Güney Kıbrıs’ta başkanlık seçiminin birinci turu tamamlandı. Sonuçlar ise şöyle;
DİSİ’nin adayı Nikos Anastasiadis yüzde 35.50, AKEL’in desteklediği bağımsız aday Stavros Malas yüzde 30.25, DİKO adayı Nikolas Papadopulos yüzde 25.74, ELAM adayı Hristos Hristu ise yüzde 5.65 oranında oy aldı.
Bu sonuçlara göre de ikinci turda Anastasiadis ile Malas yarışacak.
Sonucun ne olacağını kestirmek şu anda oldukça zor.
Ama, içimizdeki bazı çevreler ile “çözümcüler” bayram yapmaya başladı. Ne imiş; Güney’de barış yanlıları kazanmış, çözüm karşıtları kaybetmiş.
Malas’ın seçmi kazanması için de duaya başladılar. Neden mi?
Malas seçimi kazanırsa çözüm olacakmış.
Bütün bunlar bana, 28 Şubat, 2008 tarihinde Güney Kıbrıs’ta yapılan başkanlık seçimini ve sonrasını hatırlattı. Bu balkanlık seçimini AKEL Genel sekreteri Dimitris Hristofyas kazandığında, CTP’nin ruhani lideri Mehmet Ali Talat da cumhurbaşkanıydı. Bizdeki “çözümcüler” bayram ederken, şöyle diyorlardı;
“Hristofyas ile Talat Kıbrıs sorununu çözecek, barış gelecek.”
Nasıl olsa, Talat ile Hristofyas yoldaştı ve CTP ile AKEL arasında Kıbrıs konusuyla ilgili imzalanış protokoller vardı.
Ama hevesleri kursaklarında kaldı. Hristofyas ile birlikte müzakereleri yürüten Talat, bir müddet sonra şu açıklamaları yapacaktı;
“Ben Hristofyas’ın böyle olduğunu bilmezdim, bizi kandırdı. Hristofyas’la çözüm olmuyor, ne yapayım, kendimi Girne Kapısı’nda asayım mı?”
Talat’ın değerlendirmeleri doğruydu, çünkü Kıbrıs konusunda AKEL ile diğer Rum siyasi partileri arasında en küçük bir ayrılık bile yok. Tümü de Rum Ulusal Konseyi’nde alınan kararlar ve Ortodoks Kilisesi’nin talimatları doğrultusunda hakaret ediyor.
Dahası da var; AKEL, 1950 yılında düzenlenen Enosis Plebisiti’nin öncüsüdür ve Rum Meclisi’nde alınan Enosis kararlarının da altında imzası vardır.
AKEL’in desteklediği Malas, başkan seçilirse neler yaşanacağını da hep birlikte göreceğiz.
DİSİ VE DİKO
Şimdi de, kısaca da olsa DİSi ile DİKO’nun ne olduklarına bakalım.
Anastasiadis’in partisi olan DİSİ, EOKA’cıların partisidir. DİKO ise Enosise yeminli, Akritas Planı’nın hazırlayıcısı ve uygulayıcısı olan Makarios’in partisidir.
Kıbrıs konusunda savundukları ve düşündükleri aynıdır. DİSi ve DİKO, çözüm şartları olarak “Türkiye’nin garantörlüğünün kaldırılmasını, Türk askerinin Kıbrıs’tan çekilmesini, Kıbrıs Türklerine siyasi eşitlik ile dönüşümlü başkanlığın verilmemesini” ileri sürmektedir. AKEL’in de ileri sürdüğü şartlar bunlardır.
Bu nedenle, DİSİ’nin desteklediği Anastasiadis ile AKEL’in desteklediği Malas’ın ikinci tura kalmasını “Güney’de barışçılar kazandı” olarak nitelemek, halkımızı kandırmaktan başka bir şey değildir.
ELAM’IN YÜKSELİŞİ
Güney’de yapılan başkanlık seçimin birinci turunda oy oranı olarak en fazla yükselişi ELAM yakaladı. ELAM adayı Hristos Hristu yüzde 5.65 oranında oy aldı. Bu da 21.830 oy ediyor. Yani, ELAM, CTP kadar oy aldı.
Bu da bize Güney’de Türk düşmanlığının her geçen günle daha da tırmandığını gösteriyor. Bazı çevreler bunu küçümsüyor ama tehlike büyük.
EOKA terör örgütü kurulduğunda da üye sayısı 20-30 kişiyi geçmiyordu. Ama kısa sürede Kıbrıs Rumlarını etkisine aldı ve yönlendirdi. Daha sonra neler yaşandığını da hepimiz biliyoruz. lşandığın ı da hepimiz biliyoruz.
Şimdi ise 22 bin Rum, ELAM’a oy verdi.
İKİNCİ TURDA NE OLABİLİR?
Bu soruya yanıt vermek veya tahminde bulunmak zor ama, perde gerisinde yaşanan gelişmelere bakarak değerlendirmede bulunabiliriz.
Başta AB, ABD olmak üzere diğer emperyalist güçler, Kıbrıs konusuyla ilgili müzakere sürecinin yeniden başlatılmasını planlarken, Anastasiadis’i gönderip, Malas’ı getirmek istiyorlar.
Çünkü, Anastasiadis’in imajı zedelendi, “çözümcü” görüntüsü yara aldı. Dünyayı ve Kıbrıs Türk halkını kandırması mümkün değil. Bu nedenle, “çözüm yanlısı” olarak gösterilen Malas sahneye çıkarılacak.
Zaten bu oyun geçmişte de yaşanmıştı. “Çözüm yanlısı” olarak gösterilen Vasiliu ile Hristofyas sahneye çıkarılmıştı. Bu şekilde de müzakerelere mahkum edilen Türk tarafı çok uzun yıllar kaybetti.
Şu anda biliyoruz ki, AB, ABD ve diğer emperyalist güçler Malas’ı seçtirmek için harekete geçmiş durumda, bunun da pazarlıkları yapılıyor.
Ama, bizim bilmemiz gereken şu;
Rum başkanı kim olursa olsun bizim için fark etmez. Çünkü, Anastasiadis ile Malas’ın Kıbrıs konusunda söyledikleri, düşündükleri ve kırmızı çizgileri bire bir örtüşüyor.
Bunu da görüp, birlikte yaşayacağız…