha cezalandırılıyor, izolasyonlar ve ambargolar devam ediyor.
Tüm bunların da ötesinde, referandum sonuçlarının açıklanmasından hemen sonra , AB yetkilileri şu açıklamayı yapmıştı;
“Referandumda evet diyen Kıbrıs Türleri devletlerinden ve egemenliklerinden vazgeçtiler.”
Kıbrıs konusu ise hala daha AB ile müzakerelerinde Türkiye’nin önüne engel olarak konuluyor. Ve, işte Türkiye’ye “AB üyesi olmak istiyorsan AB toprağı olan Kıbrıs’tan askerini çek, garantörlüğün kaldırılmasını kabul et” deniliyor.
İşte, AB budur.
Yalan söyleyen, verdiği sözleri yerine getirmeyen bir birlik.
Başından beri de Rum-Yunan yanlısı.
Bunu da, haksız ve tek yanlı bir kararla bir Rum tarafını AB üyeliğine aldığında da görmüştük.
***
Rum tarafının AB üyeliğine alınması , Türkiye ile Kıbrıs Türk tarafına karşı yürütülen stratejinin bir parçasıydı. Rum liderliği de bunu şöyle açıklamıştı;
“AB üyesi olmak istememizin ana hedefi Kıbrıs’ta Türkiye’nin karşısına AB’yi çıkarmaktır”
Öyle de oldu.
Rum tarafının, AB üyesi olmasıyla birlikte, AB şu söylemi geliştirdi;
“AB üyesi olmayan bir ülke bir AB üyesinin garantörü olamaz ve AB topraklarında asker bulunduramaz.”
Şimdilerde ise, AB Rum tarafının Kıbrıs’ın enerji kaynaklarına tek başına sahip çıkma girişimlerine büyük destek veriyor; “AB üyesi olan Güney Kıbrıs egemenlik haklarını kullanarak sondaj çalışmalarında bulunabilir, Türkiye bunu engelleyemez” diyor.
Bunun son örneğini de Brüksel’de yapılan AB Liderleri Zirvesi’nde gördük.
AB liderleri sonuç bildirgesinde de aynen şu ifade yer aldı;
“AB Konseyi, Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve Ege Denizi’nde devam eden yasa dışı faaliyetlerini güçlü şekilde kınıyor ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile Yunanistan’la olan tam dayanışmasının altını çiziyor.” Bildirgede ayrıca Türkiye’ye “bu faaliyetlerine son verme” ve “Rum Yönetimi’nin AB ve uluslararası hukuk uyarınca egemenliğinden kaynaklanan doğal kaynaklarından faydalanma hakkına saygı duyma” çağrısı da yapıldı.
Yani açıkça belirtmek gerekirse, AB için Kıbrıs Türk tarafı ile Türkiye’nin hakları önemli değil. AB için önemli olan her alanda Doğu Akdeniz’de Türk egemenliğini ve bu egemenliğin dayanak noktası olan KKTC’yi bitirmek.
AB, bu hedefe ulaşabilmek için de her yolu ve yöntemi kullanıyor.
Ve, bir kez daha görülmüştür ki; AB Kıbrıs konusunda taraflıdır ve tarafı da Rum-Yunan ikilisidir.
,

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.