Seçimler bitti ve sonuçlar ortaya çıktı. Bu sonuçlara göre de halk hükümeti kurma görevini UBP’ye verdi ama tek başına değil.

Buna göre de koalisyon hükümeti kurulacak.  Bunun için de , ikili, üçlü, hatta dörtlü koalisyon alternatifleri  var.

Ama önemli olan, hükümetin bir an önce kurulması. Çünkü, ülkenin  pek çok sektörü ile halk  bir an önce sorunların çözümünü bekliyor.  Aksi  takdirde ülke kaosa sürüklenebilir.  Bunun da faturası çok ağır olur.

Durum bu noktada iken, ülkeyi kaosa ve gerginliğe sürüklemek isteyen siyasi partiler var. Yaptıkları açıklamalarda ortada;  “UBP ile hükümet kurmayız.”

Bu nedenle de bunlara sormak gerekir;

Peki, öyleyse seçime neden girdiniz?  Halk, UBP’yi birinci parti  yaptığına göre,  UBP’yi hükümet dışında bırakmaya  çalışmak halkın iradesine saygısızlık değil mi?

Elbette ki öyle, ama bunun başka nedenleri de var.

UBP’yi hükmet dışında bırakmak isteyen çevrelerin hedefi ise, Kıbrıs konusunda AB ile ABD’nin dayattığı  çözüm şeklini kabul edecek bir hükümet oluşturmak. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile de kol kola girerek, “çözüm” yolunda ilerlemek.

Bu nedenle de  ülkenin ve halkın sorunları bunları ilgilendirmez.

Varsa yoksa;  Dayatılan çözüm şeklini kabul etmek ve birleşik Kıbrıs’ı oluşturmak.

Ama, bu kolay olmayacak.

Ulusal güçler her ne pahasına olursa olsun,  bu oyuna karşı direnecek. Kıbrıs Türk halkı kasaplık koyun gibi Rum’um mezbahasına girmeyecek.

Neler olacağını da hep birlikte göreceğiz.

***

Kıbrıs konusuna ve sınırlarındaki ateş çemberine dikkat çeken Ankara ise, KKTC’de  hükümetin bir an önce kurulmasından yana.  Bununla ilgili de uyarılarda bulunuyor.

Müzakerelerin yeniden başlaması gündemde.  Bu arada  Kıbrıs Türk tarafının Türkiye ile birlikte  atılacak olan adımları belirlemesi gerekiyor. Günler ise sayılı.

Bu nedenle de , Ankara  “onunla bununla hükümet kurmam” söylemlerinin bir kenara bırakılıp hükümetin bir an önce kurulmasını istiyor. Çünkü, Rum tarafı  atı almış  Üsküdar’ı geçmeye çalışıyor. MED /7 Zirvesinde alınan “Kıbrıs’ta sıfır garanti” kararı da bunun son örneği.

Ve, ne kadar acıdır ki,  Türkiye’nin uyarılarını  “müdahale” olarak göstermeye çalışanlar  ve “Türkiye bize karışmasın, elini çeksin” diyenler var.

Ve ne kadar dikkat çekicidir ki, Rum Yönetimi başkanı Nikos Anastasiadis de yaptığı açıklamada aynı şeyi söylüyor;  “Türkiye ,Kıbrıs Türklerinin üzerinden elini çeksin” diyor.

Kıbrıs konusunun yanında, Türkiye’nin başka konuları da var.  Türkiye’nin sınırları  ateş çemberinde. ABD ile  çatışma ihtimali bile var.

Yarının ne getireceği belli değil.

Biz de ise “hükümeti onunla kurmam, bununla kurmam”  denilerek, ülke kaos ortamına sürüklenmek isteniyor.

Ve, düşünüyorum;

Tüm bunlar tesadüf mü, yoksa  KKTC ile Türkiye üzerine hazırlanan  büyük oyunun  parçaları mı?

Bunun da kararını siz verin.

Ama, dikkatli ve uyanık olun…