DOLAR 32,5622 0.01%
EURO 34,9451 0.12%
ALTIN 2.429,39-0,01
BITCOIN 2172355-0,64%
Lefkoşa
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Aydın Akkurt değerlendirdi;    Annan Planı referandumu ve CTP

Aydın Akkurt değerlendirdi; Annan Planı referandumu ve CTP

ABONE OL
25 Nisan 2018 14:08
Aydın Akkurt değerlendirdi;    Annan Planı referandumu ve CTP
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin (CTP) Annan Planı ile ilgili referandumun 14. yıldönümünde yaptığı açıklamayı görünce hem üzüldüm, hem de şaşırdım.

Aldatılmışlık duygusu kolay değil, CTP’nin açıklamasında da bu görülürken , şöyle deniliyor;

“Kıbrıslı Türkler referandumda ‘evet’ dediler ama, hala daha izolasyonlar ile ambargolar kaldırılmadı. Bunun yerine getirilmesini bekliyoruz.”
Ya öyle mi, daha çok beklersiniz.
Nedenini de kısaca açıklayayım;
Referandumda, AB, ABD, BM, İngiltere ve diğer emperyalist güçler tarafından verilen sözler yerine getirilmek için değil, Kıbrıs Türk halkını kandırıp, referandumda “evet” dedirtmek için verildi.
Referandumda, Kıbrıs Türkleri “evet” deyince, verilen sözler unutuldu “tak sepet koluna, herkes kendi yoluna” denildi.
Tabii ki, Kıbrıs Türk halkının kandırılmasında CTP’nin rolü ve sorumluluğu çok büyük.
Verilen boş sözlerin ve yapılan vaatlerin kefili CTP idi. Dış güçlerin taşeronluğunu yapıyordu.
Bunu da kısaca anlatalım;
Referandum sürecinde, dış güçler “Kıbrıslı Türkler ‘evet’ derse izolasyonlar ve ambargolar kalkacak, Türk tarafındaki hava ve deniz limanları tanınacak, Türk tarafı ödüllendirilecek, açıkta ve soğukta bırakılmayacak, hatta KKTC’nin tanınması için girişimler başlatılacak” sözleri veriliyordu.
Bu arada bazı gazetelerde “Evet deyin, villayı alın” reklamları da yayınlanıyordu.
Biz ise o günlerde “sakın ola bu boş sözlere kanmayın, bunların bir teki bile yerine getirilmeyecek, sizi kandırmak istiyorlar” dediğimizde ise karşımıza, “evet” propagandasının taşeronluğunu yapan CTP, BDH, ÇABP ve diğer teferruat partileri ile AB’den beslenen sivil toplum örgütleri çıkıyordu.
Başta o günlerin Başbakanı ve CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat olmak üzere söyledikleri şunlardı; “Siz bu çözüm karşıtlarına inanmayın, Brüksel’de bize söz verdiler, halkımız referandumda ‘evet’ derse verilen bütün sözler yerine getirilecektir. Evet dersek izolasyonlar , ambargolar kaldırılacak, ekonomimizin kalkınması için her türlü yardım yapılacaktır. Hayır diyecek olan Rum tarafı ise ağır şekilde cezalandırılacaktır.”
Sonuçta, Kıbrıs Türkleri referandumda “evet” dedi.
Peki sonrasında ne oldu?
Verilen sözlerin ve yapılan vaatlerin bir teki bile yerine getirilmedi.
“Hayır” diyen Rum tarafı ödüllendirilirken, Türk tarafı hala daha izolasyonlar ve ambargolarla cezalandırılıyor.
CTP ise şimdi “bize söz verdiler ama hala daha izolasyonlar ile ambargoları kaldırmadılar” diyor.
Ve, CTP’nin bunu söylemeye hiç hakkı yok. Çünkü, bu halka “evet” dedirtmenin öncülüğünü yapan CTP, bu halkın devleti ile egemenliğini tehlikeye attı. AB ise hala daha Kıbrıs Türklerinin yüzüne bakarak “siz evet demekle devletinizden ve egemenliğinizden vazgeçtiniz” diyor.
Ve, CTP’nin yapması gereken şu;
Halkın önüne çıkarak ve “bizi kandırdılar” diyerek halktan özür dilmek.
Yoksa gerisi boş tantana…

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.