DOLAR 34,2452 0.28%
EURO 37,6376 -0.37%
ALTIN 2.921,730,22
BITCOIN 21306392,22%
Lefkoşa
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Aydın Akkurt  değerlendirdi;  Denktaş-Akıncı-Polis

Aydın Akkurt değerlendirdi; Denktaş-Akıncı-Polis

ABONE OL
24 Ocak 2018 10:43
Aydın Akkurt  değerlendirdi;  Denktaş-Akıncı-Polis
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Cumhurbaşkanlığı binası önünden geçerken, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş’ı yuhalayanlar kimlerdi?

Meydanlarda “katil Denktaş, Azrail göreve” diye bağıranlar kimlerdi?

Peki ya, Denktaş Meclis’e girdiğinde ayağa kalkmayanlar kimlerdi?

Kimler olacak,  bugün “ Cumhurbaşkanı Akıncı’yı Afrika gazetesi önünde yuhaladılar” diyerek dünyayı ayağa kaldırmaya çalışanlar.

Bunların zihniyeti  işte böyle.  Kendileri her şeyi yapacaklar, ama kendilerinde bir şey yapıldığında dünyayı ayağa kaldıracaklar.

Bu zihniyete göre;  demokrasi ve siyasi düşünce özgürlüğü sadece kendilerine mahsus.  Kendileri konuşacak, herkes susacak.

Ama, bundan sonra böyle olmayacak.

Yapılan herşey anında karşılığını bulacak.

Şimdi de gelelim Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya. Akıncı, cumhurbaşkanı olduğundan bu yana Meclis’in, Büyükelçiliğin, Başbakanlığın ve diğer bakanlıkların önünde pek çok eylem yapıldı.

Meclis’in  önündeki demir parmaklıklara çıkıldı,  bahçeye girildi. Büyükelçilik binasının  bahçe duvarlarına  çirkin ifadeler içeren pankartlar asıldı, bahçeye pet şişeler atıldı.

Trafik kazasında yitirilen canlar bahane edilerek, Başbakanlığın önünde düzenlenen eylemde başbakanlık binasının camları kırıldı, demir parmaklıklar yerinden  söküldü,  güvenliği sağlayan polislere  taşlı- sopalı saldırılar yapıldı.  Atılan taşlardan bazı polisleri kafa tasları kırıldı.

Peki Akıncı ne yaptı?

Bu çirkin eylemleri  kınadı mı,  ayrıntılı rapor hazırlanması  ve eylemciler hakkında soruşturma başlatılmasını istedi mi?

Ne gezer, bunların bir tekini bile yapmadı.

Ama, şimdi Afrika gazetesinin önünde eylem düzenlenince hemen harekete geçti.  Rapor istiyor, soruşturma istiyor, tutuklama istiyor.

Bu arada,  büyük fedakarlık göstererek  eylemin daha da büyümesini önleyen polis “günah keçisi” ilan edildi. Söyledikleri ise şu;

Polis gereken güvenlik önlemlerini almamış, olaylar yaşanırken bir tek kişiyi bile tutuklamamış.

İşte, bunların güvenlikten anladığı bu. Olaylar yaşanırken, birilerini tutuklamaya kalkmak, olayları daha da  tırmandırır. Bunu bile bilmiyorlar.

Güvenliğin yetersiz olduğu meselesine gelince.  Polis  güvenliği sağlamamış olsaydı, eylemciler Afrika’nın içerisine gireceklerdi. Ama giremediler.

Bu da polisin başarısı.

Ve şimdi göreceğiz ki, polisin üzerinden askere karşı yeni bir  saldırı operasyonu başlatacaklar.

Bu arada şunu da düşünüyorum;

VOLKAN gazetesi önünde taşlı-sopalı protesto eylemleri düzenlendiğinde,  binanın camları kırıldığında ve kapının önüne tehdit mektupları bile  bomba görüntüsü  verilen  kutular bırakıldığında,  “demokrasi ve düşünce özgürlüğünü savunduklarını” söyleyenler neredeydi?

Bir teki bile “VOLKAN gazetesinin siyasi görüşlerini beğenmiyoruz ama bu saldırılar yapılamaz” dedi mi?

Demediler.  Hatta “oh” çekenler bile oldu.

Ve, gün geldi devran döndü.

Rüzgar ekenler fırtına biçmeye başladı.

Ve, bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak…

 

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.