DOLAR 32,4432 -0.14%
EURO 34,8469 -0.37%
ALTIN 2.445,380,39
BITCOIN 20909660,69%
Lefkoşa
°

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Aydın Akkurt değerlendirdi;   Guterres  çerçevesi ve Akıncı

Aydın Akkurt değerlendirdi; Guterres çerçevesi ve Akıncı

ABONE OL
07 Mayıs 2018 22:28
Aydın Akkurt değerlendirdi;   Guterres  çerçevesi ve Akıncı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın geçtiğimiz gün Guterres çerçevesiyle ilgili olarak yaptığı açıklama, yeni bir endişe oluştururken, ilk önce Akıncı’nın açıklamasına bakalım. Akıncı’nın söyledikleri aynen şöyle idi;
“Ben Kıbrıs Türk halkı adına BM parametreleri çerçevesinde çözüm konusunda CransMontana öncesinde, sırasında ve sonrasında da aynı samimi tutum içerisinde olmaya gayret gösterdim. Guterres çerçevesine o gün ‘Evet’ dediğim gibi bugün de aynı noktadayım. Ama benim tek başıma bu noktada bulunmamam çözüm için yeterli değil. Rum tarafı Guterres çerçevesini sulandırmadan , kendi yorumuyla çarpıtmadan bize sunulduğu şekliyle kabul etmeye hazırsa, bunu bir an önce açıklasın. Stratejik bir paket anlaşması olarak bunu ilan edelim. Geri kalan boşlukların tamamlanması için o zaman müzakerelerin de bir anlamı olur.”
GUTERRES ÇERÇEVESİ NEDİR?
Cumhurbaşkanı Akıncı’nın açıklamasını okudunuz. Şimdi de Guterres çerçevesinin ne olduğuna bir bakalım;
GÜVENLİK KONUSU
Guterres: “Kıbrıs’ta eskinin devamını değil, yeni bir güvenlik sistemine ihtiyacımız olduğunu kabul etmeye başlamalıyız. Müdahale hakkı ve garanti antlaşmasını sonlandırmamız gerektiğine inanıyorum. Bütün Kıbrıslıların kendilerini güvenlikte hissedeceği yeni bir sistem eski sistemin yerini almalıdır. Bir acil uygulama mekanizmasına ihtiyacımız var. Bu mekanizma BM gibi dış faktörleri bünyesinde barındıracağı gibi, çok-taraflı ve uluslararası boyutları da olmalı. Mevcut garantörler hem çözümü uygulayıp hem de kendi kendilerini denetleyemezler.”
ASKER KONUSU
Guetteres, çözümün ilk gününden itibaren asker sayısında hızlı bir şekilde indirime gidileceğini ve tarafların kabul edeceği bir takvim temelinde adada kalacak asker sayısının aşamalı olarak İttifak Antlaşmasında öngörülen sayıya yakın olacağını söylüyor. Bilindiği gibi, İttifak Antlaşması temelinde adada konuşlandırılan asker sayısı 650 Türk, 950 Yunan’dır. Bu askerlerin belli bir süre sonra adadan temelli olarak ayrılmaları veya durumun gözden geçirilmesi, “yüksek düzeyde”, örneğin üç garantör ülkenin başbakanları arasına yapılacak görüşmelerde ele alınacaktır.
TOPRAK KONUSU
Guterres, Kıbrıs Türk tarafının sunduğu haritayı gözden geçirip haritanın Kıbrıs Rum tarafının “belirli yerlerle” ilgili hassasiyetini karşılayacak biçimde değiştirilmesini istiyor. Hiçbir yer adı verilmemesine rağmen söz konusu “belirli yerlerden” Güzelyurt’un kast edildiği anlaşılıyor.
MÜLKİYET KONUSU
Kıbrıslı Rumlara geri verilecek topraklarda mülkiyet konusunda ilk söz sahibi Kıbrıslı Rumlar olacak ama %100 oranında değil. Kıbrıs Türk yönetiminde kalacak topraklarda ise ilk söz sahibi kullanıcıya, yani Kıbrıslı Türklere ait olacak, ama bu da %100 oranında değil.
EŞİTLİK
Çözümden sonra AB üyeliğinden dolayı adada AB’nin dört özgürlüğüne sahip olacak olan Yunanistan yurttaşlarına paralel olarak, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının da “adil/eşitlikçi” bir şekilde hak sahibi olabilecek. “Adil/eşitlikçi” kavramının içeriğinin ne anlama geldiği taraflar arasında yapılacak görüşmelerde netleşecek.
YÖNETİM
Guterres, iktidar paylaşımının Türk tarafının talepleri doğrultusunda ele alınması gerektiğini belirtiyor ve dönüşümlü başkanlığın 2:1 temelinde görüşülmesini istiyor.
ANASTASİADİS HAZIR MI?
Guterres çerçevesinin neler içerdiğini de okuduk. Cumhurbaşkanı Akıncı yaptığı açıklamada “Ben Guterres çerçevesini kabul ettim, Anastasiadis de kabul etmeye hazırsa bunu açıklasın ve müzakereler başlasın” diyor.
Peki ya, Rum Yönetimi Başkanı NikosAnastasiadis, bugüne kadar “ben Guterres çerçevesini kabul etmiyorum, buna karşıyım” dedi mi?
Böyle bir şey yok.
Buna da bakalım;
Anastasiadis, 11 Ağustos 2027 tarihinde yaptığı açıklamada şöyle dedi;
“BM Genel Sekreteri Guterres’in hazırlamış olduğu parametreler çerçevesinde çözüm müzakerelerine dönmeye hazırım. Ama Türk tarafı buna hazır değil.”
Anastasiadis’in , 16 Eylül tarihli açıklaması ise şöyle;
“Görüşmelerin başlaması için Türkiye’nin Guterres çerçevesini kabul etmesi gerekir.”
İşte, “şeytan ayrıntıda gizlidir” dedikleri gibi, şeytan burada da “Türkiye” ifadesinde gizli.
Anastasiadis, Akıncı’nın Guterres çerçevesini kabul ettiğini zaten biliyor. Akıncı’ya bir lafı da yok. O’nun derdi; garantilerin kaldırılması ile Türk askerinin çekilmesine karşı çıkan Türkiye ile.
Bu nedenle de “görüşmelerin başlaması için Türkiye’nin Guterres çerçevesini kabul etmesi gerekir” diyor.
Türkiye’nin, Guterres çerçevesini kabul etmesi demek ise, garantilerin kaldırılmasını ve Türk askerinin çekilmesini kabul etmek demek.
İşte, bütün mesele bu.
Bir de akla şu soru geliyor;
Akıncı ile Anastasiadis, akşam yemeğinde başbaşa yaptıkları bir saatlik görüşmede neler konuştular, Bu başbaşa görüşmede Guterres çerçevesi de konuşuldu mu?
Velhasıl kelam, bu işin altında bir bit yeniği ve Türkiye’yi zorda bırakma var.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.